GAFLET Mİ DALALET Mİ YOKSA CEHALET Mİ? (TAMAMI)
NABIZ
GAFLET Mİ DALALET Mİ YOKSA CEHALET Mİ?
CHP de olup bitenlerin ne hazin bir manzara sergilediğini görmemek için kör olmaya gerek yok.
Atatürk ve İsmet Paşanın partisi öylesine bir misyona sokulmaktadır ki, kıyamet koparan seçim alameti olan “Çılgın projenin “yanında neredeyse hiç kalır.
Bizim gönül verdiğimiz, halkın güvendiği ve Laik Cumhuriyetin bekçisi ve umudu olan CHP, bir Sosyal Demokrat partidir. Ne zamandan beri?
İsmet Paşanın 1965 ‘de İstanbul Beşiktaşta verdiği Ortanın Solu hareketi startından bu yana.
Ve sonra halkçı ve emekçilere, topraksız köylüye verdiği sloganlarla bu parti tam anlamıyla Sosyal Demokrat bir parti olarak siyaset sahnesindedir.
Şimdi birkaç nokta:
CHP ‘de Yönetim değişikliği olduğundan bu yana nelerle karşılaşıyor, nelere tanık oluyoruz?
CHP artık İrtica tehlikesini yok farz etmekte ve bunu Genel Başkanın ağzıyla tekrarlamaktadır.
CHP Genel Başkanı açıkça ilan etmiştir ki;” Atatürk devrim ve ilkelerini savunmak değil, Türbana özgürlük, tekke ve zaviyelerin açılmasına vize vermek, Ergenekon tutuklularındandan uzak durmak, tarikatlarla ilişki kurmak, aday listelerinde bulunan Atatürkçü geleneği savunanları silmek gibi işlerle meşguldür”.
AKP Genel Başkanına karşı ılımlı bir muhalefeti yeğleyerek, örneğin şu Çılgın Projelere karşı kılını kıpırdatmamak
En önemlisi; partinin Genel Başkan yardımcılarını Fethullahçı, etnik ayırımcı güçlerini temsil edenleri. Derviş yandaşlarını seçmek gibi… Daha bunlara çok eklemeler yapabilirsiniz: Orduyu devre dışı bırakmak, askerlik süresini kısaltmak yoluyla ordunun iç disiplinini yok etmek gibi.
NEDENLER VE SONUÇLARI
Bunları AYDINLIK Gazetesinde ve Ulusalkanal’da sık sık ve belgelerle, uzman konuklarla dile getiriyoruz. O nedenle Cumhuriyet Güçbirliğini sırarla kararlı bir şekilde dile getiriyoruz. Birilerinin de foyasını ortaya çıkarıyoruz. Karşı devrim ittifakına karşı, Atatürk Devrimcilerinin görevini yapıyoruz.
Şimdi ve seçim öncesinde tek sesli basından böyle bir ses çıkınca ortaya yeni bir tez atıyorlar: “Bütün bu yapılanlar, Sosyal Demokrasinin gereğidir. Atatürk ve İsmet Paşa Sosyal demokrasiyi yasaklamışlardı. Şimdi yeni CHP onu ihya ediyor”
Anlaşılıyor mu, neden Atatürk’ü ve Ulusal kurtuluş savaşını verenleri, devrimleri gerçekleştirenleri, neden “Hakikatleri tahkik Komüsyonu kurmak ve sanıklarını sandalyaya oturtmak, yeni bir Nemrut Mustafa Divanı kurmak için gayret içindeler?”
O Atatürk ki: “Köylü Milletin efendisidir”demiştir.
O Atatürk ve arkadaşları sadece işgal altındaki güçlerden vatanı kurtarmamıştır. Ayni zamanda da sosyal hakları, emeğin değerini işçinin terini, değerlendirmiş ve ilk Amele Birliğini kurarak işçilere soyal bir hizmet, yeni bir yaşam alanı kazandırmıştır. O kalkacak 19. Yüzyılın sonlarına doğru orta çıkan Sosyal Demokrasi kavramını yasaklayacak?
Sosyal Demokrasi nedir? Herkesin anlayabileceği bir dille anlatmaya çalışalım: “1914 de başlayan sol akımların başında Marksizm vardır. Fransadan yayılmaya başlayan sol, bu yeni ve emekten yana olan akım 2. Enternasyonel’de( 1920) yani Atatürk’ün TBMM ‘yi açtığı sıralarda Marksist öğretiden ayrılmış ve Sosyal Demokrasi kavramı altında birleşmişti.
Sosyal Demokrasi öğretisi kavramsal olarak ne diyordu:
Hem devletin, hem de bireylerin yani yurttaşların ödevlerini artıracağız ve tümüyle Seküler- laik- bir düşünce üreteceğiz.”Öyle bir düşünce ki; içinde tekke yok! Zaviye yok. Türban yok. Tarikat yok. Sadece bireysel çözgürlüklerin devlet katında korunması ve uygulanması ön koşul olarak var”
Peki: Batının “Sekülarizm Atatürk’ün Laiklik diye tanımladığı kavramların anlamı ne?”
Ortak yanıt şudur: “Her ikisi de dinin siyasetle içli dışlı olmaması Açığı siyasetin dinle yöntilmemesi”
CHP nin şu sıralarda adını hiç anmadığı Atatürk’ün devlet anlayışı ise şuydu:”Gazi Mustafa Kemal Milli egemenliği esas alan Cumhuriyeti 1923 de kurduğu zaman biliyordu ki; Cumhuriyetin ayakta kalabilmesi, milletin mutlu ve güvenli kılınması için aslolanın Bağımsız kalabilmesidir.
Atatürk inanıyordu ki: ülkenin kalkınması için sermaye sahibi insanlara gereksinim vardır. Milli egemenliğe dayalı rejimlerin ölçüsü de siyasi partilerle, serbest seçimlerdir(Atatürkün söylev demeçleri cilt-ıı – sayfa 232) Bunun için de partileşmek gereklidir. O nedenle 1923 de Cumhuriyetle yaşıt CHP ‘yi kurmuştu. Mustafa Kemal diyordu ki:”Bütün bunları yapmak içinde halka yol gösterecek, onların bilgi ve görgülerini geliştirecek aydınlara ihtiyaç vardır”. Ülkede tarım ve hayvancılıktan, küçük esnafın korunmasından, yeni iş yerleri açılmasından, yeni işyerleri ve fabrikalar açılarak,işsizlere iş imkanı verilmesinden söz eden(age-s-95) Atatürk:”Sosyal Demokrasiyi yasakladı” demek ya da düşünmek, ya gaflettir, ya dalalettir, daha önemlisi cehalettir.
Atatürkün altı oklu bayrağını hala asıp ,seçim alanlarında sallayanlar, onun adını kullananlar ve sonra siyasetteki aymazlığın üzerini bu sözlerle örtmek isteyenler..
Kuzum; sizde hiç utanma duygusu kalmadı mı?
kurtulaltug@aydinlikgazete.com