23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Gayri nizami harp ile devlet kurulmaz

Evren Devrim Zelyut

Evren Devrim Zelyut

Eski Yazar

A+ A-

Condoleezza Rice’ın 7 Ağustos 2003 tarihli “Transforming the Middle East” Orta Doğu’yu Dönüştürmek isimli The Washington Post gazetesinde yayımlanan makalesini unutmak mümkün mü? O zamanlar ABD ulusal güvenlik danışmanı olan bayan Rice, bölgede Fas’tan Basra Körfezi’ne kadar 22 ülkenin uzun dönemde başta ABD olmak üzere batılı güçler tarafından dönüştürülmesinden bahsediyordu.

O yıllardan günümüze coğrafyada olanları tekrar etmeye gerek yok, ancak dönüşümü yapmak isteyen batılı devletlerin taktiklerini vurgulamak gerek.

BEŞİNCİ KOL İŞ BAŞINDA

1936-1939 İspanya İç Savaşı sırasında Faşist General Franco’nun orduları Madrid'e dört koldan saldırıyor ancak şehri alamıyorlardı. Bu sırada Franco’nun deyimi ile “beşinci kol” görevindeki Madrid içerisinde bulunan Franco ajanları, şehirde bir isyan çıkararak Madrid'in düşmesine yardımcı oldular.

Beşinci kol, nizami harp ile düşürülmesi çok maliyetli veya imkânsız olan devleti, propaganda, casusluk, ekonomi ya da terör ile manevi olarak çökertip, daha sonra o devlete saldırıp yıkmak için yapılan harp şeklidir.

Bu bağlamda FETÖ ve PKK gayri nizami harbin parçasıdırlar. Ancak bir devletin yıkılması ya da ondan bir parça kopartılarak yeni bir devlet kurulması için nihayetinde iki ordunun karşı karşıya gelmesi ve birinin mağlup olması şarttır. Bugün Orta Doğu’da kurulacak bir savaş meydanında TSK’nın karşısına çıkabilecek bir güç yoktur.

Ekonomi alanına baktığımızda ise Moody’s denilen kredi derecelendirme kurumunun 24 Eylül 2016’da mevcut ekonomik veriler aksini söylerken, Türkiye’nin kredi notunu düşürerek ülkeyi ilerleyen aylarda sermaye çıkışları ile diz çöktürmeye çalışması da bu harp biçiminin farklı bir uygulamasıdır.

NEO-CON DÜŞÜNCESİ İFLAS ETMİŞTİR

2000’li yıllarda ABD yönetimini devralan ve Orta Doğu’yu dönüştüreceklerini iddia eden bu grup, bırakın Türkiye’ye zarar vermeyi, yanlış uygulamaları nedeniyle Türk devleti ile ters düşüp, ABD uzun vadeli çıkarlarına bile zarar vermiştir.

Neo-con yazarlardan Michael Rubin “Türkiye’de bölünme sürecinin psikolojik aşamasının tamamlandığını” iddia ediyor. Atalarımız bu tip durumlar için güzel bir söz söylemiş: “Aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş!”

Bölünme hayalleri kuranlar kazdıkları hendeklere çoktan gömüldüler. Şimdi bir bomba patladı diye binlerce yıllık Türk-Kürt kardeşliği mi bozulacak?

İSTANBUL’DA PATLAYAN BOMBALARIN NEDENİ DOLARIN EGEMENLİĞİNE VURULAN DARBE Mİ?

2000 yılında Saddam Hüseyin Irak devletinin bütün petrol hesabını Avroya çevirdi. 2003 yılında savaşla ülkesinden sökülüp atıldı. Kaddafi ise daha ileri gidip tüm Afrika’da altın dinar temelli yeni bir ortak para birimine geçme planını uygulamaya kalkıştı…

Türk devleti bu coğrafyada kanla ve emekle, binlerce yıllık bir geleneğin üzerine, emperyalist orduları yenerek kuruldu. Bu yönü ile Irak ve Libya’ya benzemez. Bundandır ki dünya üzerinde hiçbir devlet Türkiye’ye doğrudan saldırmaya cesaret edemez ancak FETÖ ve PKK/PYD/TAK gibi taşeronları kullanmaktan da çekinmezler.

Bu taşeronlar bombayı sadece İstanbul’da patlatmadılar. Bu bombalar aynı zamanda Moskova’da, Pekin’de de patlamıştır. Türkiye’nin Rusya ile ruble/lira, Çin ile yuan/lira üzerinden ticaret yapacağını açıklamasından sonra patlayan bombalar, aynı zamanda Rusya ve Çin’e de verilmiş mesajlardır.

Ne yaparlarsa yapsınlar PKK’nın işverenleri için yolun sonu yaklaştı. Zira taşeron örgütleri hendekler kazdı, şehir savaşı yapmaya çalıştı, başaramadı. Kırsalda TSK’nın karşısına çıktı, darmadağın oldu. Patlatılan bombalar da bu milleti bölmek yerine daha da birleştirdi. Umarız rüyalarından çabuk uyanırlar çünkü bu halkın nefretini bu hızda kazanmaya devam ederlerse, Orta Doğu’yu bırakın dizayn etmeyi ancak haritayı açıp Orta Doğu’ya oradan bakarlar.