Geç ABD’nin NATO’nun yanına, sonra da üretim de olur mu
Nasıl bir ikincilik duygusudur bu!! Boris Johnson bizim Cumhurbaşkanımıza şaka yapmış… Hatta … hatta “çok güzelsin” demiş… hatta ve hatta Türkçe söylemiş… 30 kez tekrar tekrar kıkırdaşarak aynı sahneyi gösteriyorlar.
- Duydun mu … duydun mu… bak bi daha gösterelim… duydun mu…
Hiç bizim Cumhurbaşkanımıza İngiltere Başkanı’nın gözüyle bakmamıştık… hakkaten yav… güzelmiş. Gerçi Türkçede erkeklere güzel denmez, yakışıklı denir… Türkçemiz işte böyle ayrıntıcıdır… ama olsun Boris Johnson’dan daha iyi bilecek değiliz ya…
Neymiş meğer bizim başkan! Bir de beğenmiyorduk… kızıp duruyorduk, Biden’ın yüzünde gülücükler açtırdı.
Görüşmeyi bile kabul etti…
O ooo ne müthiş.
*
İnanın hava aynen böyleydi o müthiş sunucularımızda.
NATO’yla ilişkilerimizde önemli adımlar atılıyor.
Türkiye’nin kaderini, geleceğini belirleyecek önemli duruşlar belirleniyor.
Bizim küçük hanımların, beylerin umurunda değil. Batılı efendileri bizi beğendi ya gerisini boş ver… kanat takıp uçacaklar neredeyse.
YİNE Mİ UÇAK DÜŞÜRDÜLER
Beni de aldı bir kaygı.
Uçak bekleme salonundayım.
Üretimin, tarımın, sanayinin, ticaretin, turizmin her alanında kalbinin attığı bir kentimize Gaziantep’e gidiyorum.
Üretim Devrimi Kurultayı yapacağız.
Sorunları, çözümleri, daha çok daha çok nasıl üretiriz onu konuşacağız.
Onlar ise bana diyecekler ki…
Yine mi, diyecekler, yine mi uçak düşürdüler…
Böyle mi olmalıydı.
Suriye’yle sorun çözülecekti. Sınırımız normale dönecekti. Ticaretimizin önü açılacaktı. Rusya’dan İran’dan, ta Çin’e Kazakistan’a kadar neler neler satacaktık. Altın fırsatlar geldi çıktı önümüze.
Birlikte terörün son kalıntılarını temizleyecektik. Arkasından mayınları. Ekip biçecek şenlenecektik.
Mazot mu lazım… İran komşumuzda 25 kuruş litresi. Benzin 75 kuruş. Kârını koy, giderini, ulaşımını hesapla böl çarp çıkar topla, hadi olsun üç-beş lira… bilemedin o kadar olmaz ya 10 liradan versinler bize. Uçarız. Türkiye’yi uçururuz.
İran’ı beğenmediniz mi. Daha ucuzu var. Global Petrol Price’ın sıralamasına göre şöyle;
Venezuela, Libya… en ucuz.
İran üçüncü.
Sonra Suriye geliyor. Sonra Cezayir, Kuveyt, Angora, Nijerya, Türkmenistan, Kazakistan, Malezya, Irak, Mısır, Katar, Azerbaycan… Belo Rusya, Kırgızistan, Özekistan, Afganistan, Bangladeş, Rusya…
Hepsi dünyanın en ucuz mazotunu kullanıyor.
Daha sayayım mı??
HEPSİ BİZİM ARKADAŞ
Hepsi bizim arkadaş. Hepsi gelişmeye çalışıyor, üretmeye çalışıyor.
Kazan kazan yapacağımıza…
Sen onları tep.
Düşman hedefine koy. Geç ABD’nin NATO’nun yanına.
Sonra da üretim de. Olur mu?
Bundan önceki NATO zirvelerinde küresel ısınma, ekonomik dengesizliklerin yarattığı sosyal sıkıntılar “tehdit” kapsamına alınmıştı. Bir de o var. Bir önceki zirvede Çin de resmen “hasım” ilan edilmişti. Madrid zirvesine davet edilen NATO dışı ülkelerin liderleri kimler?
Japonya, Güney Kore, Yeni Zelanda ve Avustralya.
Ne alâka?
Yükselen Asya ve Çin tehdidine karşı NATO’nun işbirliği yapacağı ülkeler.
Yaptırımcılar ve yaptırım uygulanan ülkeler ayrışması aynı zamanda.
Doğu Akdeniz ve Ege’den sarılmışız. Bir de Asya-Pasifik var.
ABD, Hindistan üzerinde de çalışıyor. Öte tarafın Türkiyesi sayılabilir. O da lider bir ülke. 10 yılda Vatan Partisi’nin Üretim Devrimi Programı’na benzer önlemlerle buğday üretiminde örneğin dünya ikincisi oldu.
ABD’nin Avustralya ve Yeni Zelanda’nın yanında Hindistan’ı da kattığı “QUAD” yapılanması hesaba göre Pasifik’in NATO’su olmaya aday.
CELLADIMIZA BOYNUMUZU UZATIYORUZ
Kendi celladımıza boynumuzu uzatıyoruz.
Çin hemen her alanda ekonomik, askeri, teknoloji… ABD’yi geçiyor. O da yetmiyor 2013’ten bu yana “Kuşak-Yol” projesiyle dünyanın gelişmekte olan ekonomilerini destekliyor. Rusya ile birlikte hareket ediyor. Ah bir de Türkiye bir öyle, bir böyle yapmasa. Tutarlı ve kendine güvenen bir Yükselen Asya ülkesi olsa!!
DAHA İYİ BİR DÜNYA KİMİN İÇİN
Geçen G-7 zirve toplantısında hatırlayacaksınız bir anlamda Çin’in Kuşak-Yol projesine karşılık olsun gibilerinden Küresel Altyapı ve Yatırım için Ortaklık” (KAYO) projesi geliştirildi. İlk beş yılda 600 milyar dolar harcanacaktı. 200 milyarı da ABD’nin kamu kaynakları ve özel sektör hibeleri ile karşılanacaktı. AB de korkudan kesenin ağzını açtı. Kuşağı kuşatma Projesine 300 milyar Avro koyacaktı.
2021’de İngiltere’de yapılan G-7 zirvesinde adı konmuştu: “Daha iyi bir dünyayı yeniden inşa etmek”!
Vay vay..
Nasıl bir iyi dünyaymış o.
Biz üretim devrimimizi yapmaya karar vermişiz.
Bu bir mecburiyet. Kapımıza geldi dayandı.
Hangi projede yer alacağız.
NATO ve Batı’nın aracı ve aktörü mü olacağız.
Bir Yunanistan gibi mesela?
Ya da Ukrayna??
El avuç açacağız kendilerini efendi sananlara.
Onların “daha iyi” dediği hangi dünya?
Bizimkisi hangisi?
Belli değil mi!
Biz üreticimizi efendi yapacağız.
Başımızın tacı!