27 Aralık 2024 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Geç girdik erken çıkacağız

Serhan Bolluk

Serhan Bolluk

Gazete Yazarı

A+ A-

Hanımefendi yürüyüşte, elinde telefon anlatıyor; “Tren nerde tren, Halkalı’da kalmış…” O bunları konuşurken beyaz eşya taşıyan katar, Sivas’ı çoktan geçmiş. Ama ne gam, maksat laf olsun torba dolsun.

DÖRT GÖZLE BEKLENEN TREN

Belki de yanlış bir giriş bu. Lüküs Hayat’ın insanıyla bağdaşmayan bir ciddiyet söz konusu. Çin Dışişleri Sözcüsü Hua Chunying, o da bir kadın, “Türkiye’den gelecek treni dört gözle bekliyoruz” diyor. Dört gözle beklenen herhalde buzdolapları değil. Ama Kuşak Yol’da ticaretin çift taraflı işlemesi önemli. Çin’den gelen olduğu gibi, Türkiye’den giden de olmalı. “Paylaşarak kazanmanın” gereği bu.

'TARİFİ İNTERNETTE VAR'

Aynı birkaç günde olay çok. Biri de tweet atıyor, “Motor nerde motor…” Konumuz su motoru değil. İlk helikopter motorumuzu üretmişiz, “Çalışmadı o” diyen mi ararsınız, “Dijital oyun yapıyorlar” diyen mi. “Yahu ne var bunda, internete girin tarifi var” diyen bile oluyor. Mizahlık bir şeyler yazayım diye başladım ama, olan bitenden daha iyisini bulamıyorum.

Bu kadarı sorun değil. Bazıları bakarken tren gider; motor çalışır, seri üretim için gün sayılır. Diğerleri görüntü ve sestir. Geleceğe cızırtı olarak kalır.

Bir tanesi var ki ciddi. Halk sağlığını ilgilendiriyor. Ama bozguncuları konuşmadan önce duruma bakalım.

HIZLI PROTOKOL

Çin SinoVac aşısı yola çıktı. Birkaç ay içinde 50 milyon doz gelecek. Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu, durum gereği hızlı işleyecek bir protokol düzenlemiş. Öyle ki, Prof . Dr. Ateş Kara’nın Aydınlık’ta yayımlanan söyleşisinden öğreniyoruz, aşı 3. faz çalışması bitmeden dağıtılacak ama uygulama için fazın tamamlanması beklenecek. Böylece bir de dağıtım için gereken süre kaybedilmemiş olacak. Bu arada İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, toksikasyon testleri gibi kontrolleri de yapmış olacak.

NÜFUSUN YARISI

50 milyon doz aşı, 25 milyon kişinin bağışıklanması demek. Mart’tan bu yana hastalığı geçirenleri de katarsak, nüfusun yarıya yakını bağışıklık kazanmış olacak. Bu da salgının durdurulması için yeterli oran.

Sonrasında kalan nüfusun aşılanması ve rapel dediğimiz tekrarlar var. Rapellerin hangi zaman aralığında yapılması gerektiğine dair bir bilgi henüz oluşmadı. Oluşması için yeterli zaman ve birikim var.

Türkiye, erken alınan önlemler sayesinde Corona salgınına geç girdi. En az iki ay zaman kazanmıştık. Şimdi de jeopolitik konum avantajıyla ilk çıkan ülkelerden olacağız.

SinoVac aşısı ilk elde üç ülkeye, Türkiye, Brezilya ve Endonezya’ya verilecek. Yıllık üretim kapasitesi 600 milyon doz. 2021 sonuna kadar 600 milyon doz üretilebilecek aşıdan, 50 milyon dozu ilk üç ayda alacağız. İsmail Saymaz'a kolaylık olsun, hesabı da yapalım. Üç ay yılın dörtte biri oluyor. 600'ü dörde bölersek 150 çıkıyor. 150 milyon doz aşının 50 milyonu bize geliyor.

ALMANYA BEŞTE BİRİMİZ

Salgından erken çıkacağız derken ne demek istediğimi Almanya örneği iyi anlatacaktır. Şansölye Merkel, Mart sonuna kadar ancak 10 milyon doz aşı elde edebileceklerini açıkladı. Üstelik de Biontech aşısı Alman.

DARISI İLACIN BAŞINA

Önemli bir gelişme daha var, salgının ilk bir yılını böyle atlattıktan sonra yerli aşıya kavuşuyoruz. Türkiye’nin uzun bir aradan sonra kendi aşısını üretecek olması çok önemli bir kazanım. İlaç ve aşıda bağımlılık, savunma sanayisinde bağımlılık kadar önemli. Darısı ilaç endüstrisinin başına. Yabancı ilaç firmalarının ruhsat tekelini kıracağımız günler de yakın.

Dönelim bozgunculara!

KANDİL’DE AŞI KUYRUĞU

Tren trendir, motor da motor. Lafla durduramazsınız. En nihayet güler geçeriz. Hatta Devlet Demiryolları’nın klibindeki gibi dalgaya da alırız. Ama aşı işi başka. Konu halk sağlığı. Yok “Çin aşısı şöyle”, yok “Ülkeler sipariş kuyruğuna girdi bizim Bakanlık geç kaldı” gibi yalanlarla insanları kışkırtamazsınız. Tek bir özgürlüğünüz var, o aşıdan yaptırmazsınız olur biter.

“Ben Fincancı’ya güvenirim, o ne derse öyle yaparım” diyenler de gidip Kandil’de aşı kuyruğuna girebilirler. Kimsenin tutacağını sanmam.