22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Geçim mi seçim mi?

Gaffar Yakınca

Gaffar Yakınca

Eski Yazar

A+ A-

Perşembe günü Erenköy pazarına uğradım. Şehirde adeta bahar havası var. Ancak pazar gözüme biraz tenha göründü. Pazarcılara sordum, “pazar müşterisinde biraz azalma var” dediler. Özellikle yaşlı kesim, yani emekliler eskisi kadar sık pazara çıkmıyormuş.

Neden? Çünkü fiyatlara güçleri yetmiyor.

İyi de pazardan daha ucuz bir yer yok, nereden alıyorlar?

Pazarcı acı acı gülümsüyor: “Almıyorlar abi. Yani eskisi kadar almıyorlar. Zorunlu olmadıkça alışverişe çıkmıyorlar. Eskiden her hafta gelen müşteri, şimdi iki haftada bir geliyor. Eskiden üç dört çeşit alan şimdi bir çeşit alıp çekiliyor.”

Bir başkası lafa giriyor: “Bir de akşam saatlerinde gelen yaşlı çok. Pazar kapanışında biraz indirim oluyor, ona geliyorlar.”

Peki diğer insanlar, diye soruyorum.

“Herkes pahalılıktan şikayetçi ama, diğer müşterilerde azalma yok. Hatta artma bile oldu çünkü markete giden de daha ucuz diye pazara gelmeye başladı.”

Pazardaki kısa sohbetim okuyucularımdan gelen bilgileri doğruluyor.

Bir önceki akşam, canlı yayın sırasında sosyal medya üzerinden mesaj atan Gülşen Hanım, bakın ne yazmış… Noktasına virgülüne dokunmadan aktarıyorum:

“Selamünaleyküm Gaffar Bey. Ben Emekli maaşı ile geçinen evi olmayan biriyim. Emekli maaşı ile ev bulamadım bir yakınımın evinde yaşıyorum. Milletvekilleri yüksek maaş almasın, onlara her şey ucuz bedava, biz emekliler pazara gidemiyoruz. Her şey müthiş pahalı. İsraf devlette çok maalesef.”

Gülşen Hanım’ın sosyal medya profil resminin Mescid-i Aksa olduğunu ekleyeyim. Hangi düşüncede bir insan olduğuna siz karar verin.

Emeklilerin pazara bile çıkamadığı bir ülkede refahtan, kalkınmadan söz etmek mümkün olabilir mi? Bu köşede defalarca emeklilerin durumunu yazdık. Bundan sonra da yazmaya devam edeceğiz. Çünkü sorun çözülmediği gibi büyümeye devam ediyor. Zaten muhalefet de bunu gördüğü için konuyu gündemden düşürmüyor.

Belli ki ekonomi ile ilgili sorumlular, Cumhurbaşkanı’na yanlış bilgi veriyor. Emeklinin durumu ve fiyatlardaki korkunç başıboşluk doğru şekilde yansıtılmıyor. Dost acı söyler, emekliler, o kadar kötü durumdalar ki seçim günü gelip çattığında küskünlüklerinin bir bedeli olabilir.

KOKAİNCİ İŞ ADAMI OLUR MU?

Geçen haftaki bir yazımda “İstanbul'un göbeğindeki rezidansa telefonla kokain sipariş eden ‘saygın” iş adamları var.” diye yazmıştım…. “Bu kadarı da olmaz yahu” diyenler oldu. Ben de X hesabımdan bir anket yapıp okuyucularıma sordum.

Ankete katılanların %99'u “Olur, olur, bal gibi olur” dediler... Ne kadar acı değil mi? İnsanların ezici çoğunluğu Türkiye’de zenginlerin kanundan muaf olduğunu düşünüyor.

YEŞİL SOL’UN MARİFETLERİ

Almanya’nın sözde solcu Yeşiller hükümeti, yaptığı bazı işlerle tarihe geçecek:

Rekor düzeyde silah satın aldılar.

Ukrayna savaşında ABD’ye uşaklık yaptılar.

Gazze Soykırımı’nda Israil ile suç ortağı oldular.

Ve şimdi de ülkede uyuşturucu (esrar) kullanımını serbest hale getirdiler. Boşuna demiyoruz, “Avrupa solunun insanlığa vadettiği bir şey yok” diye.

Seçim ekonomi