Gençlik nereye...
Almanya mı bizi, yoksa biz mi Almanya’yı kıskanıyoruz orası pek bilinmez, ya da, bilinip de söylenmek istenmez ama, geçenlerde her iki ülkenin gençliğine ilişkin gözden kaçan küçük bir haberle, aynı küçüklükte bir çalışma yayımlandı. Ne var ki bu küçük haberler, gündemlerin yoğunluğu nedeniyle yazılı/görsel basında hak ettikleri yeri bulamadı, bir kısmı ya görmemezlikten geldi, ya da iç sayfalarında tek sütunluk bir değerlendirme ile işi geçiştirdi.
Bu küçük olarak tanımlandığımız haberlerden biri Almanya’da 18 yaşına giren gençlere hükümetin 200 avro maddi destek sunmasıydı. Bu destek doğrudan doğruya para yardımı olarak değil, Kulturpass isimli kültür kartları üzerinden sağlanıyor. Düzenlemeye göre gençler bu karttaki 200 avroyla müze ziyareti, tiyatro ya da konser gibi kültür sanat etkinliklerine katılabilecek, ayrıca söz konusu destekle kitap ya da enstruman da satın alabilecekler. Ancak bu kart, sadece doğrudan katılım sağlanan etkinliklerde ve alış-veriş yapılan dükkanlarda geçerli olacak, internetten yapılacak kültür-sanat alış verişleri ya da online abonelikler kartın kapsamı dışında tutulacak...
Alman hükümetinin bu tür bir karar almasında, pandemi sonrasında gençleri yeniden sosyal alana çekme ile kültür ve sanata ilgilerini teşvik etme düşüncesi büyük bir rol oynamış.
Ancak bu tür uygulama yalnızca Almanya’da değil, İtalya, Fransa ve İspanya’da da uygulanıyormuş... Örneğin Fransa’daki benzer uygulamada gençlerin kendilerine ayrılan bütçenin dörtte üçünü kitaplara, İtalya’da ise canlı etkinliklere harcadığı saptanmış. Kısacası sözü edilen ülkelerde gençler kendilerine verilen parayı kültür-sanata ilişkin her bir alanda başta konserler/etkinlikler olmak üzere gönüllerince harcamışlar. Ve harcamaya da devam ediyorlar...
Bu haberle aşağı-yukarı aynı zamanda yayımlanan çalışmaya gelince… O da yine gençlerle ilgili...
TUİK tarafından yayımlanan “Yaşam Kalitesi Modülü” isimli çalışmada, son 12 ay içinde 15 yaş üzeri fertlerin %69’unun hiç kitap okumadığı, % 31’inin ise en az bir kitap okuduğu saptanmış. Yine aynı çalışmada 12 ay içersinde 15 yaş üzeri fertlerin %85.3’ü sinemaya, % 93.7’si canlı gösteriye, yüzde 92’si kültürel alanlara ve % 94.9’u canlı spor etkinliğine gitmiyor...
Hani bazen insanın boğazında bir şeyler düğümlenir, söylenecek her bir şey yetersiz olur, kelimeler uçar, alıp başını gider ya, bu anket karşında da işte böyle bir şey oluyor insana.
Böylesine bir durum karşında; “Dışarda öyle de, bizde neden böyle oluyor” gibisinden başlayıp, alışılmış, söylene söylene gereğinden fazla yıpranarak anlamsız kalmış, bildiğiniz, gördüğünüz, izlediğiniz dahası yaşadığınız olguların nedenlerinin peşinde koşup klasik sözlere sığınarak, bilinenleri bir kez daha yinelemenin de ne denli gereksiz olup, hiç bir işe yaramayacağını biliyorum...
Yanılmıyorsam Teksas’taki üniversitelerden birinin girişine “Herkes geçmişiyle övünüyor, biz ise geleceğimizle” yazılmış... Geçmişi olmayanların geleceğe bakışları bu... Katılır ya da katılmazsınız, orasını pek bilemem...
Ancak bildiğim bir şey var, o da; gençlerimizin; kendi geleceklerine ilişkin kurgularında bile umuda artık yer vermedikleri...