Giderken... Dönerken...
Strazburg’a giderken omuzlarımızda büyük bir yük vardı...
Dönerken, görevini yerine getiren insanların ruh halindeyiz.
***
Giderken, “Ya bir şeyler ters giderse?” diye kaygılıydık...
Dönerken, hiçbir tersliğin artık “Yüz yıllık Ermeni Soykırımı Yalanı”nı hortlatamayacağından eminiz.
***
Giderken, “Ya Avrupa her zamanki gibi çifte standartlı davranırsa; kendisine hak gördüğü ifade özgürlüğünü, bizden esirgerse?” diye endişeleniyorduk...
Dönerken Avrupalı hakimlerin, “Özgürlükler kısıtlanabilir” diyen İsviçreli avukatlara bakışını görmenin verdiği huzur içindeyiz.
***
Giderken, arkamızda bıraktığımız ülke ürkek ve dağınıktı...
Dönerken dik ve güçlü bir coğrafyaya döndüğümüzden eminiz.
***
Giderken, “Türk Hükümeti neden bu kadar teslimiyetçi bir dış politika izliyor?” diye hayıflanıyorduk...
Dönerken, işimizin hükümetlere bırakılamayacak kadar önemli olduğunun bilincindeyiz.
***
Giderken Avrupa’daki Türklerin dağınıklığından şikayetçiydik...
Dönerken orada; iki derecede titreyerek saatlerce ayakta bekleyen yaşlı-genç, erkek-kadın, sağcı-solcu, ev sahibi-yolcu binlerce vatandaşımızın “yumruk” gibi birleştiğini görmekten dolayı sevinç içindeyiz.
***
Giderken mücadele gücümüz azalmaya başlamıştı...
Dönerken pili doldurduk ve yeniden, “Bu daha başlangıç...” sloganını atmaya başladık.
***
Giderken havaalanında 500 kişiydik...
Dönerken on binleri aşacağımızdan eminiz...
***
Giderken uçakta oturmayı, bir şeyler okumayı ya da yanımızdakiyle sohbet etmeye tercih ediyorduk...
Dönerken hepimiz ayaktaydık... Marşlar, türküler gırla gitti!
***
Giderken burun kıvıranlarımız vardı...
Dönerken burunlarını kırmanın verdiği onuru yaşıyoruz.
***
Giderken griydik...
Dönerken akız.
***
Giderken “Hüzzam makamı”ndaydık...
Dönerken “Buselik makamına” geçtik...
***
Giderken yaşlıydık...
Dönerken gençleştik...
***
Kısacası dostlar; şu iki günlük Strazburg seyahati hepimize yaradı.
Umudumuz tazelendi; kendimize güvenimiz geldi.
Dayanışmamız arttı.
Yolu öğrendik artık; rehbere gerek kalmadı!
Yolumuz; birlik yoludur...
Yolumuz; onurlu ve dik durma yoludur...
Yolumuz; umut ve zafer yoludur...
Yolumuz; Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının yıllar önce belirlediği, “önce zafer, ardından insanca yaşama” yoludur.
Bizi bu yoldan döndürebileceklerini sananlar...
Oturma organlarının üzerine düşmeye mahkûmdur!
BU GECE!
Bu gece Ulusal Kanal’da saat 21:00’de yayına girecek olan Kral Çıplak’ta “Strazburg”u masaya yatıracağız...
Konuklarımız ise Strazburg yolcuları:
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, DSP Genel Başkanı Masum Türker, Eskişehir Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. Süheyl Batum, İstanbul Bağımsız Milletvekili İhsan Barutçu, eski Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, Barolar Birliği Temsilcisi Ali Arabacı, Em. Tümgeneral Ahmet Yavuz, İlker Yücel, Ferda Paksüt, Av. Günizi Dizdar, Barış Terkoğlu ve daha birçok isim stüdyoda bizimle birlikte olacak...
Coşkuyu iliklerinizde hissetmek istiyorsanız; izlemenizi öneririm...
GÜNÜN SORUSU
Sorum teslimiyetçi dış politikalarla yıllardır Türkiye’yi boynun bükük bırakan iktidar mensuplarına:
Strazburg zaferinden sonra biraz olsun utandınız mı?
BOĞAZİÇİ’NDE ÇAY KEYFİ! (87)
Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı görevini devretmesinin üzerinden beş aydan fazla bir süre geçti...
Unvanı devreden Gül, İstanbul Tarabya’daki şahane köşkü, yani Huber’i devredemiyor...
Eşiyle birlikte yetiştirdiği organik sebzeleri terk edemiyor herhalde..
Ya da eşsiz Boğaz manzarasını...
Belki de yüzlerce hizmetçiyi, uşağı, aşçıyı, şoförü...
Beleşe gelen şahane yemekleri ve hizmeti...
Bugün 87’nci kez bunun yasalara aykırı olup olmadığını, günah sayılıp sayılmayacağını soruyorum; yanıt vermiyor.
Ben de karar verdim; eğer o güne kadar işgali sonlandırmazsa, Huber konusundaki 100’üncü yazımın yayınlanacağı tarih olan 14 Şubat Sevgililer Günü’nde, Huber’in sahildeki kapısında olacağım.
Saat tam 12:00’de kapının önüne dikilip Sayın Gül’ün aşağıya inmesini ve köşkten neden ayrılmadığını anlatmasını isteyeceğim.
Siz de o gün benimle Boğaz havası almak isterseniz 14 Şubat’taki tüm randevularınızı erteleyin...
Sevgilinizi, eşinizi haberdar edin...
Hepsini alıp Huber’in önüne gelin...
Gelirken semaver içinde çay, kahve getirmeyi ihmal etmeyin...
***
Hava zaten soğuk; üşürüz valla!
GÜNÜN İSYANI
İsyanım Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde görülmekte olan ve
Yüz Yıllık Ermeni Soykırımı Yalanı’nı bitirmesi beklenen davayı küçümseyen Halk TV’deki programcı ve gazeteci dostlarıma:
Ne yapıyorsunuz arkadaşlar; kime hizmet ediyorsunuz?