Gittim, gördüm, yazdım: Avrupa'nın zirvesine Türk damgası!
Türk voleybolu bir kez daha Avrupa'nın gündeminde. Avrupa voleybolunun en prestijli organizasyonu CEV Şampiyonlar Ligi Süper Finali'ni VakıfBank kazandı, 6'ncı kez bu kupayı müzesine götürerek rekorunu geliştirdi. Kıymetli okurlarımız, Aydınlık Gazetesi'ni temsilen VakıfBank'ın davetlisi olarak 19 Mayıs'tan itibaren İtalya'nın Torino kentinde edindiğim izlenimlerden 'Haberiniz Olsun' istiyorum.
TARİHİ SEZONDA TARİHE TANIKLIK
Tüm spor kulüpleri için şampiyonluklar çok önemlidir. Ancak bazı yıllarda elde edilen şampiyonlukların çok farklı bir yeri olur. Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutlayacağımız 2023 yılında kazanılan şampiyonluklar da böyle... Kadın basketbolu ile kadın hentbolunda elde edilen Avrupa kupalarının ardından kadın voleybolunda da Avrupa şampiyonluğu geldi. Kadın takımlarımızdan gelen bu 3 Avrupa kupası, Cumhuriyetimizin en önemli kazanımlarından biri olan ve Türk kadınının hak ettiği değeri teslim eden bu kavramların, sportif zaferler yoluyla tüm dünyaya ilanı gibiydi.
ŞİDDETLİ YAĞMUR PEŞİMİZİ HİÇ BIRAKMADI
Sürekli yağan yağmur, Torino'ya gelen basın ordusuna günler boyunca eşlik etti. Mayıs ortasındaki şiddetli yağmur felakete dönüşmüş, İtalya'nın orta kuzey kesimindeki Emilia Romagna bölgesinde 11 kişi hayatını kaybetmiş. Hatta, hafta sonu düzenlenmesi planlanan Formula 1'in Emilia Romagna Grand Prix'si, sel felaketi nedeniyle iptal edildi. Nitekim Şampiyonlar Ligi Süper Finali'nde hayatını kaybedenler için maç öncesi 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Hiç şüphesiz, CEV Şampiyonlar Ligi Süper Finali'nde Türk voleybolu adına tarihi bir akşam yaşandı. Voleybol, iki ihtimalli bir spor. Skorlar içinde beraberlik yok. Hele ki finalde bir takım sevinirken diğeri de doğal olarak üzülecek. Bu bakımdan, Eczacıbaşı Dynavit'in ikincilik kupasını alırken fotoğraflara yansıyan hüznünü anlamak kolay. Ancak şurası bir gerçek ki Eczacıbaşı Spor Kulübü'nün adeta genlerinde bulunan Türk kadını ve Türk voleyboluna hizmet anlayışı ikinci de olsalar kürsüde o mağrur ve gururlu duruşlarına yansıyor. İkincilik pozu verirken bile ay-yıldızlı bayrağımızla bu haklı gururu görmek mümkündü.
TÜRKİYE BİR VOLEYBOL ÜLKESİDİR
Karşılaşmadan 1 gün önce basın mensupları ile bir araya gelen VakıfBank Genel Müdürü ve Spor Kulübü Başkanı Abdi Serdar Üstünsalih, finallere alışık bir takım olduklarını söylerken, Türk kadınlarının Avrupa'nın merkezinde Süper Final'de yer almasından dolayı büyük mutluluk duyduğunu belirtmişti.
VakıfBank takımı da Şampiyonlar Ligi'nde kendine ait rekorları geliştirmeye devam ederken yaşadığı gururu, kadın voleybolunun en önemli ülkelerinden biri olan İtalya'da birincilik kürsüsünde açtığı bayrakla "Türkiye bir voleybol ülkesidir" diye adeta haykırdı!
İSTİKRARIN ÖNEMİ
Türk kadın voleybolunun bugün geldiği nokta, doğru sistem ve doğru yatırım uygulandığında elde edilen bu zaferler, bence ülkemizdeki tüm spor dalları için kusursuz bir örnek. Başarıların kalıcı ve devamlı olması için şüphesiz ki en önemli unsur istikrar. Başka hangi branşta, hangi spor kulübünün başında 15 yıldır aynı teknik direktör var?
Prensip, sistem, istikrar ve güven içinde kontrolü elden bırakmadan yürütülen yönetim anlayışı, VakıfBank Spor Kulübü'nün yıllardır Avrupa'nın zirvesinde yer almasının formülü aslında.
Başka türlü sürdürülebilir şekilde zirvede kalmak çok mümkün olmuyor. Aksi takdirde zaman zaman elde edilen başarılar maalesef anlık olmaktan öteye geçemiyor. VakıfBank Spor Kulübü, Türk kadınına ve Türk voleyboluna sunduğu bu eşsiz hizmeti, yükselen bir grafikle sürekli olarak vermeye devam ediyor. Ne kadar tebrik etsek az!
Kıymetli okurlarımız... Ülkemizin en başarılı takım sporu olan voleybolda kulüpler sezonu tamamlandı. Artık önümüzde gururumuz Milli Takımlarımızın sahne alacağı turnuvalar var. Bir sonraki yazımızdan itibaren Milli Takımlarımıza yöneleceğiz.
O zamana kadar kalın sağlıcakla.
SEZAR'IN HAKKI SEZAR'A
Avrupa Voleybol Konfederasyonun (CEV), Süper Final organizasyonunu verdiği Torino'da çok da başarılı olamadığını belirtmem gerek. Salona oldukça uzak bir mesafede araçtan indiğimiz için o şiddetli yağmur altında basın girişine kadar yürümek durumunda kaldık. Salonda basın tribünü olarak kurulan platformun seviyesi öyle yetersizdi ki yarı sahanın üçte birini görmek mümkün olmadı. Maçı sahanın tepesinde bulunan ekranlardan takip ettik!
ADETA BİR LABİRENT
Akreditasyonlara göre oturma planı yapılmamış olması ise biz basın mensupları için tam anlamıyla karmaşa yaşattı. Çalışmalarımızı yapacağımız medya merkezine ulaşmak için adeta bir labirentten geçmek gerekiyordu. Pet şişelerde su bulunmadığı için bardakla su içmek durumunda kaldık, o suya ulaşmak için de bu labirentten gitmek durumundaydık. Fotokopi makinesinin bozulması sebebiyle 3. sete kadar istatistikler elimize geçmedi.
Bunlar belki sizlere çok önemli eksiklikler gibi görünmeyebilir ama Avrupa ve dünyanın en mükemmel organizasyonlarına ev sahipliği yapan ülkemizin en iyi federasyonu Türkiye Voleybol Federasyonu'na (TVF) sahip bir ulus olduğumuzdan, bu gibi aksaklıklar gözümüze battı. Türkiye ve TVF'nin bu başarısını, Torino'da Başkan Sayın Mehmet Akif Üstündağ'ın yanında bizzat FIVB Başkanı Ary Graça ve CEV Başkanı Boricic'in ağzından duyduğumu da belirtmek isterim. Bu sebeple sadece sportif başarıda değil, tesisleşme ve organizasyonel başarıları dolayısıyla da "Sezar'ın hakkını Sezar'a" yani TVF'ye teslim edelim.
‘BU ŞAMPİYONLUK ANNEM İÇİNDİ’
Kupa töreni sonrası bu başarının mimarı Giovanni Guidetti ile yaptığım görüşmede ikimizin de gözleri doldu. Süper Final'den 3 gün önce annesini kaybeden rekortmen başantrenör, final maçına çıkmadan takımla yaptığı son konuşmada tribündeki seyircilerin dışında kendisi için çok önemli bir seyircinin daha olduğunu söylemiş. "Her final öncesi görüşerek güzel dileklerini aldığım annem maalesef artık aramızda yok. Bu sefer bizi gökyüzünden seyredecek." diyerek oyuncularına hitap eden Giovanni, maç sonrasında ise başarının gururunu ve hüznü aynı anda yaşadığını belirtti bana. Kazandıkları kupa ile annesini mutlu eden tüm oyuncularına teşekkürlerini ileten Guidetti'ye ben de bir kez daha sabırlar diledim.
EFSANE KADRO SON KEZ BİR ARADA
Tören sonrası gözü yaşlanan sadece ben ve Giovanni değildik. Tüm takımın üzerinde gururla birlikte hüzün de vardı. Zira sezonu iki kupayla taçlandıran bu efsane kadro son kez bir araya geldi. Egonu, Bajema, Daalderop, Kübra, Derya, Buket gibi oyuncular son kez VakıfBank forması giydi. Ligde yer alsalar, şampiyonluk kovalayacak bir takım oluşturacak isimler. Bu oyuncuların vedası da zaferin sevinç gözyaşlarına karışan hüzün damlaları oldu.