24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Gizemli maden

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Gizemli maden altın. İlk çağlardan bu yana insanlar başta altın olmak üzere maden zenginliklerini eline geçirmek için birbirlerini katletmişler. İspanyollar, milyonlarca Güney Amerika yerlisini; Aztek, İnka, Maya’yı katletti. Merkantilizm çağında Avrupa’da kapitalizmin ilk sermaye birikimini yarattı.

Anadolu’da Manisa Salihli Sart’ta 2600 yıl önce Lidya’lılar ilk defa parayı icat ettiler. Altın ayarlı sikkeleri basarak dünyada mal ve ürün değiş tokuş yolu ile yapılan ticaret o tarihten beri para ile yapılmaya başlandı. Altın ayarlı para basımı ile birlikte dünya ekonomisi para ile dönmeye başladı. Günümüzde dünyada yeniden doların yerine altına dayalı para tercihi konuşulmaktadır. Yakında doların duasını okuyup helvasını yiyeceğiz, az kaldı.

Eminim, sadece ben değil, bu yazıyı okuyan birçok kişinin aklında altınla ilgili cevapsız sorular vardır. Kimisi; çevreciler acaba haklı mıdır? Bu işi kaşıyıp ne yapacağız. Düğünlerde çeyrek altın bile takılamaz hale geldi. Düğün davetiyesi, özellikle yakın akrabalardan gelecek diye herkes korkar oldu. Diyerek altın konusunu düşünmek istememektedirler.

MERKEZ NE YANIT VERDİ?

Aklıma takılan sorular.

Merkez Bankamız kasasını altın ile dolduruyor. 2019, 159 ton. Dünya birincisi. 2020, dördüncü ay sonu itibarıyla hala altın almaya devam. Nisan 2020 ayı itibarıyla 524 ton altın rezervi olmuş.

Merkez Bankasına, "Neden bu kadar altın alıyorsunuz?" diye sordum. Gelen cevap şuydu; "TCMB yurt içi altın tasarruflarının finansal sisteme kazandırılması amacıyla çeşitli araçlarla altın piyasalarının gelişimine katkı sağlamaktadır. Söz konusu imkanlar TCMB altın rezervinde artışa neden olmaktadır. TCMB ek olarak altın rezervlerini artırmak amacıyla altın alımları da gerçekleştirmektedir. Altın, özellikle diğer varlık sınıfları ile sahip olduğu düşük korelasyon nedeniyle portföy çeşitlendirmesi açısından ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda altının diğer merkez bankalarının rezervleri içindeki payı da artış göstermektedir.”

Bir okuyucum Altın Madencileri Derneği'nin, Kaz dağları nöbeti olayları sırasında bir TV programında ilginç açıklamalar yaptığını söyledi. Ben de sorularıma yanıt bulmak için aradım.

Derneğin Genel Koordinatörü Sn. Muhterem Köse ile telefon görüşmesi yaptım. Bana çok ilginç gelen bilgiler verdi. Burada bunları sizinle paylaşmak istiyorum.

ALTIN SORULAR

1-Türkiye’de yerli ve yabancı kim ne kadar altın üretmektedir?

YANIT: Yabancı sermayeli firmalar yüzde 52, yerli firmalar yüzde 48 oranında altın üretmektedir.

2-Devlet altın üretiyor mu?

YANIT: Aslında hayır, ancak FETÖ operasyonları sırasında Akın İPEK’in KOZA Altın İşletmelerine ait beş madenin TMSF’ne devri ile devlette altın madeni işletmeye başlamıştır.

3-Türkiye’de kaç tane altın madeni işletmesi var? En büyüğü hangisi?

YANIT: Halen 18 madende altın üretilmektedir. Ayrıca önümüzdeki yıllarda üretime geçmeyi bekleyen yatırımlar da var. Uşak ilimizdeki Kışladağ Altın Madeni Avrupa’nın en büyük altın madenidir.

4-Türkiye’de ne kadar altın madeni çıkartılıyor?

YANIT: Ülkemizde 19 yılda toplam 340 ton altın üretildi. Devlete 68 ton altına eşdeğer vergi ödendi. Yıllık altın ihtiyacımızın yüzde 20’sini kendi kaynaklarımızdan karşılar hale geldik.

2019 yılında üretilen 38 ton altın ile, ekonomimize 1.7 milyar dolarlık bir katkı sağlandı.

Gizemli maden - Resim: 1

5- Türkiye’de üretilen altınlar nereye satılıyor?

YANIT: Madenlerden üretilen altının yurt içinde İstanbul Altın Borsası’nda satılması 2009 yılında KDV’de yapılan bir değişiklik sonucu sağlanmış. O tarihten önce yatırımcı altını yurtdışına satınca KDV’sini geri alabiliyor yurtiçinde satarsa alamıyordu.

14 Mart 2017 yılında yönetmelikte yapılan bir değişiklik ile de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na alım önceliği tanınmıştır. O yıldan sonrada Türkiye’de üretilen altının tümünü TCMB almaktadır.

6-Siyanür toprağı zehirliyor mu? Altın çıkarmanın başka yöntemi yok mu?

YANIT: Siyanür altın madeninin aranmasında değil, üretiminde kullanılmaktadır. Dünyada çıkarılan altının yüzde 85’i siyanür ile ayrıştırılarak üretiliyor. Amerika, Kanada, Çin, Avustralya, Finlandiya, İsveç başta olmak üzere dünyada 65 ülkede siyanür ile altın üretilmektedir. Kayaların içinde gözle görülemeyecek kadar küçük altınların üretiminde siyanürden başka bir yöntem henüz yok.

Altın içeren kayaçlar kırılıp-öğütüldükten sonra genellikle on bin damla su içinde 3-5 damla siyanür kullanılarak, katı haldeki altın tanecikleri sıvı altın haline getirilmektedir. İddia edildiği gibi siyanür çözeltisi yer altına kaçırılırsa; siyanürle çözünüp sıvı hale getirilen altınlar da siyanürle birlikte yer altına kaçar. Hangi yatırımcı siyanürle sıvı hale getirdiği altının yer altına kaçmasına göz yumar?

Altının üretim aşamasında kullanılan siyanür daha sonra kimyasal arıtmadan geçirilerek yüzde 99 oranında parçalanıp yok edildikten sonra atık havuzuna gönderilmektedir. Arıtma sonrası içerisinde Amerika Birleşik Devletleri’nde içme sularında müsaade edilen miktarda (0.2 mg/litre) siyanür içeren bu havuzlar ülkemizde bazı çevrelerce kasıtlı olarak siyanür havuzu olarak takdim edilmektedir. Avrupa Birliği'nde atık havuzlarda güvenli doz olarak müsaade edilen siyanür miktarı; 25 mg/litre, bizde 10 mg/litre, Bergama Altın Madeni Atık Havuzunda ise 0.2 mg/litredir.

Projesi DSİ tarafından onaylanan atık havuzları iki amaca hizmet etmektedir. Birincisi bünyesinde altın barındıran kayalar kırma ve öğütme işleminden geçirildikten sonra içindeki altını alınmış çamur halindeki sulu malzemenin yağmur ve rüzgarla etrafa yayılmasını önlemek için atık havuzlarında güvenli bir şekilde depolamaya, ikincisi ise atık havuzunda biriken suyu tesiste tekrar kullanmaya yaramaktadır. Atık havuzu kapama aşamasında susuzlandırıldıktan sonra üstü daha önce sıyrılmış toprakla kapatılıp yöredeki bitki örtüsü ile yeniden bitkilendirilip doğa ile uyumlu hale getirilmektedir.

Ülkemizde kullanılan siyanür bileşiklerinin yaklaşık yüzde 3’ü altın üretiminde kullanılmaktadır. Geriye kalan yüzde 97’si ise naylon ve plastik üretiminde, tekstilde sentetik iplik ve kumaş imalatında, metal kaplamada, kuyumculukta, tarım ilaçları imalatında ve birçok sanayi dalında kullanılmaktadır.

7-Altın madeni için Kaz dağları ve doğa katlediliyor mu?

YANIT: 2010 yılında TBMM’de grubu bulunan tüm partilerin katılımı ile kurulan Madencilik Araştırma Komisyonu’nun daveti üzerine Komisyona bilgi veren zamanın Orman Genel Müdürü "maden izinlerinde verilen sahalardan kesilen ağaçlar bizim her sene ormanlarımızdan kestiğimiz ağaçların yüz binde 1’i bile değildir” şeklinde bilgilendirmede bulunmuştur.*

Bu durum günümüzde de aynen geçerliliğini korumaktadır Ülkemizde yıllık odun tüketimi yaklaşık 32 milyon metre küptür. Bunun takriben 26 milyon metre küpü Orman Genel Müdürlüğü tarafından ormanlarımızdan kesilen ağaçlardan, 5 milyon m3'ü özel sektör tarafından 2 milyon m3 ise ithalat yoluyla karşılanmaktadır.**

Orman alanlarımızın binde 3’ü madencilik faaliyetleri için geçici olarak kiralanmış olup bunun da sadece yarısı maden çıkarmak için kullanılmaktadır. Madencilerin diğer sanayiciler gibi istediği yerde yatırım yapma lüksü yok. Dünyanın her yerinde madenler bulunduğu yerde çıkarılmak zorunda. Madenler milyonlarca senede oluşmaktadır. Madenin bulunduğu yer ormanlık alan, mera veya tarım arazisi olabilir. Madenin bulunduğu yeri değiştirme şansımız yok. Ülkeler madenciliğe izin verilmeyecek alanları belirler ve o alanlarda maden çıkarılmasına izin verilmez. Nitekim ülkemizin yüz ölçümünün yaklaşık yüzde 12'si madenciliğe yasak alanlardır. Milli parklar, sit alanları, muhafaza ormanları, özel çevre koruma alanları, arkeolojik alanlar, su havzaları, tabiat parkları, av ve yaban hayatı koruma alanları vb pek çok alan madenciliğe yasaktır.

Ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı madencilerden maden çıkarıldıktan sonra o alanın tekrar ağaçlandırılıp doğa ile uyumlu hale getirilmesi için rehabilitasyon projesi istiyor. Bakanlığın kabul ettiği rehabilitasyon projesi doğrultusunda maden alanı tekrar doğa ile uyumlu hale getirilmek zorunda.

*TBMM Madencilik Araştırma Komisyonu Raporu, 2010, Sf:475
** Orman Genel Müdürlüğü 2019 Yılı Faaliyet Raporu, Sf:25