Gorbaçov’dan rol çalanlar-(TAMAMI)
Dünya artık tek kutuplu bir dünyadır ve bu nedenle beklentiler de... Güç dengelerine tanı koymak için geçmişin konu mankenlerini anımsamak zorundayız.
Son MGK kararını okursanız görürsünüz ki; Türkiye Suriye’ye müdahale etmesi beklenen “Suriye’nin Dostları!” grubunun en hızlı üyelerinden biri haline getirilmiştir; oysa Türkiye’nin geleneksel dış politikası Atatürk’ün bir sözü ile saptanmıştı: “Yurtta barış, dünyada barış.”
Demek ki artık en yakın sınır komşularımızı, dostlarımızı düşman görme politikası işleyecek. Bazı güç dengeleri hesaba alınıyor. Tek kutuplu dünyanın yarattığı kaos, ABD’nin Ortadoğu üzerindeki hesaplarının yolu, istense de istenmese de Anadolu topraklarından geçiyor.
2 Mart’ta ABD’nin asıl boy hedefi İran’da seçim var. 6 Mart’ta ise Rusya Federasyonu’nda Başkanlık seçimi yapılacak. Kökeni gizli servis şefi olan eski komünist V. Putin, eski süper güçlü ve disiplinli Rusya’yı yeniden yaratmak isteyen en kuvvetli aday. Aslında bu iki seçimin sonuçları hem Suriye’ye yapılacak askeri müdahaleye hem İran’a muhtemel saldırıya etkin olacak itici güç. Elbette gerisinde de Çin.
1974’den sonra Sovyet Rusya’nın başkenti Moskova’ya gittiğimizde, Leningrad’da bir otelin alt katındaki özel salonda Amerikan ve Sovyet generallerinin votka ve havyarla nasıl kol kola “kazaçok dansı” yaptıklarını anlatmıştım. O günlerde atılan tohumlar meyvesini Gorbaçov’la vermişti. Gorbaçov kimdi? Koca Sovyetler Birliği’ni nasıl parçalamıştı? O da demokrasiyi kullanmıştı, şimdiki rol dağıtımında ona benzerler dikkati çekiyor.
Sovyetler nasıl dağıldı?
Mihail Gorbaçov, ülke ekonomisinde gözle görülür bir ilerleme sağlayamadığı için, SBKP (Sovyetler Birliği Komünist Partisi)’nin reformcu üyeleri tarafından eleştirilmeye başlanmıştı. Oysa eski Komünist Parti üyesi Gorbaçov iktidara gelince, aşırı alkol tüketimine ve yolsuzluklara karşı kampanya açtı. Bol tezahürat ve bol alkışla yönetici kadroyu gençleştirdi. Batı ile daha yakın ilişkiler kurdu. ABD Başkanı Reagan ile Cenevre’de zirve toplantısı yaptı. Silahsızlanma, bilim, kültür, eğitim alanlarında bilgi alış verişi için anlaştı (1985).
1986’da Reykjavik’te, yeniden yapılan zirve görüşmesinde, silahların denetimi görüşüldü. Fakat ABD Başkanı Reagan, Yıldız Savaşları projesinden taviz vermediği için bir netice alınamadı.
Gorbaçov 1987 yılı başında, yönetimde iktisadi reformları, dış siyasete verilecek yeni yönleri açıkladı.- Glasnost, perestroyka- Yenilik ve değişim- Yüksek Sovyet Meclisi’nde oybirliğiyle kabul edildi. Ekim devriminin 70. yıl dönümündeki konuşmasında Stalin ve Troçki’yi bu arada Sovyetlerin geçmişini sorguladı, kötüledi, eleştirdi. Kendi partisini ve geçmişini bir kalemde sildi. Başkan Reagan istediği orta menzilli füzelerin imhası için antlaşma imzalamıştı. (8 Aralık 1987).
Teslim bayrağı çekilmişti
Gorbaçov’un en önemli sorunu SSCB’ye bağlı cumhuriyetlerdeki milliyetçi hareketler ve bağımsızlıklarını ilan etmeleri ile maden işçilerinin grevleri oldu. Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan ve Türkistan’da silahlı çatışmalar başını almış gidiyordu. Doğu ve Batı Almanya birleşmesini kabul etti. ABD Başkanı George Bush ile 2-3 Aralık’ta Malta açıklarındaki bir savaş gemisinde görüştü. 9 Eylül 1990’da Helsinki’de George Bush ile tekrar bir araya geldi ve Amerika’dan ekonomik yardım istedi. Fiili teslim bayrağı çekilmişti. Bu durum 1991 yılı sonuna doğru hız kazandı. Sovyetlerden ayrılan 11 devlet 8 Aralık’ta bir araya gelerek Bağımsız Devletler Topluluğu’nu (BDT) oluşturdu. Gorbaçov’u tamamen yetkisiz bıraktı. Bunun üzerine 25 Aralık 1991’de TV’ye çıktı ve:
“-Görevimi kaygı içinde ama umutla bırakıyorum. Herkese iyi şanslar diliyorum” diyerek görevinden istifa etti. Artık bölünmüş Rusya’daki adı: “Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni dağıtan adamdı.” Artık o ismi Ruslar da hizmet ettikleri de süpürüp atmıştı. Oyunun kuralı bu! Rusya Federasyonu’na seçilen alkolik Yeltsin sıradaydı...
Elbette her ülkede Gorbaçovlar bulunuyor, alkışlarla gelirler sonra sessiz sedasız giderler. Kimi sosyal demokrat, Cumhuriyetçi, halkçı, kimi dinci muhafazakar. Ancak amaç aynı: Bölmek ve yutmak.