Gözünüzü Düşmana Dikin
(Aydınlık’ın 100. yılı kutlu olsun)
İşte, yine savaştayız, anayurt savaştadır;
Tıpkı İnönü, Sakarya günleri.
Büyük vatan da savaştadır:
Vuruşuyor Selahattin Eyyubi’nin yiğitleri
Demsey’in, Petraeus’un piçleriyle,
Halep’te, Bağdat’ta, Bamihan’da…
Tıpkı, şanlı yediveren gülleri,
Kardeşlik bahçesine giden yolu aça aça.
Tatlı anlarımız, şahadet anılarımızdır,
Ayaklanan bayrak yakar güneşi.
Gönüllü önde, oğlun yanında dik yürür ana,
O zaman dik durur eğrelti otları da.
Evinde ağlayanları kabuğunda bırak,
Dolansınlar yürek bukağılarına.
Biz kimiz peki, hiç baş eğdik mi, ey öncü,
Türkiye fedaisi baş eğdi mi hiç?
Baş eğer mi asi Kava, kartondan kaplana?
Nasıl ezdikse yedi başını engereğin,
Ezeceğiz Fırat boğazlarında, bir daha.
Vuruşuyor Arap kardeşim de benim,
Doldurdu şehit gövdeleri çölün ihanetini.
Böyle atılır devrimin temeli,
Böyle kurulur Uruk’un surları yeniden.
Toprağın kurtuluşudur bu, hatta
Kurtaracak insanı, insanın kendi onuru.
Savaşıyoruz biz, mazlumlar savaştadır,
Parti seferde, ordular siperde, akıl tetiktedir.
Direniş kolları, aşırtmalı tabyalar
İçeride, dışarıda ve dağın altındadır.
Kahreden adamlar düştü peşine
Hatay’da, Humus’ta yerli alçağın da.
Sarışın Kurdun askerleri,
Avrasya’da, mıntıka temizliğindedir.
Atalarımız gibi, ateşin korlu yerindeyiz.
Daha sıkı bir sarık sardı Bedevi,
Daha sıkı bir türkü dişlerimizdedir.
İniyor Toroslu, Toros doruklarından,
Çıkıyor ovalı, şehirli Toroslar’a…
Öncünün gözü pekliğidir, erkekçedir.
Yörük çıkardı andacını sandıktan,
Biledi, sildi, parlattı öfkesini.
Bizim yiğitler düştü peşine satılık köpeğin,
Eli kanlı, gözü bantlı caninin,
Musul’da, Kerkük’de, Ankara’da.
Türkmen ateşleri dağda alazdadır.
Gözünüzü düşmana dikin,
Dövüşeceğiz şeytanla ve kahpeyle,
Her bölgede, her sokakta, adam adama.
Teslim olmak yok, ilahi emirdir!
Ve düşman kahredilene kadar,
Aydınlık erlerinin görev yolanda,
Hedefimiz, insanlığın büyük hedefidir.