Gül, İnce, Demirtaş
Savaşta iç cephe öne geçti.
CHP ve Muharrem İnce’nin her adımı bir öncekine göre daha vahim. Kısaca bakalım:
- ABD’yle “yeniden müttefiklik” ilişkisi kuracaklarını açıkladılar.
- Selahattin Demirtaş’ı Cumhurbaşkanı Yardımcısı yapacaklarını ilan ettiler. Artık hedef PKK’yı Meclis’e sokmaktan ibaret değil. Hükümete almak!
- Seçim bildirgesinde açıkça özerkliği savundular.
- “Dersim arşivlerini” açacaklarını ilan ettiler. Ne bulacaklar? Atatürk’ün emrini... Bilmiyorlar mı?
- Fox TV’deki programda İnce’ye ekonomide neoliberal politika tercihi soruldu. Yanıt ‘evet’ oldu. Kemal Derviş programından başka bir yolları yok.
Ve son adım: Türk Ordusu’na “apolet sökme” tehdidi. Hem de Zeytin Dalı harekâtının komutanı Korgeneral Metin Temel üzerinden. Meral Akşener’den hiç ses yok. Ahmet Yavuz gibi emekli komutanların bu tehdide destek vermeleriyse şaşırtıcı.
ABD İLE SAVAŞIN GÜNCEL CEPHESİ
ABD’yle savaşta daha yolu yarılamadık bile. Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyindeki silahlı Amerikan varlığı sökülünceye kadar devam edecek. TSK halen Kandil’e doğru ağır ve emin adımlarla yürüyor. Menzil gözükse de yol uzun.
Gül’lü, İnce’li, Demirtaş’lı yatırımlar, hep bu savaş için. ABD çok iyi biliyor, Batı Asya’da kaybederse dünya çapındaki inişinde kritik eşik aşılmış olacak. Olanca gücüyle asılıyor. Her türlü olanağını devreye sokuyor.
24 Haziran seçimleri, savaşın güncel cephesi.
İlk bakışta hedef, iktidarı belirlemek ve silah atmadan kazanmak gibi görünebilir. Ne de olsa seçim. 7 Haziran’da yapamadığını şimdi yapmak, ABD açısından en kısa ve maliyetsiz yol olur. Hatırlanacaktır, üç yıl önce de Ahmet Davutoğlu-Abdullah Gül ekibi, CHP, HDP ve FETÖ’yle koalisyon yapıp iktidara el koymak için büyük çaba harcamışlardı. Başarısız oldular.
TÜRKİYE’YE KARŞI İKİNCİ CEPHEYİ AÇTILAR
Şimdiyse daha geri mevzideler. O sırada Vatan Savaşı yeni başlamıştı. Güneydoğu’muzdaki PKK, hendek operasyonlarıyla ezilmemişti. Bugüne dek çok mesafe alındı. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı gerçekleştirildi. İkinci İsrail projesi geri dönüşsüz olarak gömüldü. Barzanistan planı Türkiye-İran destekli Irak ordusunca bitirildi.
ABD’nin yanıtı cepheyi genişletmek oldu. Doğu Akdeniz’de İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’la birlikte tatbikatlar, Lefkoşa’da İsrail, Yunan, Rum buluşmaları yapıldı. İkinci cephe açıldı ve namlular Türkiye’ye döndü.
Geçerken Muharrem İnce’nin bu konudaki tavrını da hatırlatalım. Sayın aday, sorunu Yunanistan’la dostane çözeceğini vaat ediyor. Hoş, Atina onu ve heyetini sınırdan çeviriyor. “Burada kalırsanız randevu için aylarca beklersiniz” (evet söylenen aynen böyle) diyerek “nazik” bir yanıtla karşılıyor. TSK, tatbikata tatbikatla karşılık vermiş, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar tehdidi askerce yanıtlamış, ne gam... Apolet sökücüler, ittifakla iktidar olunca ilk işlerinin “Afrin’deki işgali bitirmek” olacağını söyleyenler, Doğu Akdeniz için başka ne yapacaklardı ki?
BURASI TÜRKİYE UKRAYNA DEĞİL!
İnce başka bir şey daha söylüyor. 24 Haziran akşamı 40 bin avukatı YSK’nın önüne yığacakmış.
Bu açıklamayla ABD’nin 24 Haziran hedeflerine devam edelim.
Elbette seçimlerden iktidarla çıkmak çok hoşuna gider. O olmadığında plan çok belli. Bunu tartıştığımız arkadaşlar, “İyi de burası Türkiye. Ukrayna ya da Gürcistan değil” diyorlar. Fakat turuncu kalkışmalar, hiçbir yerde “Yaşasın Soros” diye başlamadı. Mevcut rejimin zaafları zemininde yürüdü. Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye’de bunlardan fazlasıyla var.
Ama yine de burası Türkiye. Millet de Türk milleti. FETÖ temizliğinden sonra tam emin olduğumuz ordumuz var.
Ve Vatan Partisi var. Ukrayna ya da Gücistan’da olmayanlar...
ABD’nin her türlü senaryosunu, planını boşa çıkaracak yeterli birikim var.
Ancak Vatan Partisi ve Doğu Perinçek’e bu kadar saldırının asıl nedeni bu değil. ABD’nin büyük korkusu, planlarının boşa çıkması değil. Bir plan bozulursa yenisini yaparsınız, bir muharebeyi kaybederseniz sonrakine bakarsınız.
ATATÜRK DEVRİMİNİ İZMİR’DEN BAŞLATIYORUZ
Asıl korku, Türkiye’nin yeniden Atatürk Devrimi rotasına girmiş olması. Yeni bir çağ doğuyor, ülkemiz de o yeni çağın önemli aktörlerinden. Avrasya’daki yerimize, şairin dediği gibi, ağır ama mahûf adımlarla ilerliyoruz.
ABD işte bu savaşı kaybetmekten, Türkiyeli bir Avrasya’dan çok korkuyor.
Korkunun ecele faydası yok. Atatürk Devrimi’nin silahlı gücüyle ve o devrimin önderiyle uğraşarak gidişatı değiştiremezler. Ne Vatan Partisi’nin ne de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin çağ açan eylemini kimse önleyemez.
İzmirliyim, yazıyı iki bölgedeki ilk sıra adaylarımız Çağdaş Cengiz ve Cem Dikmen’in seçim sloganıyla bitireyim:
Atatürk Devrimi’ni İzmir’den başlatıyoruz.