Gül ve Kılıçdaroğlu'nun program birlikteliği

Abdullah Gül, FETÖ tertipleri döneminde yaptıklarıyla özel olarak öne çıkmıştı. Danıştay saldırısının ardından açıklamalarıyla okları vatansever liderlere ve TSK'ya yöneltti. Olaydan hemen sonra Emniyet ve MİT yöneticileriyle toplantı yaparak 'delillendirin, savcıya anlatın, hepsi yakalansın, yargılansın' talimatı verdi. (İsmet Berkan bu süreci ayrıntılarıyla yazdı)

O gün 'yakalayın' diye talimat verdiği isimler bugün yakalanıyor, 'yargılayın' diye talimat verdiği isimler bugün yargılanıyor!

Gül, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'deki ulusalcıları tasfiye etmesini de memnuniyetle karşılamıştı (Karar, 18 Şubat 2020)

Ulusalcılığı/Milliyetçiliği baş düşman ilan eden Gül, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı FETÖ saldırıları karşısında yalnız bıraktı. Kılıçdaroğlu da aynı süreçte FETÖ'nün CHP içinde örgütlenmesine göz yumdu. Öyle ki FETÖ'nün operasyon gazetesi Taraf'ın yazarı Yüksel Taşkın'ı CHP Genel Başkan Yardımcılığı koltuğuna bile oturttu. Hemen arkasından, FETÖ'cülerin ayakta alkışladığı, KHK'lılar için kampanya başlattı.

Kılıçdaroğlu da Gül de PKK'nın siyasi partisi HDP'ye kol kanat geriyor. Gül, yurtdışı gezilerinde dahi HDP'yi heyetlere dahil ederdi. Kılıçdaroğlu da şu anda HDP'yi kurtarmaya çalışıyor. Her ikisi de, "Güvenlikçi önlemler çözüm değil, özgürlükçü politikalar lazım" söylemini öne çıkararak terörü silahla ezme hamlelerine tavır alıyor. Kılıçdaroğlu Terörle Mücadele Kanunu'nu değiştireceğini Avrupa Birliği yetkililerinin huzurunda zaten ilan etmişti.

Ekonomide kılavuzları da Ali Babacan. Siyasi taviz ver, sıcak para gelsin programı! İki isim, şu sıralar, ekonomi yönetiminin dolar hakimiyetine karşı mücadelesine çelme takmakla meşguller.

Kısacası Gül ve Kılıçdaroğlu her kritik başlıkta ABD ve AB tahakkümünün memurları gibi davranıyor.

Abdullah Gül'e milli bayramlarda kaytardı diye tepki gösterenler Kılıçdaroğlu'nun milli devletin altına dinamit koymasına ise gözlerini kapatıyor.