Güle güle büyük başkan
Fenerbahçe eski başkanlarından Faruk Ilgaz hakkın rahmetine kavuştu. Üzülmekten başka yapacak hiçbir şeyimiz yok. Ölüm herkesin başında. Yahya Kemal Beyatlı'nın dediği gibi 'Ölüm asude bahar ülkesi midir?' bilemiyoruz. İnşallah öyledir.
Faruk Ilgaz'la aynı senede 1922'de doğmuşuz. Küçüklüğümüz hep birlikte geçti. Kendisi Acıbadem yolundaki Fıstıkağacı sokakta ben ise o sokağa yakın İsmail Hakkı bey sokağında oturuyordum. O yörede yetişen fıstık ağaçlarından dolayı sokağa bu isim verilmişti. Renkli insanlar vardı bu sokakta. Örneğin o yılların büyük sahne sanatkârlarından Rahmetli Muzaffer Hepgüler ve de 21 Mayıs'ta ihtilale kalkan Talat Aydemir de o sokakta otururdu. Ilgaz ailesi ile Aydemir ailesi arasında ileri bir dostluk vardı.
Ilgaz'la Fenerbahçe'nin genç takımında beraber top koşturduk. Öyle ahım şahım bir futbolu yoktu. Yetenekli değildi. Hiç unutmam Swenk isminde bir antrenörümüz vardı. Macar asıllı idi. Yaptığımız bir çift kale maçında Swenk de oynuyordu. Maç esnasında Faruk Ilgaz topa vurayım derken yanlışlıkla Swenk'in kaval kemiğine sert tekme vurması ile kan revan içinde kaldı ve hemen Faruk Ilgaz'a dönüp yarım yamalak Türkçesi ile "Sen tam bir deveye benziyon" demişti. Çok gülmüştük.
Uzayıp giden yıllarda Kadıköy'de halk evi takımları kuruldu ve bu takımlar birbirleriyle hararetli maçlar yapıyorlardı. Maçlar genellikle Kızıltoprak Camii'nin arkasındaki toprak sahada yapılırdı. Bu sıralar Faruk Ilgaz da yan hakem olarak görev almıştı. Onun siyah şortlu, siyah gömlekli kıyafeti ve bayrak elindeki halini hiç mi hiç unutamam. Bu gün gibi gözlerimin önündedir. İşin daha da ilginç yanı Faruk Ilgaz ve ben Fenerbahçe'nin küçüklerinde top koştururken kimin aklına gelebilirdi ki bir gün gelecek o iki küçük mahalle arkadaşlarından biri Fenerbahçe'nin Başkanı, diğeri de büyük takımın teknik direktörlüğünü yapacak ve Fenerbahçe takımı şampiyon olacak. Rüya gibi... Başkanlık yaptığı yıllar, Fenerbahçe'nin en çok şampiyonluk yaşadığı dönemler oldu ve 13 yıl başkanlık yaptı...
Teknik direktör olduğum zaman da beni ilk kutlayanlardan birisiydi Faruk Ilgaz. Yıllar su gibi akıp geçti. O yıllardan bu yıllara kadar üç Fenerbahçeli idik hayatta kalabilen. Şimdi ise Faruk Ilgaz da bizi bıraktı gitti. Ailesine sabırlar diliyorum. Kaldık sadece Küçük Fikret ve ben. Çubuklu Sarı-Lacivert formalar ile sembolleşmiş o meşhur 1948 yılı Fenerbahçe Futbol takımı kadrosundan 2 kişiyiz sadece. Duygulanmamak mümkün mü?
Biz geldik gidiyoruz... Fenerbahçe Spor kulübü ebediyen kalacaktır. Çocukluk arkadaşıma Tanrı'dan rahmet diliyorum. Güle güle büyük Başkan. Rahat uyu.