Güneşimiz daha mı çok parlayacak? 2024 kıyamet yılı mı olacak?
İnsanlığın hayatta kalması için en önemli şeylerden biri elbette Güneşimizdir. Güneşimiz olmadan ne insanoğlu hayatta kalabilir ne de bitkiler veya hayvanlar hayatta kalabilir. Güneş sadece bize ısı vermekle kalmayıp tüm hayat döngüsünü tetiklemektedir. Yaklaşık her 11 yılda bir, Güneş'in manyetik alanı tamamen değişir. Bu, Güneş'in kuzey ve güney kutuplarının yer değiştirmesi anlamına gelir. Daha sonra Güneş'in kuzey ve güney kutuplarının tekrar eski haline dönmesi yaklaşık 11 yıl daha sürer.
Güneş döngüsü, Güneş'in manyetik alanlarının neden olduğu güneş lekeleri gibi Güneş'in yüzeyindeki aktiviteyi etkiler. Manyetik alanlar değiştikçe Güneş yüzeyindeki aktivite miktarı da değişir. Güneş'teki güneş patlamaları ve koronal kütle püskürmeleri gibi dev patlamalar da güneş döngüsü sırasında artar. Bu patlamalar uzaya güçlü enerji ve malzeme patlamalarının fırlatılmasına neden olur. Güneş rüzgarları Dünya'nın manyetik alanını etkiler. Güneş rüzgarının hızı arttığında, Dünya'nın manyetosferi genişler ve Dünya'nın atmosferinden daha fazla parçacık uzaya yayılır. Bu durum, Dünya'nın kutup bölgelerinde aurora yani kuzey ışıkları oluşumuna neden olur.
DÖNGÜLERİN DÜNYAYA ETKİLERİ
Güneş döngüsünü takip etmenin bir yolu güneş lekelerinin sayısını saymaktır. Güneş döngüsünün başlangıcı, solar minimumdur veya Güneş'te en az güneş lekesinin olduğu zamandır. Zamanla güneş aktivitesi ve güneş lekelerinin sayısı artar. Güneş döngüsünün ortası solar maksimumdur veya Güneş en fazla güneş lekesine sahiptir. Döngü sona erdiğinde solar minimuma geri döner ve ardından yeni bir döngü başlar.
Bu döngüler, özellikle uzay hava durumu olaylarına bağlı olarak dünya üzerinde çeşitli etkiler doğurabilirler. Güneş rüzgarları, Dünya'nın manyetik alanı ile etkileşime girerek manyetik alanımızı değiştirebilir. Bu durum, yüksek enlemlerde parlak ve renkli ışıklar meydana getirebilir, ancak aynı zamanda elektrik enerjisi şebekelerini etkileyebilir. Güneş radyasyon patlamaları ise, atmosferdeki üst katmanları iyonize edebilir ve yüksek frekanslı radyo iletişimini engelleyebilir.
Güneşin 11 yıllık döngülerinin dünyaya etkileri genellikle teknolojik sistemlere yöneliktir. Elektrik enerjisi şebekeleri, uydu sistemleri, uzay araçları ve hatta astronotlar, güneş aktivitesindeki ani değişimlere karşı hassastır. Güneş fırtınalarının neden olduğu manyetik dalgalanmalar, elektrik hatlarında indüklenen akımlara yol açabilir ve enerji şebekelerini etkileyebilir. Uydu sistemleri, yüksek atmosferdeki değişikliklere karşı savunmasız hale gelebilir ve uzay araçları, güneş radyasyonu nedeniyle risk altında olup çalışamaz hale gelebilir.
ELEKTRİK ŞEBEKELERİ KESİLDİ
Carrington Olayı, güneş patlamalarının dünya üzerindeki etkilerini tarihsel bir örnek olarak sunan önemli bir olaydır. Richard Carrington tarafından Eylül 1859'da gözlemlenen bu olay, güneş lekelerinde meydana gelen bir artışın ardından ortaya çıkan yoğun bir güneş rüzgârı ve manyetik fırtınanın dünya üzerindeki etkilerini göstermiştir. Bu olay, manyetik alanındaki ani değişiklikler nedeniyle telgraf hatlarında ve diğer elektrikli sistemlerde ciddi arızalara yol açmıştır. Carrington Olayı sırasında, manyetik fırtınalar nedeniyle telgraf operatörleri önemli aksaklıkları rapor ettiler. Bazı telgraf hatları kendi kendine çalışmaya başladı, bazıları ise patlamalar ve kıvılcımlar nedeniyle işlevsiz hale geldi. Hatta bu kıvılcımlardan ağır yaralananlar da oldu. Birçok telgraf operatörü sistemleri kapattıkları halde telgrafların kendi kendine çalışmaya devam ettiğini rapor ettiler.
1859 tarihli bir rapora göre, atmosferdeki renkli ışıklar o kadar parlaktı ki, Missouri'deki insanlar gece yarısından sonra bu ışıkta kitap okuyabiliyordu. Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'ne (NOAA) göre Rocky Dağları'ndaki altın madencileri, güneşin bulutlu bir sabah doğduğunu düşünerek yerel saatle sabah 1'de uyandılar ve kahve hazırlayıp kahvaltı yaptılar. Kuzey ve Güney Işıkları genellikle gezegenin kutuplarına yakın yerlerde görülür. Ancak 2016 yılındaki çalışmaya göre, Carrington Olayı sırasında insanlar Küba, Jamaika ve Panama da dahil olmak üzere tropik bölgelerde bu ışıklara tanık oldular.
10 Mart 1989 Cuma günü olan ikinci bir olayda ise bilim adamları güneşte güçlü bir patlamaya tanık oldular. Birkaç dakika içinde Güneş üzerindeki karmaşık manyetik kuvvetler milyarlarca tonluk bir gaz bulutu açığa çıkardı ve bu patlayan binlerce nükleer bombanın enerjisi kadar fazlaydı. Bu Fırtına bulutu saatte bir buçuk milyon kilometre hızla güneşten çıkıp doğrudan Dünya'ya doğru hareket etti. Patlamaya eşlik eden güneş patlaması, birçok radyo sinyallerinin bozulması da dahil olmak üzere kısa dalga radyo parazitine neden oldu.
12 Mart Pazartesi akşamı, geniş güneş plazması bulutu en sonunda Dünya'nın manyetik alanına çarptı. Bunun yol açtığı jeomanyetik fırtınanın şiddeti, Florida ve Küba kadar güneyde görülebilen muhteşem kuzey ışıklarına neden oldu. Bu olay Kuzey Amerika'nın büyük bir kısmının altındaki zeminde elektrik akımları yarattı. 13 Mart sabaha karşı 02.44'ten hemen sonra bu açık akımlar elektrik Quebec şebekesinde bir açık buldu ve 2 dakikadan kısa bir süre içinde Kanada Quebec elektrik şebekesinin tamamı çöktü.
Bunu takip eden 12 saatlik elektrik kesintisi sırasında milyonlarca insan bir anda kendilerini karanlık ofis binalarında, yeraltı yaya tünellerinde ve durmuş asansörlerde buldu. Çoğu insan kahvaltı için soğuk evlerde uyandı. Elektrik kesintisi aynı zamanda okulları ve işyerlerini de kapattı, Montreal Metrosu'nun sabah trafiğinin yoğun olduğu saatlerde kapalı kalmasına neden oldu ve hatta Dorval Havalimanıda kapanmak zorunda kaldı.
Üstelik bu olay sadece Kanada’da olan yerel bir olay değildi. New York elektrik şebekesi, Quebec elektrik şebekesi çöktüğü anda 150 megavat güç kaybetti. New England şebekesi de aynı anda 1.410 megawatt kaybetti. New England'daki 96 elektrik kuruluşunun hizmeti kesintiye uğrarken, diğer elektrik enerjisi rezervleri de devreye alındı.
Bu olayın ardından, güneş patlamalarının elektrik şebekelerine ve iletişim sistemlerine olan potansiyel etkileri daha iyi anlaşılmaya başlandı. 20. yüzyılın ortalarında ve sonrasında, teknolojik altyapı giderek karmaşık hale geldikçe, uzay hava durumu olaylarının potansiyel zararlarına karşı önlemler alınmaya başlandı. Elektrik şebekeleri ve uydu sistemleri gibi kritik altyapılar, güneş radyasyonu ve manyetik fırtınalara karşı korumalı hale getirildi. Ayrıca, uzay hava durumu tahminleri ve takip sistemleri geliştirilerek, olası risklere karşı önceden tedbir alınmaya çalışıldı.
İNTERNET KAPANABİLİR
Ancak bazı bilim adamları 2025 yılında meydana gelmesi beklenen Solar Maxima yani güneş aktivitelerinden bu 11 yıllık döngüde en fazla olması beklenen yılın oldukça kötü geçebileceği konusunda hemfikirler. Hem küresel internet şebekesinin tam bir koruması olmadığı düşünülürse ve dünyada birçok eski teknoloji elektrik şebekelerinin olduğu da bilindiğinden bu etkilerin internetin kapanmasına ve elektrik şebekelerinin günlerce kararmasına neden olabileceğini düşünüyorlar. Bir düşünün, günlerce internet, elektrik veya haberleşme imkanlarının olmadığını... Yağmadan tutun da acil sağlık hizmetlerinin ve itfaiye hizmetlerinin aksamasına kadar çok ciddi sonuçları olabilir.
Bu döngünün kötü geçebileceğine dair işaretler şimdiden var. Örneğin Şubat 2022'de SpaceX'in 40 Starlink uydusu, fırlatıldıktan sonraki gün jeomanyetik bir fırtına sırasında Dünya'ya düşerek Dünya atmosferinde yandı. Dolayısıyla bazı NASA bilim adamları bu döngünün oldukça şiddetli geçeceği konusunda hem fikir. Hatta beklentinin ötesinde bu döngünün en şiddetli etkilerinin 2024 yılının ikinci yarısında görülebileceğini düşünüyorlar. Tabi güneş hakkındaki bilgilerimiz halen sınırlı ve bazı şeyleri ancak yaşayarak ve yaşadıktan sonra analizini yaptıktan sonra öğreneceğiz.
Ülkemizin milli güvenliği de düşünülerek şimdiden tedbir almakta fayda var. Beklenen olumsuz etkiler olmasa bile en azından şebekelerimizi ve haberleşme sistemlerimi bir sonraki döngü için hazırlamış oluruz, çünkü sonuçta her 11 yılda bir bu döngüler olmaya devam edecektir.