Güreş ve Avrupa kupaları mutluluğu

SAYIN Aydınlık okurları ve sporsever kardeşlerim... Başarılarla dolu bir haftayı geride bıraktık. Ne mutlu bize. Geçen hafta içerisinde Avrupa kulvarında Sivasspor, Başakşehir ve Trabzonspor'un elde ettiği galibiyetlerle gruplardan çıkmaya bir adım daha yaklaştık. Fenerbahçe'nin Rennes deplasmanında 2-0 geri düşmesine rağmen tekrar maça asılarak beraberliği bulması da bize ayrı bir coşku verdi sayın okurlarım.

Avrupa'da 3 galibiyet ve bir beraberlikle ülke puanı kategorisinde 1400 puan elde ederek, bu hafta Belçika ile birlikte en çok puan toplayan ülke olduk. Bu sonuç ile bir basamak daha yükselerek, Yunanistan'ı geçip 19'uncu sıraya çıktık. Umarım bundan sonraki maçlarımızda da başarılı olarak yolumuza devam eder, daha birçok yeni mutluluk yaşarız.

DÜNYA ŞAMPİYONASI'NDA ZAFER ÜSTÜNE ZAFER

Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası'nda Rıza Kayaalp'in 5'inci kez altın madalya kazanan ilk Türk güreşçi olması hepimizi mutlu etti. Güreşteki bir diğer gururumuz Taha Akgül kardeşimiz de 3'üncü dünya şampiyonluğuna erişti. 76 kiloda güreşen Yasemin Adar Yiğit kardeşimiz ise bu alanda ikinci kez şampiyonluk sevinci yaşayan ilk Türk kadın güreşçi oldu. Üç şampiyon sporcumuzu da yürekten tebrik ediyorum. Teşekkürler...

Gerek güreşte gerek futboldaki UEFA karşılaşmalarında olsun, geçen haftanın başarıları tarihimize geçerek iz bırakacaktır diye düşünüyorum.

GÜREŞ DEYİNCE AKLIMA GELEN...

Dünya Güreş Şampiyonası'ndaki başarılarımızdan bahsedince, efsane güreşçimiz rahmetli Yaşar Doğu'yu anmamak olmaz. İzninizle, Yaşar Doğu ve Onkel Max lakabı ile anılan güçlü Alman güreşçisine dair bir hikayeyi sizle paylaşayım.

72 kiloda güreşen Onkel Max, sporculuk kariyeri süresince balkan şampiyonalarında (eskiden dünya şampiyonaları yokmuş) ilk önce babam Yusuf Arslan ve daha sonra da Yaşar Doğu ile mücadele etti. Onkel Max, iki efsane güreşçimiz karşısında devamlı ikinci olması ile ilgili anılarını bana şöyle anlatmıştı: “Önce Yusuf Arslan hep birinci oldu, ben ikinci oldum. Daha sonra babanın güreşi bırakacağını öğrendiğimde hem sevindim hem de çok üzüldüm. Çünkü güreşin dışındaki dostluğumuz çok iyiydi. Ancak Yusuf'un ayrılması ile onun ve benim sıkletimde güreşen Yaşar Doğu rakibim oldu. Bir-iki kez de ona yenilince güreşi bıraktım ve antrenörlüğe başladım.”

Bu cümlelerini hiç unutamıyorum.

Yaşar Doğu, ilk ve son dünya şampiyonluğunun ardından güreşi bıraktıktan sonra, antrenörlük yaparken takımıyla İsveç'te bulunduğu sırada kalp krizi geçirdi. Ancak doktorların “Dinlenmen gerek.” tavsiyelerini dinlemedi, antrenörlük yaparak Türk güreşine hizmet etmeyi sürdürdü. Ankara'da geçirdiği ikinci kalp krizi sonrasında 8 Ocak 1961'de vefat ederek aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsınlar.

Sayın sporsever kardeşlerim... Hangi spor dalında olursa olsun, insan, sporu ve spordan gelen centilmenliği severse o spor canlanır ve dostluklar yaşanır.

Kalın sağlıcakla sporsever kardeşlerim.