Hak edilmiş başarı öyküleri...
Engellilerin spor, sanat, kültür ve teknoloji alanlarında daha fazla ve daha rahat yer almalarına ve dolayısıyla bu alanlardaki gurur duyacağımız başarılarının artmasına yardımcı olacak her türlü desteğin bir an önce engellilerin hizmetine sunulması gerekmektedir. Ama öncelikle rol model olabilecek başarılı engellileri toplumun huzuruna çıkaracak, onları görünür kılacak çalışmalar daha planlı bir şekilde hayata geçirilmelidir. Engelli bireylerin başarılarının tesadüf olmadığını kanıtlayacak öyküler hayatın içinden bulunup çoğaltılmalı; bu başarıların yazılı ve görsel medyada, röportajlar, haberler aracılığıyla, sivil toplum örgütlerinin düzenleyecekleri seminerler, tanıştırma toplantılarıyla, spor federasyonlarının tertipleyeceği resmi nitelikli müsabakalar yoluyla kamuoyunun huzuruna taşınmalı. Bu yolla başarılı engellilerin hikayeleri kamuoyuna anlatılmalıdır. Bu, engellilere dair önyargıların kırılması, engellilerde onların üretken ve çalışkan bireyler olarak hayata katılmalarını sağlayacak özgüvenin inşa edilmesi için elzemdir. Örneğin, doğuştan iki kolu olmayan, bir bacağı diğerine göre 12 cm kısa olan Beytullah Eroğlu’nun kelebek dalında 2017 Meksika Paralimpik Dünya Yüzme Şampiyonası’nda ülkemize altın madalya getirmesini toplumsal hafızamıza kazımanın yollarını bulmalıyız. Onun bu başarısına belki de ilham olan kick boks dünya şampiyonu ampüte BaxterHumby’in dünyada tanındığı kadar, Beytullah’ın ülkemizde tanınmamasının nedenlerini sorgulamalıyız.
İddia ediyoruz ki engelli sporcuların, sanatçıların, bilim insanlarının medyada hak ettikleri yeri bulmaları halinde toplumda yaratacakları etki dönüştürücü olacak, tıbbi ve genetik araştırmaları, siyasi anlayışları ve ekonomik yatırımları artık engelli yaratmayacak bir toplum yönünde çalışmak üzere baskı altına alacaktır. Buradan ısrarla şunu söylüyoruz: Engellilerin büyük çoğunluğu, savaşlara, trafik kazalarına, iş kazalarına yol açan, akraba evliliği gibi kültürel yanlışlıklara izin veren sakat anlayışların ürünleridir. Engellilerin bu anlayışları dönüştürme, toplumu iyileştirme gücü olan hikayelerine kulak vermeliyiz. Makus talihini yenebilmiş bir engelli varlığının insanlığa katacağı çok güzel şeyler olduğunu unutmamalıyız.
BEYTULLAHLARI ÇOĞALTMAK
Dünyada ve ülkemizde Beytullah’ınkine benzer sayısız başarı öyküsü var. Fakat, bu başarıların ne kadar insan üstü fedakarlıklarla meydana geldiğini anlamamız gerekmektedir. Belli bir plan ve program içerisinde olmadığı için toplumdaki yankısı da maalesef uzun süreli olmuyor bu başarıların. Böyle olunca da başarılar sürdürülebilir olmaktan çıkıyor ve toplumsal teveccühün uzağında kalan, unutulmaya mahkum başarı hikayelerine dönüyor. Devlet kurumsal anlamda yeterli olmamakla beraber engelli sporuna destek veriyor aslında. Fakat bunun yalnızca gençlik ve spor bakanlığı ile sınırlı kalması, örneğin Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeterince bu konu ile ilgilenmemesi büyük bir eksiklik olarak kendini hissettiriyor. Devletin konuya yaklaşımındaki bir diğer sıkıntı da başarılı sporculara uyguladığı teşvik sistemini engelli sporculara aynı düzeyde uygulamaması. Halbuki başarılı engelli sporcu ve sanatçılarımıza verecekleri teşvik ve ödüllerle başarı oranı artacak ve keşfedilmeyi bekleyen yetenekler de birer birer ortaya çıkacaktır. Devletin dışında kalan sektörler de ne yazık ki engellilerin sportif ve sanatsal çalışmalarına yeterince destek olmamaktadır. İş alemi engelli sporuna sponsor olmaktan imtina etmekte, reklam ve diğer destek türlerini engelliler söz konusu olduğunda harekete geçirmemekte, bu konuda kılını bile kıpırdatmamaktadır. Ateş düştüğü yeri yakar misali Sabancı grubunun bu konudaki desteklerini anmadan geçemeyeceğim. Bu dev sermaye ve yatırım grubunun engellilere yönelik çalışmaları köklü, çözüm odaklı çalışmalardır ki kendilerine buradan teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.
İLETİN YAYIMLAYALIM
Tüm engellilerin, engelli yakınlarının, engellilerin sorunlarına çözüm arayan kişi ve kurumların katkısını bekliyoruz.