06 Ocak 2025 Pazartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hakemlere: Bilen aslını anlatsın

Onur Belge

Onur Belge

Eski Yazar

A+ A-

Yunus Yıldırım’ın linç edilmesini isteyenlerden değilim. Evet, Sivasspor maçında vermediği penaltı ve Egemen’in kırmızıya tahrik etmesiyle Fenerbahçe’yi infaz etti. Görmedim’leri, pozisyonları öyle yorumladıları, arkadaki çizgi hakemini falan boşverin. Futbolun içinden gelenler için pozisyonlar ortada. Aslında Karabük ve Eskişehir yenilgilerini de iyi izleyin, çaktırmadan doğramaları göreceksiniz. Bu kez suçüstü oldu.

Olaydan sonra gerek taraftarlardan, gerekse eski- yeni hakemlik işine bulaşanlardan telefonlar yağdı. Çok fazla işin bu yönüne girmek, diğer hakemleri de güvensiz bir ortama itmek istemiyorum. Belki asılsız senaryo olabilir. Şimdi bana telefonda anlatılan bir olayı sizlere nakledeceğim. İsimleri ve tarihi tam anlayamadım. Ama isimler bildik, tanıdık ve aralarında günceller de olunca gerçek midir, değil midir, tanıklık edebilecek var mı? Yoksa bizi ayar mı ediyorlar bilemiyorum. Bilen ve yüreği olan varsa ortaya çıkıp anlatsın.

Neden mi böyle söylüyorum, sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Böyle çok ihbar aldım, yazdım, sonradan ben söylemedim deyip ortadan kayboldular. Anlatılan şu, Aziz Yıldırım’ın bu günküne benzer bir olayda sert çıkışı tepki oyundırıyor. Durum Hakemler ve gözlemciler derneğindeki bir sohbette konuşulyor. Aralarında yoksalar beni affetsinler, ama biliyorlarsa açıklasınlar. Selçuk Dereli, Yunus Yıldırım, Fırat Aydınus’un da bulunduğu bir ortamda, hakemlerden birinin “verin bana maçını da gününü göstereyim” dediği doğru mudur? Telefonda ünlü hakem yorumcuları ile de bu konu konuşuldu mu? Mustafa Çulcu’nun “saçmalamayın, hakemliğinizi yapın” ikazı var mı? Acaba bizleri aydınlatan biri olacak mı?

CRİSTİAN, YANAL VE 88. DAKİKA

Fenerbahçe’nin Sivas yenilgisine hakem hataları damgasını vurunca birçok şey gölgede kaldı. Benim dikkatimi çeken Cristian’ın 88. dakikada oyuna sürülmesiydi. Maç o sırada 2-0 olmuştu. Helal olsan Fenerbahçe’nin Brezilyalısına, gıkını çıkarmadı, ne yapsın, profesyonel. Ama sevgili Ersun Hoca, sen de ufak tefek de olsa futbol oynadım. Hiç o dakikada sahaya sürdüler mi? Ne yapacaktı yani o dakikadan sonra, roket gibi golleri mi sıralayacaktı?

Benim böyle bir anım var anlatayım. Hiç profesyonelce değil belki, hatta bu günkü çizgime de hiç uymuyor. Şimdi bunu okuyanlar “futbolcuları isyana teşvik ediyor” bile diyecekler. Ama futbolcu psikolojisini iyi anlamak gerek. Üçüncü ligden Taksim’de oynuyordum. Uşak deplasmanı mı, nedir tam hatırlamıyorum. Toprağı bol olsun antrenör eski milli futbolculardan Tenekeci Garbis’ti. Emektar olduğu için camia işsiz kalmasın diye ağabey kontenjanından zaman zaman onu antrenörlüğe getiriyordu.

Uzatmayalım, maç 4 olmuş, 3 dakika kala bana “soyun” demez mi? Tuhaf bir rüzgar esiyor, lodos herhalde. Kenarda büşüzmüşüz. Birbirimize sokulup ısınıyoruz. Zaten takım kurluşunda bir tuhaf işler oluyor. Bir fubolcunun hiç yapmaması gereken şekilde konuştum. “ Dalga mı geçiyorsun Garbis abi, maç 4 olmuş, sen gir de takımı kurtar...” Tabii cezayı yedik ama, gençlik işte, onu düşünmezsin. Siz sakın öyle yapmayın futbolcu kardeşlerim. Ama sevgili teknik adamlarımız, siz de futbolcu değişikliek zamanınıza dikkat edin, çoğunuz aynı hatayı işliyorsunuz.

NE KASIMPAŞAYMIŞ AMA...

Dün Fanatik Gazetesi’nde okudum. Federasyon tarafından tekrar ettirilen maçta Beşiktaş, bu kez Kasmpaşa’yı 3 golle geçti ama tartışmaları bitmedi. Şota’nın yaptığı harika espriyi kutlarım. “Bir onlar, bir biz kazandık, üçüncü maç ne zaman olacak” mealindeki sözleri tam kişiliğine yakıştı. Bence ortamı da yumuşattı. Anladım, anladım da cezalı futbolcuların ne olacağı konusunda bir açıklık yok.

Mantıken cezalı olmaları gereken Babel ve Adem Kasımpaşa kadrosunda oynadılar. Hadi buyrun bakalım bir olay daha. Bitmez bu işler, rüzgarı arkalarına aldıkları zaman bazı takımlar uçup gidiyor. Ama bu tümüyle zahiri görüntü. Birden verdiklerini geri alıyorlar. Kimler mi, bilmem, siz biliyor musunuz? Bursaspor alehine verilen penaltıya bakım. Geçen hakta Gençlerbirliği lehine verilmeyene. Daha bir çok olay sayabilirim. Bu işleri bırakamazsak futbolumuz böyle mehter adımıyla, bir ileri bir geri sallanır, durur.

SAKİN OLMAYA NE DERSİNİZ!

Futbol aleminde herkes ne kadar konuşuyor, üstelik de boş konuşuyor. Kanun, yasa, nizam, ahlak, saygı falan diyorsunuz. “Hadi yaa...” diyorlar. Vatan, bayrak, gol attıktan sonra asker selamları verenler parayı görünce amma değişim gösterdiler. Bukalemun bile bu kadar renk değiştirmeye albino (kılların beyaz olması hastalığı) olurdu. Ülkesini yabancılara şikayet edenler için artık bir şey söylemiyorum. Onların gözleri taraftarlıktan kör olmuş, kendilerini kaybetmişler.

Benim sözlerim öncelikle Fenerbahçe tribünleri için. Biliyorum, çok tepkili olacaklar. Futbol aleminde hiç kimse kendi tarafından bakıldığında haksız değildir. Ama biraz çenelerini tutmaları gerekiyor. Egemen gibi, atılacak tepkiler gösterilmemeli. Eğer infaz edildiğinize, size karşı doğrama kampanyası açıldığına inanıyorsanız, buna ortam hazırlamayacaksınız.

Bunları niye yazdım, Ali İsmail Korkmaz’ın ailesinin ve yakınlarının Kasımpaşa maçında tribünlerde olacağını öğrendim. Sivas maçından sonra yükselen tansiyonun, biraz da bu nedenle başka yönlere kayacağı ortada. Size zaten birşey yokken bile biber gazı sıkmaya hazırlar. Meydan verirseniz, olacaklar açık. Saha kapanacak, belki de futbolcular psikolojik olarak tutuk oynayacaklar. Hem onları, hem camiayı rahatlatmak gerek. Herkes coşabilir, ama taşmaya kimsenin hakkı yok.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları