Hâkimler Savcılar Kurulu ve Adalet Bakanı’na açık mektup
Aydınlık’ın 12 Temmuz 2024 tarihli sayısında Muğla Savcısı Mehmet Şirin Keleş hakkında suç ihbarında bulunduk.
Keleş, makam ve yetkisini kullanarak Av. Emre Aykın’ı -kendisini HSK’ya şikâyet ettiği için- kanunsuz bir şekilde gözaltına aldırdı.
Muğla’da Savcı Keleş diktatörlüğü mü var? Bu zat istediği zaman istediği kişileri gözaltına alma yetkisine mi sahip? Keleş, şikâyet edilemez bir makamda mı oturuyor? Keleş’in dokunulmazlığı mı var? Emniyet kuvvetleri Keleş’in kişisel konuları, duyguları ve hırsları için mesai yapmak zorunda mı?
Anlaşılıyor ki Keleş cüppesinin ağırlığını taşıyabilecek bir durumda değil. Kelepçe kullanarak Vatan Partisi MKK üyesi ve İl Başkanı Emre Aykın üzerinde otorite kurabileceğini zannedecek kadar da tecrübesiz.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) bu keyfi tutuma karşı tavırsız kalamaz. Adalet Bakanımız Yılmaz Tunç bu gelişmelerin seyircisi olamaz.
Yargıya duyulan güveni ayaklar altına alacak bu fiillere karşı HSK’nın ‘Biz varız! Müsamaha göstermeyiz!’ demesini ve gereğini yerine getirmesini bekliyoruz.
Cumhuriyet Savcıları adaleti, gerçeği, hakkı savunma konusunda en hızlı ve en gayretli olma sorumluluğuyla karşı karşıyadır.
Bugün, bir avukata, üstelik FETÖ ve PKK’nın açıktan hedefi olmuş bir avukata kelepçe üzerinden gözdağı vermek isteyen bir savcı yarın kim bilir neler yapar! Aydınlık Keleş hakkında HSK’ya ulaşan çok sayıda dosya olduğunu da öğrendi. Bu dosyalar neden bekletiliyor? Masanızda bekleyen o dosyalar Aydınlık için haber konusudur.
HSK, kanunsuz emirlerle çalışan bir savcıya göz yumarsa otoritesini ve saygınlığını koruyabilir mi! Koruyamaz!