Hâlâ şahlanan Türkiye diyor!
Tayyip Erdoğan Muş’ta aynen şunu söyledi:
"Şahlanan Türkiye’yi durdurmaya çalışıyorlar!"
Pardon ama bunlar şahlanma görüntüleri midir?
80 yaşındaki dede ve nineler domates-soğan-patlıcan kuyruğunda!
Türk Ordusunun silah fabrikası 50 milyon dolar için Katar’a peşkeş çekildi.
TSK’da hâlâ her gün casus operasyonları var.
Lozan’a göre Türkiye’ye ait olan 17 ada Yunanlar tarafından işgal edildi ve itiraz edebilen yok.
467 milyar dolar dış borcu olan Türkiye halen dünyada en yüksek faizle borçlanabilen ikinci ülke ve Londra bankerleri, artık hazine garantisini yeterli görmeyip ipotek talep ediyor.
Sanayi, tarım çöktü ve işsizlikte dünya lideriyiz.
Yetişmiş yüzbinlerce genç ve onbinlerce zengin, ülkeyi terk etti ve ediyor.
Şahlanmış (!) halimizle tablo bu ise mazallah çöküşte ne olur!
Bu sözü muhalefet söyleseydi
Adamın adı Ahmet Uzer, AKP milletvekili.
Gaziantep’te partili arkadaşları ile otobüs içinde otururken kendilerine bakan insanlar için aynen şu ifadeyi kullandı:
"Şeyin trene baktığı gibi bakıyorlar."
İnsaf ile söyleyin, böyle bir sözü muhalefete mensup bir milletvekili etseydi, bunlar olmaz mıydı:
1.İktidar mensupları seçim meydanlarında, ‘İnsanımıza, halkımıza, Cenab-ı hakkın yarattıklarının en şereflisine öküz diyor utanmaz’ demezler miydi?
2.Yandaş yazar- gazete ve televizyonlar, manşetlerden istismarlar yapıp saldırmaz mıydı?
Golan’a karşıysan Esad’la barış!
Golan elbette Suriye toprağı ve ABD ile İsrail’in yaptığı haydutluktur.
Türkiye’nin buna karşı yapacağı şey ise şudur:
Hemen yarın Beşar Esad ile barışmak, yani Şam’a büyükelçi göndermektir.
Bunu yapmayıp kınamak yani uzaktan laf atmak, kandırmak, geçiştirmek ve istismardır ki AKP iktidarı bunu sürekli olarak yapıyor.
İktidar artık dış politikayı iç politika malzemesi yapmak yerine gerçekten ülke bakası adına yapmalı ki bunun olmazsa olmazı Suriye ile derhal barış ve Rusya-İran ile sözle değil özde bir beraberliktir.
Milli irade, öyle mi?
Televizyon ve gazetelerin yüzde 95’i yandaş ve medyada kurulan bu egemenlikle muhalefete bel altı taaruzu.
Atanmış bakan ile valiler dahil bütün devlet, iktidar partisi adına seferber.
Seçmene yapılan yalan iş ve aş vaatleri.
Ülkenin dış politikası oy alma adına kullanımda.
Hapis tehdidi ve seçilirse görevden alınacak söylemleri.
Ahaliyi gerçek gündemden uzaklaştırmak için haftalar ve aylarca hamaset bombardımanı.
Söyleyin böyle bir iklimde yapılacak seçimle milli irade objektif olarak nasıl tezahür eder?
Bütün bunlara rağmen iktidar, İstanbul ile Ankara’yı kaybederse AKP fiilen bitmiş olacaktır.