Halka dayalı savunma anlayışı

Türkiye’nin savunması için artık klasik yöntemlerin dışına çıkılması, ekonomimizle ve milli çıkarlarımızla uyumlu bir savunma konseptinin oluşturulması ve bu konsepti uygulayacak bir güç/kuvvet planlaması yapılmasının zamanı geldi de geçiyor. Önümüzdeki dönemde sorunların büyük ölçüde kuvvet kullanılarak çözümü yönünde bir yaklaşım benimseneceği görülmektedir. Maalesef küçük büyük bütün devletler ve örgütlerde, problemlerin kuvvet yoluyla çözümü yönünde bir trend oluşmuştur. Görünür bir gelecekte de bu yaklaşımın süreceği görülmektedir. Bu mücadeleye hazır olmayan, gerekli hazırlığı yapmayan ve buna uygun güç geliştirmeyen ülkeler kaybedeceklerdir. Bu konuda en önemli husus halkın direnme gücünün oluşturulmasıdır. Bunu yapabilmek için de halkın örgütlenmesi gerekmektedir. Peki sadece halkın direnme gücünün örgütlenmesi bir ülkenin savunması için yeterli olur mu? Ülkenin milli çıkarları bu şekilde korunabilir mi? Bunun için nasıl bir konsept, sistem ve örgütlenme gerekir?

Bir ülkenin savunması sadece o ülkeyi açık ve/veya örtülü şekilde işgal etmeye çalışan bir düşmana ya da o ülkeyi terör örgütlerini/taşeronlarını kullanarak parçalamaya çalışan bir devlete karşı yapılmaz aynı zamanda o ülkenin milli çıkarlarının korunması ve savunmanın topraklarınıza gelmeden başlatılması amacıyla yapılır. Bunu başarabilmek için de savunmanın kademelendirilmesi gerekir. Neyi kastediyorum savunmanın kademelendirilmesi ile öne onu belirteyim. Çok büyük güçleri daimi olarak silah altında tutmak durumunda değiliz. Savunmamızı milli çıkarları korumak, muhtemel saldırılara ya da ani çıkan durumlara karşı koymak, daha büyük bir tehdide karşı hazır olmak , ülkenin açık ve örtülü işgaline karşı direnmek ve ülke içindeki teröre karşı tedbir almak ve caydırıcılık sağlamak şeklinde kademelendirebilir ve bu kademelendirmeye uygun değişik sürelerde hazır olan bir kuvvet yapılanması oluşturulabilir.

Öncelikle her an kullanılabilecek kuvvet ihtiyacı belirlenmeli, topyekun bir savaş, işgal söz konusu olmadığına göre ülkenin hak ve menfaatlerini koruyacak ve her an göreve hazır bir kuvvet yapısı oluşturulmalıdır.Bu kuvvet yapısı kendisine tevdi edilecek görevi yapabilecek büyüklükte olmalı ve her an harekat icra edebilecek bir yapıya sahip olmalıdır. İkinci kademe savunma gücü çekirdek olarak yapılandırılmalı belli periyotlarla eğitilmeli ve biraraya gelmelidir. İhtiyaca göre hazır hale getirilmelidir. Üçüncü savunma gücü halkın örgütlenmesiyle ülkenin işgaline karşı koymak üzere gayri nizami harp yapmak için teşkil edilmelidir. Ülke içerisinden ve dışından gelebilecek terörist eylemlere karşı koyabilecek bir güç oluşturmalıdır. Özellikle halkın örgütlenmesi çok büyük bir caydırıcılık sağlayacaktır.

Böylesi kritik bir işin başarılabilmesi için öncelikle devletin bütün kurumlarının çok iyi bir planlama ve hazırlık yapması, ihtiyaçları çok iyi belirlemesi ve birbirleriyle koordine etmesi gerekir. Bu savunmayı başarabilmek için yeterli bir istihbarat örgütlenmesine ve bunların üreteceği istihbarata ihtiyaç vardır.

Savunmamızı, ekonomimize ve milli çıkarlarımıza uyumlu bir şekilde organize edebilmek savunmanın halka dayalı olmasıyla yapılabilir. Böyle bir savunma örgütlenmesi ve icrası nükleer silahların sağladığından daha çok caydırıcılık sağlar.