HAMAS’I İsrail mi kurdu?
Arap Ulusal Hareketin içinden doğan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), İttihat ve Terakki misali aynı amaca odaklı birçok hareketi içinde barındıran bir çatı örgütüdür. FKÖ’nün temelleri Ocak 1964’te Kahire’de toplanan Arap Birliği Örgütü ana kurucu üyeleri Suriye ve Mısır’ın önermesi, Irak, Yemen, Cezayir, Tunus, Libya gibi ülkelerin desteği ile atıldı. İbrahim Tatlıses’in “Anam Kürt, babam Arap ben Türk’üm” ifadesi Batı Asya (Orta-Doğu) halkının ortak özelliğidir. Bu özelliği taşıyan kişi 1964-67’de FKÖ’ye liderlik yapan, anne tarafından Türk, babası Filistinli kendisi Lübnan’da doğan ve 1980’de Ürdün’de ölen Ahmet Şükayri’dir. FKÖ’nün bütün örgütleri ve liderleri Arap Ulusal Hareketi’nin içinden gelmişlerdir. FKÖ’nün çatısı altında toplanan örgütlerin en büyüğü başında Yaser Arafat’ın olduğu El-Fetihtir. Sol, muhafazakâr, liberal, laik bir yapıya sahiptir.
SİLAH VE KALEMLE MÜCADELE
Marksizm’i ve sınıf mücadelesini temel alan Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi lideri Naif Havatme Ürdünlü Ortodoks Mesihi bir Bedevi Arap kabilesi mensubudur. Hayatta olup 88 yaşındadır. El-Hekim lakaplı George Habaş Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ve Arap Milliyetçi Hareketi örgütlerin kurucu lideridir. FKÖ liderleri ve ideologları Kahire, Şam, Bağdat üniversiteleri yanı sıra Beyrut Amerikan Üniversitesi ve Avrupa üniversiteleri mezunudur. Yabancı dil, farklı spor dalları, yazarlık, gazete editörlüğü, siyaset ve diplomaside aktif görevler üstlendikleri gibi, askeri strateji ve taktik konularında komutanlık görevlerini ifa etmişlerdir. Erkek fedaileri kadar kadın fedaileri de siyaset, eğitim, medya ve askerlikte aktif görevler üstlenmiştir. En meşhurları bugün halen hayatta olan leyla Halit’tir. Arap Ulusal hareketi ve FKÖ’nün amacı Osmanlı sonrasında sömürge devletlerin inşa ettiği Siyonist Yahudi devletine ve parçası olduğu Arap Ümmetinin (Milletinin) Birliğini hedef alan taksim planlarına karşı silah ve kalemle mücadele etmektir.
EN KADİM SİYASİ PARTİ
FKÖ üyesi olmayan Filistin Komünist Partisi (FKP), 1923’te Filistin’de kurulan en kadim siyasi partidir. Arap ulusal hareketini, “İngiliz emperyalizmine karşı çıkan ve İngiliz emperyalizminin müttefiki olan Yahudi burjuvazisinin Siyonizm’ine karşı mücadele eden bir hareket” olarak değerlendirerek, bu hareketi destekleme yönünde bir karar aldı. İlginç ve manidar olan HAMAS’ın kuruluş tarihi (1987) Filistin Komünist Partisi’nin sahadan çekildiği tarihe denk gelmesidir. Tevafuk mu bilemem ama tesadüflere inanmam. Bu sebeple sorgularım: Her konuya maydanoz olan, Google tercümanları ve annelerinin rahmine haklı düşmüş strateji uzmanları tarih bilimi ve diyalektik analiz yoksunudur.
HAMAS GERÇEĞİ
HAMAS’ı İsrail, ABD veya Batı istihbaratı kurdu’ açıklamaları cehalet ürünüdür. Bu örgütlerin içine yabancı istihbarat elemanlarının sızması, içerdeki adamları vasıtasıyla yönlendirme, yanlış istihbarat, tasfiye, cinayet ve akılsız eylemler yaptırması ayrıdır, o örgütü onlar kurdular iddiası ayrıdır. Devletler örgüt kurabilir, başlarına kendi elamanların getirebilir. Türkiye’de Marksist isimli örgütlerin devlet eliyle kurulduğu tarihi bir gerçektir. Türkiye Hizbullah’ını veya PKK’yı MİT veya devlet kurdu iddiası da yabana atılmaz. Ama ve lakin, Filistin coğrafyasında İsrail gibi bir düşmanın sızıntı, adam devşirme ve kullanma dışında kendisine bağlı bir Filistin örgütü inşa etmesi eşyanın tabiatına aykırıdır. O vakit FKÖ’nün zayıflaması ve Lübnan Hizbullah’ı, HAMAS, İslami Cihat gibi hareketlerin sebeplerine bakalım:
“Sünni” HAMAS’ın, “Şii” Hizbullah’ın ve 1980’den sonra Orta Asya’dan Batı Asya’ya en nihayet 1980 Kenan Evren darbesi sonrasında Türkiye’de mantar gibi biten ‘Peygamber dönemi yaşam tarzı’ veya Adnan Oktar’ın Kedicikleri misali ‘pornografik dincilik’, dini-dar tarikat ve dinci örgütlerin zuhuru ‘Soğuk Savaş’ döneminin son demlerini yaşadığı dönemleridir. Bu dönemler, ABD ve Sovyet Rusya’nın başını çektiği iki kutuplu âlemin ideolojik ve sınıfsal savaşın ABD, İsrail ve Batı Avrupa merkezli tekelci kapitalist merkezlerin ‘lehine’ sonuçlandığı yıllardır. Batı komünizmi ve sosyalizmin kalesi olarak telakki edilen Moskova ve yoldaş ülkelerin Dünya nizamını yıktıktan sonra yeni bir düşmana ihtiyacı olacaktı. İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher ardından Bush oğlu Bush ve Batılı birçok savaş ideoloğu, ‘Batı Medeniyetinin Komünizmi yıktıktan sonra savaşacağı en önemli iki düşman olarak Ortodoks Kilise ve İslam’ı işaret etmiş, yeni düşmanın “Bolşevizm’in Yeni Yüzü olan İslam” olduğunu ifade etmişlerdir. Sovyet Sosyalist Cephenin çökmesiyle birlikte Dünyadaki Marksist, sol cephenin cazibesinde ciddi bir gerileme oldu. Klasik ideolojik çatışmaların bittiğini, sınıfsal mücadelesinin ortadan kalktığını, teknolojik devrimlerle artık sınıfsal tanımlamaların değiştiğini, devletler arasındaki ilişkilerin karşılıklı ekonomik bağımlılık ve entegrasyon sonucunda artık Dünyanın bir global köye dönüştüğünü, bu savaşın kazananın ABD ve onun sistemini kabul eden devletlerin olduğunu, tarihin sonuna geldiğimizi, ABD’nin Dünya gemisinin kaptanı olduğunu propaganda ettiler.
ABD DÜŞMANSIZ YAPAMAZ
Afrika eski CIA istasyon şefi John Stockwell’in CIA’den istifa ettikten sonra kaleme aldığı, “Amerika Düşman Arayışında” adlı kitabında da tespit ettiği gibi, ABD düşmansız yapamaz. Onu, sistemini ve ulusunu ayakta tutan dışarda ve içerde “sürekli düşman üretmektir” doktrinine uygun olarak Suudi Arabistan sermayesi, Batının ev sahipliği ve münafık, riyakâr ve operasyon meşrepli Batı medyasının propagandası ve başta 1980 sonrası Evren, Özal, Çiller gibi işbirlikçi rejimlerin teşviki ve desteği ile yoksul, umutsuz ve sorunlu toplumların fertleri dinci hareketlerin girdabına atıldı.
ATEŞE BENZİN DÖKÜLDÜ
Lübnan Hizbullah’ı ve HAMAS bu koşullarda güçlendi. Lübnan’da Arap Ulusal Hareketinin öncülerinden olan Suriye ordusunun savaştığı örgütlerin başında “Şii” Hizbullah vardı. Filistin’de Arap Ulusal Hareketin öncüsü FKÖ’nün de en çok kavga ettiği, çatıştığı örgüt HAMAS’tır. (Bir zamanlar birbirleriyle çatışan kuvvetler, bugün ortak düşmana karşı birlikte hareket ediyorlar.)
Toplumu yönetme, toplumsal önderlik, silahlı mücadelenin askeri kadrolarına liderlik, para hâkimiyeti ve şüphesiz ideolojik farklılık gibi hususlar sebebiyle kanlı dönemler yaşandı. İsrail, ABD ve Batı bu çatışmaları körükledi, teşvik etti, ateşe benzin döktü ve bundan faydalanmaya çalıştı. Ardından ‘ortak düşman’ İsrail, ABD ve Batı bütün bu kuvvetlerin önüne sadece iki çıkış yolu sundu; Ya aranızdaki farklıkları, ayrıyı gayrıyı rafa kaldıracak ve sizi topyekûn hedef alan düşmana karşı birleşeceksiniz yahut kendi vatanınız ve milletinize karşı düşmanın yanında cephesinde asker, taşeron ve memur olacaksınız. Filistin El-Aksa Operasyonunda dinci, solcu, liberal, muhafazakâr, komünist tüm Filistinli örgüt ve şahısların HAMAS ile birlikte hareket etmelerinin sebebi, ABD, Kanada, Avrupa ülkelerinde, OHAL’a rağmen İsrail’in içinde HAMAS’a destek vermeleri, onun yanında olmalarının sebebi ortak düşman başında Zelenski gibi Neo-Nazi olan Netanyahu ve şürekâsı radikal ırkçı Yahudi partilerin olduğu İsrail hükümeti ve kör bir sevgiyle onu destekleyenlere karşı intifadasıdır. Bu savaşın asıl sebebi Filistin’in neden Siyonist bir Yahudi devletine dönüştürüldüğü sorusunun cevabında yatmaktadır. Bu konuyu tarihi verilerle bir sonraki yazımızda paylaşacağız.