Hasret/gurbet ve Eğin manileri
Füsun ve Kamber Durna yıllarca araştırmalar ve derlemeler yaparak bin 800 Eğin manisini, “Eğin’de Söylenen Maniler” kitabında, bir araya getirdiler. Bu değerli kitabı bana da göndermişler. Bu kitabı incelerken/okurken avukat Ali Soysal’ın annesinin yaşamını anlattığı “Özgür Kız” kitabını da bulup çıkardım. Çünkü o yaşam öyküsünün içinde yöresel folklor/dil açısından çok önemli bölümler vardır. Aslında Eğin manilerini ilk kez acıların şairi Çit köyünden Enver Gökçe derlemiş ve “Eğin Türküleri” adıyla kitap olarak yayımlamış.
BÜTÜN ŞAİRLER ETKİLENMİŞTİR
Folklor uzmanı Pertev Naili Boratav yazısında, bu kitapla ilgili bütün şairlerin Eğin manilerinden etkilendiğini yazmıştır. Bu güne kadar kitaplarda /dergilerde parça bölük yayımlanan Eğin manilerini iki sanat tutkunu/araştırmacı yazar, Füsun Durna ve Kamber Durna kitaplardan dergilerden, donanımlı insanlardan özellikle Ayfer ve Hüseyin Karadayı’nın derlemelerinden yararlanarak, “Eğin’de söylenen maniler“ kitabını hazırlamışlar. Can yayınlarının yayımladığı kitabın önsözünde Füsun Durna şöyle yazıyor; “Eğinlinin gurbetçiliği 16. yüzyılın sonlarına kadar uzanır. Türk ve Müslüman nüfusun artırılması için sarayın önce et kethüdalığı sonra da odun ve kömür kethüdalığı Eğinlilere verilmişti. Eğinli kadınların Eğin dışına çıkmaları da yasaklanmıştı işte o yıllarda başlayan ve uzun yıllar devam eden gurbetçilik birçok sosyolojik ve trajik sonuçlar doğurmuştur.
“Mani geleneğinin çok köklü ve orijinal biçiminin ortaya çıkması bu sonuçlardan birisidir. Büyük çoğunluğunu kadınların söylediği maniler genellikle, gurbet/hasret özlem hüzün mutsuzluk gibi duyguları yansıtırken diğer yandan da, umudu yaşama bağlılığı kavuşma sevincini yansıtmışlardır.”
ÖRNEK MANİLER
Katırcı katırın kalan miriye
Götürme yârimi döndür geriye
Kalem kaşlarına ela gözüne
Vermişim günlümü almam geriye
Çıkmam has bahçeye yaz olmayınca
Yaylasın yaylamam yar olmayınca
Yiğit sevdiğine yanar yakılır
Neylesin elinde yar olmayınca
Su değilim akam gelem yanına
Kıyamam ki bir ah çekem canına
Madem senin yad ellerin var idi
Neden boş vaatler eyledin bana.
Gelin oldum çabuk çözün alımı
Diyemedim nazlı yâre halımı
Karlı dağlar engel olmuş arada
Mektup ilen arz edeyim halımı
ÖZGÜR KIZ
Bir Eğinli kadının İstanbul’da yaşadıklarını yöresinin değerlerine tutunarak anlattıklarını yazmış Avukat Ali Soysal. “Eğin (Kemaliye) ile ilgili çalışmalar/araştırmalar yapanların mutlaka incelemesi gereken bir kitap. Elli yıl öncesinin Eğin’de yaşananlarla ilgili bilgilerin yanında Eğin dili ile yazılmış tümceler ve maniler var. O kitap için ben de bir önsöz yazmışım, Ali Soysal bir roman kahramanı gibi anlatmış annesini. Özgür kızı bizzat ben de tanıdım, Eğin müziğine âşıktı, yıllar öncesinin yaşamından çok değerli kesitler anlatırdı. Özgür Kız, Fatma Soysal 81 yaşında 2006 yılında İstanbul’da vefat etti. Oğlu Avukat Ali Soysal yazdığı kitapta onun yaşamını anlatıyor büyük bir kente kafa tutmasını / yenilmemesini anlatıyor. Fatma Soysal hiçbir zaman Eğin’de konuştuğu lehçeyi unutmadı hep yaşamında daha iyiye güzele koştu şöyle diyor. Babam derdi ki “Güzel kokuyu güzel sesi güzel kadını severim.” onun dilinden yerel lehçe ile “Kimden gorhacim üç guluvallah bir elhem okurum yatarım.”
Yine onun dilinden “dur baham ecele etme” yerel diliyle söylediği manilerde kitapta yer almış. Böylesi kitapları çok önemsiyorum, maniler, bilmeceler, dualar beddualar, türküler var içinde. Bunları derlemek arşivlemek gerekiyor. Kemaliye Eğin’in kültürel geçmişinin içinden çok şey bırakıyor geleceğe…
İreyhan ektim taşa
Bitmedi kaldı kışa
Kız ben seni alırdım
Askerlik geldi başa
Kırmızı güllerinen
Yen de gel ellerinen
Yarım kokun geliyor
Şu esen yellerinen
Yazı yazdım yazidi
Kalemim beyaz idi
Daha çok yazaceydim
Mürekkebim az idi.
Can Yayınları 2021