Hastanelerde saygınlık, iş doyumu ve kalite
Bu yazıda hastane çalışanlarının kurumsal itibar algıları ve iş doyumunun sağlık hizmetinin kalitesine etkisi konusunu ele alacağız. Bu konuyu ele almamıza Kara Harp Okulu’ndan sevgideğer devre arkadaşım Mehmet Çetin’in (emekli tümgeneral, GATA Haydarpaşa eski komutanı) doktora tez çalışmasında bu konuyu işlemesi ve bunu kitap haline getirip yayınlaması vesile oldu.
Kitaptan yararlanarak konuyu irdeleyelim. Sağlık çalışanları ve sağlık hizmeti kullanıcıları için ilginç bulgular olduğu kanısındayım.
Görüşler haliyle tez çalışmasının yazarına aittir.
Sağlık sektörü, insan yaşamını doğrudan etkileyen bir alan olduğu için çalışanların iş doyumu ve kurumsal itibar algıları, hizmet kalitesinin temel belirleyicilerindendir. Özellikle hastane çalışanlarının kurumsal itibara olan bakış açıları, sadece kurum içi dinamikleri değil, aynı zamanda hasta memnuniyetini ve genel kamu algısını da doğrudan etkiler.
Peki, kurumsal itibar algısı ile iş doyumu arasındaki ilişki neden bu kadar kritik? İşte bu çalışmada bu soruya yanıt aranmıştır.
KURUMSAL İTİBAR (SAYGINLIK) ALGISI NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR?
Kurumsal saygınlık, bir kuruluşun toplum nezdindeki genel algısını ifade eder. Sağlık sektöründe bu algı, hastaların güven duygusundan tutun, çalışanların güdülenmesine (motivasyonuna) dek geniş bir yelpazeyi kapsar. Bir hastane, çalışanları tarafından saygın bir kurum olarak algılandığında, bu algı çalışanların aidiyet duygusunu artırır ve işlerine olan bağlılıklarını güçlendirir.
Örneğin, saydam yönetim politikaları, çalışanların değer gördüklerini duyumsamaları ve kariyer gelişim olanaklarının sunulması, kurumsal saygınlığı güçlendiren unsurlar arasında yer alır. Ancak bu unsurların eksikliği, çalışanlarda kurumsal bir yabancılaşma hissine neden olabilir.
İŞ DOYUMU VE SAĞLIK HİZMETLERİNDEKİ ROLÜ
İş doyumu, bir çalışanın işine ve iş ortamına yönelik genel memnuniyet düzeyini ifade eder. Sağlık sektöründe çalışanlar için iş doyumu, yalnızca ekonomik getirilerle sınırlı değildir; aynı zamanda çalışma koşulları, meslektaş ilişkileri ve hastane yönetiminin tutumu da kritik bir rol oynar.
Özellikle stresin yoğun olduğu bu sektörde çalışanların iş doyumunun düşük olması, tükenmişlik tablosuna yol açarak, hem çalışanların kişisel sağlıklarını hem de hastaların bakım süreçlerini olumsuz etkileyebilir. Dolayısıyla, iş doyumu yalnızca bireysel bir konu değil, aynı zamanda toplumsal bir sağlık sorunudur.
KURUMSAL SAYGINLIK VE İŞ DOYUMU İLİŞKİSİ
Araştırmalar kurumsal saygınlık ve iş doyumu arasında ilişki olduğunu, kurumsal saygınlığı yüksek algılanan hastanelerde çalışanların iş doyumunun daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bunun başlıca nedenleri arasında çalışanların, saygın bir kurumda çalışmanın getirdiği prestiji duyumsamaları ve bu sayede kendilerini değerli hissetmeleri yer almaktadır.
Ayrıca, güçlü bir kurumsal itibara sahip hastaneler, genellikle daha iyi yönetim politikalarına ve çalışan odaklı stratejilere sahiptir.
ÇALIŞMADAKİ HİPOTEZLER VE YAKLAŞIMLAR
M. Çetin’in çalışmasında kimi hipotezler ortaya konmuş ve irdelenmiştir. Bunlar şöyledir:
a. Çalışan Odaklı Yaklaşım
Çalışanların görüş ve önerilerini dinlemek, kariyer gelişim fırsatları sunmak ve çalışma ortamını iyileştirmek, hem kurumsal saygınlık hem de iş doyumu açısından önemlidir.
b. Saydam ve Denkser (Adil) Yönetim
Çalışanlar arasında ayrım yapmadan adil bir yönetim sergilemek ve saydamlık ilkesiyle hareket etmek, güven duygusunu pekiştirir.
c. Eğitim ve Gelişim İzlenceleri:
Hastane çalışanlarının mesleki becerilerini geliştirmek için düzenli eğitimler sunmak, hem bireysel hem de kurumsal anlamda güçlü bir algı yaratır.
d. Psikolojik Destek ve Tükenmişlik Önleme:
Sağlık çalışanlarının maruz kaldığı stres faktörlerini azaltmaya yönelik psikolojik destek izlenceleri oluşturmak kritik bir öneme sahiptir.
e. Kurumsal Saygınlık Algısı ve Nüfusbilimsel Değişkenler:
Araştırma, çalışanların yaş öbeklerine göre kurumsal saygınlık algısında ayrılıklar olduğunu göstermiştir. Yaş ilerledikçe kurumsal saygınlık algısı artmakta, bu durum daha deneyimli çalışanların kurumu daha güvenilir ve saygın görmesiyle ilişkilendirilmektedir. Eğitim durumu ve çalışma süresi gibi değişkenlerde anlamlı ayrılıklar bulunmamıştır, bu da kurumun genel saygınlığıyla çalışanlar arasında eşyapısal bir algı oluşturabildiğini göstermektedir.
f. Görev Türüne Göre Algı Farklılıkları:
Sağlık personelinin (hemşire, teknisyen vb.) kurumsal saygınlık algısının diğer görev öbeklerine göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, sağlık personelinin yoğun iş yükü ve doğrudan hasta hizmetine yönelik baskılarla ilişkilendirilmiştir. Yönetim tarafından bu öbeğe özel çalışmalar yapılması gereklidir.
g. Kurumsal Saygınlığın Sağlık Hizmetlerindeki Rolü:
Kurumsal saygınlığı yüksek olan sağlık kurumları, yalnızca çalışan memnuniyetini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda hasta memnuniyetini ve güvenini de güçlendirebilmektedir. Araştırmada bu bağlamda olumlu bir saygınlık algısının iş performansı ve örgütsel bağlılık üzerinde etkili olduğu belirtilmiştir.
ÇALIŞMANIN BULGULARI
Hastane çalışanlarının kurumsal saygınlık algıları ile iş doyumları arasındaki ilişki, hem çalışanların bireysel güdülenmesi hem de sağlık hizmetlerinin genel kalitesi üzerinde kritik bir rol oynamaktadır. İki ayrı çalışmadan elde edilen bulgulara dayanarak, bu ilişki derinlemesine incelenmiştir.
Hastane çalışanlarının kurumsal saygınlık algıları ile iş doyumları arasındaki ilişki, sağlık hizmetlerinin kalitesini doğrudan etkileyen temel taşlardan biridir. Bu nedenle, kurumların çalışan memnuniyetini ve kurumsal saygınlıklarını güçlendirmeye yönelik stratejik adımlar atmaları, yalnızca bir yeğleyim değil, aynı zamanda bir zorunluluktur.
Unutulmamalıdır ki, mutlu çalışanlar mutlu hastalar ve sağlıklı toplumlar demektir. Bu konu üzerine düşünmek ve çözüm önerilerini hayata geçirmek, sağlık hizmetlerinde sürdürülebilir bir kaliteye ulaşmak için kritik önemdedir.
Elde edilen bulgular, özel hastane çalışanlarının kurumsal saygınlık algılarının demografik özelliklere göre değişkenlik gösterdiğini, genel olarak olumlu bir algıya sahip olduklarını ve bu algının sağlık hizmetlerinin kalitesi ve sürdürülebilirliği açısından kritik bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Bulgular aşağıdaki üç temel boyutta değerlendirilmiştir.
a. Kurumsal Saygınlık Algısı ve Alt Boyutları
(1) Uzgörü (Vizyon) ve Liderlik:
Çalışanların kurumu uzgörülü ve lider olarak algılaması, iş doyumunda belirgin bir artışa neden olmaktadır. Liderlik algısının yüksek olduğu kurumlarda çalışanlar, kendilerini daha değerli hissederek işlerine olan bağlılıklarını artırmaktadır.
(2) Başarım:
Sağlık çalışanları, finansal olarak güçlü bir kurumu saygın olarak görmektedir. Bu algı, çalışanların iş güvencesi duygularını ve güdülenmelerini artırmaktadır. Kaliteli hizmet sunumunun, hem çalışanların gurur duygusunu hem de hasta memnuniyetini artırdığı görülmüştür.
(3) Toplumsal Sorumluluk ve Duygusal Çekicilik:
Çalışanların, kurumlarının topluma karşı sorumluluklarını yerine getirdiğini algılaması, duygusal bağlarını güçlendirmekte ve iş doyumuna olumlu katkıda bulunmaktadır.
b. İş Doyumu ve Çalışma Ortamı
Araştırma sonuçları, çalışma ortamının doğrudan iş doyumu üzerinde anlamlı bir etkisi olmadığını göstermektedir. Çalışmada bu durumun “çalışma ortamına dair algının diğer unsurlarla gölgelenmesinden ve/veya iş doyumunu etkileyen temel unsurlardan ( Liderlik, Finansal güvence, Toplumsal sorumluluk) gibi unsurlardan” kaynaklandığı vurgulanmıştır.
c. Kurumsal Saygınlık ve İş Doyumu Arasındaki İlişki
Bu çalışma, çalışanların kurumsal saygınlığı olumlu algıladıklarında iş doyumlarının yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum, şu yönlerden önemlidir:
- Bireysel Başarım: İş doyumu yüksek olan çalışanlar daha verimli çalışmakta, hasta bakımına daha iyi odaklanabilmektedir.
- Hasta Memnuniyeti: Saygın kurumlarda çalışanların moral ve motivasyonu, hasta memnuniyetine olumlu yansımaktadır.
- Kurum İçi Bağlılık: İş doyumu yüksek olan çalışanlar, işten ayrılma eğilimlerini düşürmekte ve kuruma olan bağlılıklarını artırmaktadır.
SONUÇ
Hastane çalışanlarının kurumsal saygınlık algıları ile iş doyumları arasındaki ilişki, sağlık hizmetlerinin başarısında temel bir belirleyicidir. Özel hastane çalışanlarının kurumsal saygınlık algısının, nüfusbilimsel ve uğraşsal ayrılıklar ışığında değerlendirildiğinde, sağlık hizmetlerinin başarısını doğrudan etkilediğini göstermektedir.
Bu nedenle, yöneticilerin kurumsal saygınlık algısını artırmaya yönelik genyöntemsel (stratejik) adımlar atmaları hem çalışan memnuniyetini hem de hizmet kalitesini yükseltecektir.
Yöneticilerin, kurumsal saygınlığı güçlendirecek adımları atması ve iş doyumunu artıracak siyasalar geliştirmesi hem çalışan memnuniyeti hem de toplum sağlığı açısından kritik öneme sahiptir. Bu yaklaşım, yalnızca bireysel performansı artırmakla kalmayacak, aynı zamanda kurumsal yarışma gücünü de güçlendirecektir.
ÖNERİLER
Çalışmanın sonucunda kimi öneriler ortaya çıkmış bulunmaktadır. Sağlık personelinin yoğun iş yükü ve düşük saygınlık algısını dengelemek için iş yükünün denkser (adil) dağılımı, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve mesleki destek mekanizmalarının oluşturulması gerekmektedir.
Çalışanlar arasında kurumsal iletişimi artırmak ve saydam yönetim siyasaları benimsemek, çalışanların kurumlarına olan güvenlerini artıracaktır.
Yaşı daha genç olan çalışanlar için kurum içi kariyer geliştirme izlenceleri ve üstat-çırak yönlendirme ilişki fırsatları sunulabilir. Böylece, genç çalışanların saygınlık algısının güçlendirilmesi sağlanabilir. Saygınlığın sürdürülebilir bir biçimde artırılması için tüm çalışan öbeklerini kapsayan toplumsal sorumluluk projeleri ve iç iletişim programları uygulanmalıdır.
Bu kapsamda; “liderlik ve uzgörünün güçlendirilmesi (kurum içi liderlik becerilerinin geliştirilmesi, çalışanların uzgörü oluşturma süreçlerine katılımlarının sağlanması), finansal saydamlık ve güvence (çalışanlara yönelik finansal ödüllendirme ve kariyer geliştirme fırsatlarının artırılması), toplumsal sorumluluk projeleri (çalışanların da dahil olduğu toplumsal sorumluluk projeleri ile kurumsal saygınlığın güçlendirilmesi), çalışma ortamının iyileştirilmesi (işbilim eşdeyişle ergonomi ve iş yükü düzenlemeleri), psikolojik destek ve esnek çalışma modelleri ile tükenmişliğin önlenmesi” sağlanmalıdır.
Not: Tez çalışmasının yazı haline gelmesine destek veren değerli arkadaşım Dr. Murat Koray’a kocaman bir teşekkür sunuyorum.