22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hayat ile şiir köprüsünde kalfa

Seyyit Nezir

Seyyit Nezir

Eski Yazar

A+ A-

Üniversite gençliğinin 1968 kalkışmasıyla birlikte toplumsal eylem anitiemperyalist bilinçle olgunlaşırken, 1969’da ülke, kırlardan kentlere bütün üretim alanlarında direniş ve işgallerle ayaktaydı. 1970 Şanlı Haziran’ında ülke, işçi sınıfının başkenti İstanbul’da sermayenin asalak ittifakına korkulu günler yaşattı.

Hayat ile şiir köprüsünde kalfa - Resim : 1

İşte bu çok hızlı gelişen süreçte, başta gerçekçi roman olmak üzere, şiir ve öykünün de bütün olanak ve yetisiyle enerjisini bu yükselişe akıtma çabaları genç şairlerde eylemci yönelişler uyandırmıştı. 68 ruhunun içinde en azından duyarlık yansıması ve şiir izleriyle bulunan genç şairler, bireysel sanat çabalarını ortak bir atılıma dönüştürme gününün geldiği bilinciyle ve Osman Saffet Arolat’ın girişimiyle haftalık Ant Dergisi’ndeki toplu söyleşide görüşlerini ‘Devrimci Genç Şairler Savaş Açıyor’ başlığı altında kamuoyuna sundular. Ataol Behramoğlu, İsmet Özel, Özkan Mert ve Süreyya Berfe’nin daha önce dergilerde ve şiir kitaplarında yansıttıkları devrimci yükleniş, sanat ve edebiyat dünyasında güçlü yankılar yarattı. Behramoğlu ve Özel, Nihat Behram’ın da katılmasıyla, girişimi edebiyata Halkın Dostları dergisinden taşırken, politik coşkusu ve atılgan kişiliği nedeniyle Özkan Mert bu son bileşimin dışında kalırken, Süreyya Berfe de halkçı, yerli duyarlığı, açık ve yalın söylemi seçişiyle ötekilerden ayrılır. Gerçekten de, Kalfa (YKY, Nisan 2018) adlı toplu şiirlere giren ilk şiirinde okurla iletişim kaygısını hemen ilk dizelerinde açığa vurur (s. 15 / 1965):

Şiirim hüznümün içinde yaşar

Bilmem sesi tutar mı seni n

albantın haykırışı

Süreyya Berfe’nin 1969’da FKF yayını olarak çıkan ve türkülerle açılan Gün Ola adlı kitabı, şairin yazdığı ikinci türküdeki şu dizeyle hem kendi ereğini hem de her toplumsal hak arayışındaki güncel söylemi ve sloganı 50 yıl önceden ele verir:

Ünlesem sesime kim ses verecek

Yankısı kuytuda kalıp ölecek

Gün gelip zalimler hesap verecek

Devran o yana dönüyor aman

İnsanın savaşta ve barışta binlerce yıllık emek birikiminin, uygarlığın canlı ve en vefalı taşıyıcısı ata yok oluşu dayatan kapitalizmin alçaklığını bir nalbanttan daha iyi kim duyabilir? Acıyı yüreğinin derinliklerinde duyan nalbantın haykırışı bugün daha da güncel ve etkilidir (Nalbant, s. 89):

Unuttular herhal bizi

Getirin atları ben de bineyim

Kuvayi Milliye yeniden başlasın diye

Gün üstüne gün doğsun diye

Berfe; daha ilk şiirindeki seçimini, atılan taşla durmadan harelenen su misali, yaşamın bütün alanlarında ve ülkenin tüm coğrafyasında yayılarak ve katlanarak büyütür. Hayat ile Şiir, İstanbul’a çekilen köprülerden çok daha önemli olan anlam köprüleri için 40 yıl önce uyarır şairleri:

Köprüyü gördün mü

hayat ile şiir arasındaki köprüyü?

Şair; gösterişten uzak, yalın ve duru söyleyişi her şeyin üstünde tutan ama bütün anlam ve söylemlere açık tutumunu en son kitabında bile ısrarla gösterir: "Tarlaların saçlarını yüzünü okşuyor gökyüzü." (s. 850).

ŞAİR YOĞUN BAKIMDAN ÇIKTI

Berfe, tıpkı daha önce Broy’da olduğu gibi, yeni şiirlerini yaşama sevinciyle Üvercinka’ya göndermeye başlamıştı. Geçen günlerde tansiyon yükselmesi sonucu bir baş dönmesiyle düşünce, bel omurlarında oluşan kırık yüzünden Urla Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Servisi’nde tedaviye alındı. Urla Kaymakamı Önder Can’ın yanı sıra, başta dahiliye uzmanı Beray Can, fizik tedavi uzmanları Hakan Kıvılcım ve Korhan Barış Bayram olmak üzere hastanede görevli tüm doktor ve hastabakıcıların yakın ilgileri şairin dostlarını ve şiirseverleri minnettar bırakmıştır. Tedavisinin daha ileri düzeyde bir izlemeyi gerektirmesi üzerine Seyyit Nezir’in dayanışma isteğini incelik ve ivedilikle kabul eden TÜYAP’ın yöneticisi Sunay Girgin, Hüseyin Çorlu’nun desteğini sağlamıştır. Zühal Tekkanat’ın üst düzeyde yetkililerden destek arayışıyla birlikte, Cemal Süreya Kültür Sanat Derneği (CSKSD) saymanı ve yazar Aydan Ay, Sabiha Aydın Çarmıklı’nın katkısını istemiş; Urla’da bulunan Zeynep Altıok, Çarmıklı’nın isteğiyle konuya ivedi el atarak tedavinin yeni aşamada en güvenli biçimde sürmesi yönünde candan, duyarlı bir yaklaşım sergilemiştir. Son olarak, İzmir Belediye Bşk Tunç Soyer, süreci Büyükşehir Belediyesi’nin denetiminde yönlendirmeyi üstlenmiş, Berfe’nin "Artı Yaşam Yaşlı Bakım Merkezi ve Huzur Evi"ne (http://www.artiyasamyaslibakimmerkezi.com) taşınması ve tedavisinin orada sürdürülmesi için kurumsal destek vermiştir. CSKSD’nin ayrıca Cumhuriyet ve Aydınlık yönetimi ile yazarlarına yazılı ricası sonrasında, Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni İlker Yücel’den gelen yanıtta, konuyla yakından ilgilendikleri bilgisi verilmiştir. Bu iki haftalık süreç boyunca Berfe’yi hiç yalnız bırakmayan İlkdördün Kültür ve Sanat Vakfı (www.ilkdordun.org) yöneticisi Gülnur Vural, şairin dostlarını yorulmaz bir enerji ve sabırla bilgilendiriyor.

Şimdi bütün şiirseverlere Kalfa’yla el tutuşmayı sürdürmek kalıyor.