Hayvan kadar değerimiz yok!
Adamın biri silahını çekip bir köpekçiği gözünüzün önünde hem de sırtından vursa; tepkiniz ne olur?İlle de köpek olması gerekmez vurulanın; bir kediyi böyle öldürse biri, serçeyi böyle öldürse... İsyan etmez misiniz? Ortalığı ayağa kaldırmaz mısınız? O katile dünyanın kaç bucak olduğunu göstermez misiniz?Gösterirsiniz...Geçen sene Edirne’de bir köylü kendisine saldıran bir köpeği öldürmüştü de tüm hayvanseverler ayağa kalkmıştık. Neredeyse linç ediyorduk adamı...***Ancak öyle garip “hayvanlar” olduk ki; köpeğe yapılan kötü muamele için dünyayı ayağa kaldırıyoruz da polis, şehrin ortasında 25 yaşındaki bir genç kızı sırtının ortasından vuruyor; başımızı kuma gömüyoruz!Başka bir ülkede olsa sürmanşetten verilecek bu cinayet haberi; bizde iç sayfalarda gizleniyor!***Olay 3 gün önce meydana geldi:Polis, İstanbul Armutlu’da “canlı bomba” bahanesiyle ev bastı. Evi basılan ailelerden biri de Doğan ailesiydi...Hane sakinleri polise direnmeyi akıllarının ucuna bile getirmedi.Karşılarında gördükleri kar maskeli ve otomatik silahlı polisleri evlerine buyur etti.***Ancak evin 25 yaşındaki kızı Dilek, yatak odasına ayakkabılarıyla giren polisleri, “Galoş giyin” diye uyardı.Sen misin uyaran?Kimliği gizli tutulan bir polis memuru, yakın mesafeden tek el ateş ederek sırtından vurdu Dilek’i...İşin daha da acısı; polis, ambulansın gelmesini de uzun süre engelledi.Akciğeri parçalanan genç kız, şu an- da Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Yoğun Bakım Servisi’nde...*** Dilek terörist mi?Hayır... Poliste en küçük bir kaydı bile yok... Tek suçu evini basan polise, “Yatak odama ayakkabınızla girmeyin” demek.Bunun için vurdu o vicdansız polis onu...***“Dilek terörist değildi” diye ek bilgi vermek zorunda kalıyor olmam; yaşadığımız ülkenin en büyük ayıbı aslında...Varsayın ki Dilek en azılı terörist... İyi de hangi anayasa, hangi yasa polise böyle bir “öldürme” yetkisi veriyor?Silah çekmemiş, bomba atmamış, çatışmaya girmemiş...Evinin kapısını kendi elleriyle açmış polise...Böyle bir vatandaşı, terörist bile olsa nasıl ve neden öldürür polis?***Dilek sizin de kızınız olabilirdi anneler; gözünüzün önünde vurulabilirdi.Siz ki bir serçe vurulduğunda canı yanan, içinden parçalar kopan yufka yüreklersiniz; iyi de 25 yaşındaki bir kızın, kendi evinde “hijyen”i savunduğu için sırtından, nişan alınarak vurulmasına nasıl tepkisiz kalıyorsunuz?Sahi; nasıl insanlarız biz?Serçeye, kediye, köpeğe yanan canımız; gencecik bir kıza kurşun sıkıldığında neden ve nasıl nasırlaşıveriyor?***Bu ülkede gençsen, potansiyel suçlusun...İyi de siz bugüne kadar hangi gencin milyar dolarları çaldığını, on binleri ölüme götürecek yanlış politikalar uyguladığını, nefret ve kin tohumu yaydığını gördünüz?Bunları yapanlar gençler değil; kontrolden çıkan, kuduran yaşlılar!Emin olun Dilek’e sıkılan mermideki parmak izi de onlara ait:Gençlere gaz fişeği atan polise “kahraman” diyen, ikramiye veren siyasetçiler kimlerse... Suçlu da onlar aslında!***Berkin’i vuranlar şimdi de Dilek’i vurdu...Dilek şu anda Berkin’in hastanesinde can çekişiyor...Bari sen diren güzel güvercin; Berkin gibi günahlarımızla baş başa, acılar içinde koyup gitme bizi...Allah hem senin hem de bizim yardımcımız olsun!
FARAÇ!Başbakan’ın deyişiyle henüz “suç işlemedikleri” için canlı bombaları gözaltına alamayan polisin gücü, gazetemizin aslan yürekli yazarı Mehmet Faraç’a yetti...O da hiçbir suç işlemedi ama Adana’da kaldığı oteldeki odasında, sabahın 5’inde gözaltına alındı.Suçu neydi Mehmet’in?İfade vermemek!İyi de gündüz saatleri torbaya mı girdi?Üstelik gözaltına ne gerek var? Hiç mi aklınıza gelmez, yapılan tebligatın Faraç’a ulaşmamış olabileceği?Telefonla ararsın, ifadeye davet edersin; gitmezse ondan sonra yaparsın yapacağını...***Mehmet’e “Geçmiş olsun”, canlı bombalara dokunmayıp meydandaki bir yazara terörist muamelesi yapanlara da “Yuh” diyorum.
GÜNÜN SORUSUAlmanya Başbakanı Angela Merkel ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yıldız Sarayı’ndaki basın toplantısında ‘taht’a oturmuşlar... Erdoğan’a 3 sorum var:Bir: Taht fikri sizin miydi? O çirkin şeyler için kaç para ödendi?İki: Taç ya da kavuk da takacak mısınız?Üç: Türkiye Cumhurbaşkanı sıfatınızla Almanya Başbakanı’na kendinizle eşit pozisyon vererek Türkiye’yi diplomatik olarak küçülttüğünüzün farkında mısınız?
SÖZ SİZDE (156+146 ) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e soru sorma sırası Aysel Kesici’de:“Abdullah Bey...T.C. vatandaşlığından aldığım hakla bir kadın, bir anne olarak bir kez daha soruyorum:- Huber’e hangi hakla ve kimin onayıyla yerleştiniz? Masrafları ödediğinizi söylediğiniz halde neden belgelemekten kaçıyorsunuz?- Kanlıca’da 20 milyon liraya aldığınız evin kaynağını göstermekten neden kaçıyorsunuz?- Suudi Kralı’nın hediyelerini alıkoyduğunuz söyleniyor, açıklamaktan neden kaçıyorsunuz?Bu güzel ülke sahipsiz değil...Bunu da bilin!”
GÜNÜN İSYANIRecep Tayyip Erdoğan dün KaçAk Saray’da yapılan 12. Muhtarlar Toplantısı’nda konuşmuş ve “Ben de Türkiye’nin muhtarıyım” demiş... İsyanım ona:Sen kendini muhtar olarak görebilirsin ama biz Türkiye Cumhuriyeti’ni köye dönüştürmene izin vermeyeceğiz!