21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Heil Hitler selamı intihaldir

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Bir uzmanlık alanım da Kıbrıs ve taksim tarihi üzerinedir. Almanya ve Amerika mecrasından sonra 1993’ün son demlerinde yeni inşa edilen Doğu Akdeniz Üniversitesine, ABD ve Kıbrıs tarihi öğretmek üzere geldik. Üniversite adanın Famağusta şehrindedir. Büyük akıl önce Mağusa ve en nihayet Gazimağusa isminde karar kılmış. Hikmetini anlıyoruz da şehri Gazi yapmak istiyorsanız bari Gazi-Famağusta isminde karar kılsaydınız. Zira liman olarak keşfedilen ve bir liman kentine ev sahipliği yapan kale olarak Fama (ağız, giriş) olmadan Mağus (korunak, sığınak, derinlik, boşluk, açıklık) olmazdı.

Önce ağızdan gireceksiniz ki içinde korunabilesiniz. Ayrıca geçmişi olmayanın geleceği de olmaz. Henüz buna müdrik değiliz. Gazi Famağusta’da Üniversitede görüşmeler yaparken, Ankara KKTC’deki üniversitelerin YÖK’e bağlandığını ilan eder. Artık tüm personel ve öğretim görevlilerin atanması YÖK üzerinden yapılacaktı.

Aylarca Kıbrıs’ta kaldık. Tarihi üzerine önemli bilgiler derledik. Kıssadan hisse Doğu Akdeniz Üniversitesi arzumuzken, Şam Üniversitesinde göreve başladık. Kıbrıs üzerine kaleme aldığım Arapça “Kıbrıs Taksim Tarihi” kitabım yüksek lisans tezimin bir özetiydi. 1998’de Şam’da Tlass yayınevi tarafından basıldı ve neşredildi. Kitap Suriyeli okurlar arasında ilgiliyle karşılandı. Kitaba en çok ilgi duyanlar Suriye Sosyal Milliyetçi Partisi (SSUP) mensubu olanlardı. Kıbrıs kadim tarihini anlatırken Suriye’nin etkilerine yer vermem onları memnun etmişti. Kitap, bu partinin Suriye, Lübnan ve Filistin’deki güçlü varlığını öğrenmemi sağladı. Bu partiye farklı dinden, mezhepten ve etnik kökenden gelen öğrencilerimin yoğun sempatisi ve taraftarlığı beni şaşırtmıştı.

NE İSTİYORLARDI?

Bu parti ülkemizdeki MHP’nin Suriye versiyonudur. Büyük Suriye Vatanı ideali için mücadele eder. Bereketli Hilal Coğrafyasını Büyük Suriye Coğrafyası olarak kabul eder, bu Hilalin yıldızı olarak da Kıbrıs’ı selamlar. Bu partinin nazarında, İslam, Mesihi, Musevi, Ezidi, Zerdüşt, Budist, Arap, Türk, Kürt, Ermeni, Kafkas, Kıbrıslı, Akdenizli, Egeli velhasıl kökeniniz, dininiz ne olursa olsun kadim Büyük Suriye Coğrafyası üzerinde yaşayan herkes SYR (SİR, SİRİ) El-Suri veya Suriyelidir. Suriye Medeniyet Projesini kabul etmesi, benimsemesi ve bu hedefe katkı yapması onu Büyük Suriye Ailesinin ferdi yapar. Bu partinin en azılı düşmanları Büyük Suriye Medeniyet Coğrafyasının düşmanı olarak kabul ettikleri Batı'nın Siyonist Yahudileri ve onların dostlarıdır. Büyük Suriye Coğrafyasının Musevilerini-Yahudilerini Suriyeli olarak görür ve bağrına basar.

İlk lahzalarda ismi ve doktrini bana Nasyonal (Milli) Sosyalist Alman İşçi Partisini (NSDAP) çağrıştırdı. MHP’yi Nazilerin Türkiye versiyonu olarak görürdük. Demek ki bunların bir de Suriye veya Arap sürümü de varmış diye düşündük. Alman milliyetçilerin kadim Turan fikriyatından ne derece etkilendikleri hakkında uzman değilim. Ama Alman milliyetçi ideolojisinin temel taşları, sembolleri ve selam şekli ve liderlerini selamlarken haykırdıkları Heil kelimesini kadim Suriye tarihinden aldıkları aşikârdır.

Kıssadan hisse Suriyeliler veya Türkler, Alman milli ideolojisinden değil aksine Almanlar kadim Büyük Suriye fikriyatından esinlendi. İlginç olan husus şudur ki Hitler'in Nazi iktidarından kaçan Alman Yahudileri ve Siyonistler Türkiye’ye sığınırken, savaştan sonra Nazi iktidarına destek verenler, subaylar Suriye’ye sığındı. En önemli Nazi subayı mezarı Şam’da El-Afif Mezarlığı'nda olan Alois Brunner’dir. Türkiye’ye sığınan Alman Yahudi akademisyenlerin büyük çoğunluğu, Almanya’da Oryantal (Orient) dedikleri Doğu Dilleri (coğrafyamız lisaniyetleri) ve Tarihi enstitülerinin başında görev yapıyordu. Bunların görevlerine son verildi. Ankara’ya sığındılar. Bunlar, Alman ve Türk akademisyenleri ve okurlarına Sami, Ari, Hint-Avrupalı, zehrini aşılayanlardır.

SAADE'NİN HİKAYESİ

Partinin kurucu lideri olan Lübnan doğumlu Antoun Saade (Antun Saade), 1949’da Beyrut’ta idam edildi. Suçu, Suriye’nin doğal parçası olarak kabul ettiği Lübnan, Irak, Filistin, Ürdün ve Toroslar'a kadar uzanan Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu coğrafyasının bölünmesine sebep olan İngiliz ve Fransız emperyalizmi ve mahalli işbirlikçilerine karşı “Lübnan’da devrim isyanını başlatmaktı.” Kürt kökenli Başbakan Hüsnü Zaim’e güvenerek Suriye’ye sığınan Anton Saade Başbakan Hüsnü Zaim’in emriyle Lübnan askeri mahkemesine teslim edilmişti. Ölümünün ardından liderleri ve diğer yoldaşlarının ölümünden sorumlu olanları infaz etmişlerdir.

Hüsnü Zaim’i deviren ve öldüren askeri darbenin başındaki yeni Başbakan Edib Şişekli (Çiçekli) ve ordu komutanlarından Sami El-Hannavi, Hüsnü Zaim’in kanlı gömleğini Anton Saade’nin eşine teslim ettiği ve “liderimiz Anton’un intikamını aldık” dedikleri iddia edilir. Suriye Milliyetçi Partisi'ne yakın olan Başbakan Şişekli BAAS ile çatışma halindeydi. Dürzi kökenli BAAS üyelerinin öldürülmesi ve tutuklanması sebebiyle Dürzilerin yoğun yaşadığı dağ ve köylerde isyan çıktı. Şişekli bölgeleri bombalama emri verince iktidarına karşı isyan birçok bölgeye yayıldı. Şişekli’ye karşı ordu darbe yaptı. Şişekli Lübnan’a buradan Brezilya’ya kaçtı. Brezilya’da isyanda aile efradını kaybeden bir Suriyeli Dürzi genç tarafından öldürüldü.

Suriye Nasyonal (Milli) Partisi ile BAAS uzun bir zaman düşmandı. Parti, Hafız Esad öncesi ve sonrası dönemlerde birçok kez yasaklıydı. Bugün legal bir siyasi partidir. Hatta Suriye’yi yöneten İlerici Cephe'nin de üyesidir. Savaştan çok önceleri ilk kez tanıştığımı SSUP’li öğrenciler beni bir toplantıya davet etti. Kıbrıs üzerine konuşma yapmamı rica ettiler. O vakitler parti illegaldi ama biz bilmiyorduk. Eski bir mahallenin dar sokaklarından geçtik. Duvarlarla çevrili bir evin kapısından geniş bir avluya girdik. Buradan başka bir salona ardından başka bir salona gittik. Burada kızlı-erkekli kalabalık bir topluluk vardı. Bizi götürenler içeri girer girmez herkes ayağa kalktı: Sağ kollarını öne uzatarak (Nazi selamı misali) Hayl (Hayyi) Suriya (Yaşasın Suriye, Suriye Yaşasın, Suriye Var Olsun, Var Olsun Suriye manasındadır) sloganıyla birbirlerini selamladılar.

İLKOKUL BAHÇESİNDE 'NAZİ SELAMI'

Hay (Hi ve Heil) kelimelerinin kaynağıdır. Hay-at’taki hay gibidir. Yaşam, ulu, ulvi, hayat kaynağı, yılan, selam isimlerinin de kökenidir. Yıllar sonra Amerika’da doğan kızımız ilkokula Suriye’de başlamak zorundaydı. İngilizce eğitim yapan özel okullar yoktu. Arapça bilmediği için kızımızın kaydını önce yapmak istemediler. Dostlarımızı araya soktuk. İlk gün okul bahçesindeyiz. Heyecanla yabancı olduğumuz Suriye’de Arapça konuşamayan, geleneklerine yabancı, eğitim sistemine uzak, izci kıyafeti giymiş, bu ülkenin mektebinde okuyacak olan kızımızı Amerikalı eşimle uzaktan hayretle, kaygıyla izliyorduk. Okulun balkonundan “Selam Dur” diye haykıran okul müdiresinin emriyle, başka bir gezegendeymişiz gibi miskin miskin etrafı seyreden kızım hariç, tüm öğrenciler Nazi selamı misali kollar öne doğru kalktı ve hep bir ağızdan “Hay, Hayya Suriya- Heil Suriye” diye bağırdı.

İşte o gün Heil, gamalı haç ve Nazilerin kullandığı sembollerin kökenini araştırmaya söz verdim. Gamalı haç, binlerce yıllık kadim Suriye tarihinde dünyanın dört tarafına Merkez (Nokta) Suriye’den dört yönü işaret eden Damar-Kanal üzerinden ilim, bereket, medeniyet ve yaşam aktaran sembol oldu. Heil (Hayata selam) ile gamalı haç (bereket, medeniyet, ilim ve yaşam) Nazilerin elinde cehennem ateşinin sembolü oldu.

ABD KKTC YÖK Suriye Nazi