09 Eylül 2024 Pazartesi
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Heniyye suikastı ve İsrail’in son çırpınışları

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Dün sabah saatlerinde İran, başkent Tahran’da bulunan HAMAS Siyasi Büro Lideri İsmail Heniyye’nin bir suikastte şehit olduğunu duyurdu. İsrail resmi olarak fail olduğunu kabul etmedi ama bu saldırının arkasında İsrail (belki de İsrail’deki yönetimi de kontrol eden ABD’deki neocon/siyonist güruh) olduğuna şüphe yok. İsrail, önceki gece aynı zamanda Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta Hizbullah’ın komutanlarından birini hedef alan bombardıman düzenledi.

Peki ne oluyor? İsrail’in amacı ne? ABD ne yapacak? Bölge ülkeleri buna karşı nasıl bir strateji geliştirecek?

İSRAİL’İN ÇIKMAZI

Kısaca durumu şöyle özetlemeye çalışalım: HAMAS’a bağlı İzzeddin el Kassam Tugayları’nın 7 Ekim 2023’teki Aksa Tufanı Operasyonu’yla başlayan süreci, İsrail bir ölüm-kalım mücadelesi olarak görüyor. İsrail’in Arap ülkeleriyle normalleşme çabalarını yoğunlaştırdığı, buna karşılık İsrail devleti ve toplumu içindeki ayrılıkların derinleştiği koşullarda gerçekleşen Aksa Tufanı, en beklenmedik anda gelen bir vuruştu ve büyük bir travma yarattı.

İsrail devleti, Gazze’ye bomba yağdırmaya başladı. Netanyahu Hükümeti’nin hedefinde Gazze’nin yönetimini HAMAS’ın elinden almak, örgütü siyasal olarak bitirmek ve İzzeddin el Kassam Tugayları’nı yok etmek vardı. Ancak 10 ayın sonunda, hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı bugün 40 bini aşmış durumda olmasına rağmen İsrail bu hedeflerinden hiçbirine ulaşamadı.

Dahası Gazze’ye yönelik insanlık dışı saldırıların devamı İsrail’in dünyadaki müttefiklerini de giderek daha zor durumda bırakmaya başladı. Avrupa’da yaygınlaşan itirazların yanı sıra İsrail’in en büyük destekçisi ABD’de bile Netanyahu’nun durdurulmasına yönelik sesler giderek arttı.

NEOCON/SİYONİST TAKIMIN SON NUMARASI

İşte bu koşullarda İsrail’in Gazze’ye yönelik operasyonun başından beri kontrollü olarak ilerletmeye başladığı “savaşı genişletme” stratejisinde atağa geçildi. Nisan ayında Şam’daki İran Büyükelçiliği doğrudan hedef alan bir saldırı düzenlendi. İran buna sessiz kalamazdı ve kalmadı.

İran, 13 Nisan’da İsrail üslerine yönelik operasyonla yanıt verdi. İsrail, kışkırtmanın dozunu giderek artırdı. İsmail Heniyye’yi hem de Tahran’da bir suikastle katlederek, direniş ekseninin çeşitli kollarıyla birlikte farklı cephelerde adım adım sabırlı bir strateji izleyen İran’ı hesapsız bir adım atmaya zorlayan bir eylem düzenledi.

Amaç, İran’ı doğrudan savaşa çekmek, böylece ABD’yi İsrail’in yanında savaşa sokmak ve mümkün olan en fazla sayıda ülkeyi tarafsızlığa zorlamak. Biden’ın şahsında büyük güç kaybına uğrayan ABD’deki neocon/siyonist takımın yönettiği bu strateji, Kasım ayında kim başkan seçilirse seçilsin Batı Asya’da askeri varlığını kalıcı hale getirecek bir zemini oluşturmayı hedefliyor.

TERTİPLER DÖNEMİ

Geçen yıl sonbahardan itibaren Batı Asya’daki terör saldırıları aynı merkez tarafından yönlendirilmektedir. Dünkü suikaste kadarki bu saldırıların belli başlılarını şöyle sıralayabiliriz:

1 Ekim 2023’te Ankara’da İçişleri Bakanlığı’na yönelik PKK saldırısı, 5 Ekim’de SİHA’mızın ABD tarafından düşürülmesi, 22-23 Aralık 2023’te ve 12 Ocak 2024’te Irak’ın kuzeyinde Türk askerine karşı CIA-MOSSAD kılavuzluğundaki saldırılar, 3 Ocak’ta İran’ın Kirman şehrinde Kasım Süleymani anmasında 100’e yakın kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısı, 22 Mart’ta Moskova’daki terör eylemi, 25 Aralık 2023’te İran Devrim Muhafızları Ordusunun Suriye’deki komutanlarından Razi Musevi’nin İsrail’in düzenlediği saldırıda öldürülmesi, 2 Ocak’ta Beyrut’ta İsrail’in İHA saldırısıyla Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı Salih Aruri’yi hedef alması ve son olarak Nisan ayında İsrail’in Şam’daki İran Büyükelçiliğini bombalaması.

Bu saldırının arka planında, ABD’de ipleri elinden kaçırmakta olan neocon/siyonist takımın yeniden hakim hale gelme amacı vardır. Bu takım, ipleri yeniden ele geçirmek için dünyayı ateşe vermeye hazır olduğunu göstermektedir.

Görüldüğü gibi, bu saldırganlığın hedefinde sadece Filistin, Suriye, Irak, İran, Rusya ve Türkiye yoktur. Bütün gelişen dünya terörle terbiye edilmek istenmekte, savaşla tehdit edilmektedir. Başta Türkiye olmak üzere, gelişen dünya ükelerinin bu saldırıyı püskürtmek için ortak bir strateji geliştirmesinden başka yol yoktur.

Tahran İsmail Heniyye İsrail HAMAS Binyamin Netanyahu