Her medeni insanın vatanı
Andre Parrot, (Andre Charles Ulrich Parrot 1901-1980) Fransa, Louvre Müzesi'nin Müdürüydü. Kadim tarih medeniyetleri sahasında uzmandı. Kadim dil ve alfabe uzmanıydı. Uygarlık tarihinin siyasete ve sömürge tamahlarına kurban edilmeyecek kadar değerli olduğuna müdrikti. Batı'daki kutsal Tevrat tefsirleri ile arkeolojik çalışmaların iğdiş edildiği ve bilimsellikten uzak siyasi projeler için suiistimal edildikleri ve keyfince yorumlandıklarını görmüştü. El-Suriyece, Assurice, As-syrian, Süryanice, Surice, Mısırca, Babilce, Keldanice, Aramice, Hititçe, Finikece, Yunanca ve Latincenin (İtalyanca) aynı kökten geldiğini, akraba lehçeler oldukları ve aynı alfabeyi kullandıkları konusunda düşünceler taşıyordu.
Suriye’nin Ras El-Şamra bölgesinde keşfedilen Antik Ugarit Devleti'nin tarihte ilk yazılı alfabeyi geliştirdiklerini biliyordu. Ugarit, Hatay, Samandağ-Yayladağı ile Suriye-Lazkiye arasındadır. Bu Alfabenin bugünkü Fasih Arapça alfabesinin temelini oluşturduğuna da müdrikti. Ancak bunun ispatlanması gerekiyordu. Zira piyasada akla ziyan iddiaların tedavülde olduğuna, bilerek veya cehaletten medeniyet tarihinin iğdiş edildiğine şahitti.
MARİ KENTİYLE AÇILAN YOL
1933-1975 yılları arasında tam 42 yıl Suriye, Lübnan ve Irak’ta arkeolojik çalışmalar yürüttü. 1933’te, Suriye’de Fırat’ın Batısında, Deyr El-Zor vilayetinde, Suriye-Irak hudut kapısı Abu Kemal’e 11 kilometre uzaklıkta Tel El-Hariri (İpekli Tepe) mevkiinde tarihin yeniden yazılmasına neden olacak keşfi yaptı. En az beş bin yıl önce egemen bir hükümdarlık olan Mari kentini buldu. 1936’da Mari Meliki (Malik, Mülkün sahibi, Tanrı, Kral, Rab) Iştup-Ilum’un heykelini buldular. Ardından kentin Kraliyet Kütüphanesi'ni keşfettiler.
On binlerce kil tablet modern arşivleme ve tasnif nizamıyla beş bin yıldır keşfedilmeyi bekler gibi sıraya dizilmişti. Kütüphanenin büyüklüğü, zenginliği ve ihtiva ettiği bilgiler devrim niteliğindeydi. Tüm kadim tarihe ışık tutuyordu. Mari kadim tarih medeniyetleri arasındaki köprüydü.
Mari sadece bir başlangıçtı. Filistin-Eriha’dan, Lübnan-Sur, Suriye-Şam, Halep, Lazkiye-Ugarit, Antakya’dan İdlib-Halep-Hama üçgeninde yer alan Abla’dan Güney Irak-Ur-Somar (Sümer), Akad, Babil, Kiş, Umman-Sur, Arabistan’a Yemen’e ve Anadolu-Frigya, İyonya, Truva’ya (Trojan, Troy) Lidya’ya ulaşan ticareti, ilişkileri, savaşları, gelenekleri, ritüelleri anlatan devasa bir kaynak sunuyor. Halen binlerce tablet Louvre Müzesi'nde tercüme edilmeyi bekliyor. Şam Ulusal Arkeoloji Müzesi'nde bu antik ilk merkez uygarlık kentlerin eserlerini ziyaret edebilirsiniz.
Bu esnada devrim mesabesinde ikinci büyük keşif 1964’te Roma Üniversitesinde Sanat Tarihi Profesörü Paolo Mattiae yaptı. Otonom Madrid Üniversitesi Fahri Doktoru, Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Roma De Lincei Ulusal Akademi üyesi olan Paolo Matthiae Suriye’de en az beş bin 500 yıl önce zirvesine ulaşan Ebla kentini keşfetti. Tel Mardich (Tanrı Marduh veya Marduk Tepesi) olarak bilinen bugünkü yerleşim yeri antik Ebla şehriydi.
MEDENİYET GÜNEY'DEN VE DOĞU'DAN GELDİ
Ebla; Mısır, Irak ve Anadolu uygarlıkları ile aynı kudret ve etkinliğe sahipti. Bu sahadaki çalışmalarını Suriye’ye ithal edilen uluslararası talan ve taksim savaşının başladığı 2011’e kadar sürdü. UNESCO koruması altında olan Mari ve Ebla ile birçok Suriye-Irak antik kenti savaştan sonra harami terör örgütlerin yaptıkları binlerce kazı çalışmaları ile tahrip edildiği, yağmalandığı uydu görüntüleri ile tescil edildi. Andre Parrot, Paolo Matthiae gibi vicdanlı ve bu alanda uzman bilim adamları, Batı Anadolu, Karadeniz, Kafkasya, Ege, Yunan ve Roma coğrafyasına, buradan tüm Batı'ya, İskandinavya’ya ve Amerika kıtasına ilk tarımın, alfabenin, harfler ve isimlerdeki sırların bu merkezden götürüldüğü veya ithal edildiği konusunda hemfikir.
Astronomi ve tıbbın, mühendislik ve mimarinin, ticaret kolonilerinin, gemi yapımının, maden ocakları işletmeciliğinin, Tanrıçalar ve Tanrıların, arenaların, tiyatronun kıssadan hisse uygarlığın Güney'den ve Doğu’dan geldiğine olan düşünceleri somut verilerle pekişti.
Gerçeği bilmelerine rağmen kıvırmak, saklamak zorunda kalanların yapıtlarında mevcut olan çelişkiler, Google Efendinin konu kadim tarih uygarlıkları ve İsrail olduğunda ortaya koyduğu yaman ve gülünç çelişkiler misalidir. Sömürge zihniyeti, bağnazlık ve aşağılık kompleksi içinde olanların telaffuz edemediğini bu bilim adamları açıkça beyan etti: Andre Parrot yüksek bir yere çıktı ve toplanan Avrupalı ve Suriyeli kalabalığa şöyle hitap etti: Dünyadaki her medeni insan, iki vatana sahip olduğunu kabul etmelidir: Doğduğu yer ve Suriye.
Not: ‘Her Medeni İnsanın Alfabesi’ bir sonraki yazımızın konusu olacak.