27 Aralık 2024 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Her okuruma net 8 bin lira kazandırıyorum!

Mustafa Mutlu

Mustafa Mutlu

Eski Yazar

A+ A-

Yıllardır her sabah sanki bir şey varmış gibi bu sütunları okuyorsunuz...

İyi de neden?

Ne kazandırdım bugüne kadar size, on binlerce “dert”ten başka?

Sanki bilmiyormuşsunuz gibi, bu ülkedeki çarpıklıkları gözünüzün içine sokup durmadım mı?

Devleti soyanları, 16 yaşındaki çocukları vuranları yazıp sinir sahibi yapmadım mı hepinizi?

Son olarak da Huber işgalcisinin peşine takıldık hep birlikte...

Ben yazdım; siz okudunuz, okumakla kalmadınız, paylaştınız...

Sonuç:

Biz adamı Huber’den çıkarmaya çalışırken, o gitti 49 yıllığına Ayağaza Kasrı’na kuruldu...

Bana ve size kalan ise yine hüzün ve öfke oldu!

***

Oysa bir okurun bir yazarı yıllarca okumasının bir ödülü olmalı değil mi?

Biraz para kazanmalı en azından...

‘Faydacı gazetecilik’ akımı bunu gerektiriyormuş...

Söz veriyorum; bugün size olan borcumu ödeyeceğim:

Hepinize net 8’er bin lira kazandıracağım.

Üstelik bunun için taş atıp kolunuzu da yormayacaksınız...

Gideceksiniz; İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bir dava açacaksınız...

Dava dilekçenizde diyeceksiniz ki:

***

“25 Aralık Yolsuzluk Soruşturması kapsamında yapılan bir dinleme kaydında, Cengiz İnşaat’ın sahibi Mehmet Cengiz’in ‘Milletin a...na koyacağız’ dediğini öğrenmiş bulunmaktayım. Duydum ki AKP eski Milletvekili Süleyman Sarıbaş bu ifade nedeniyle mahkemenizde açtığı davada 8 bin lira manevi tazminat almaya hak kazanmış... Sayın Sarıbaş milletin vekili... Ben ise milletin ta kendisiyim. Yani bu hakaret Sayın Sarıbaş’ın ‘vekil’, benim ise ‘asli’ kimliğime edilmiştir... Bu nedenle Sayın Sarıbaş’a ödenmesini uygun gördüğünüz 8 bin liralık manevi tazminatın çok daha fazlasını talep ediyorum.”

***

Şaka yapmıyorum...

Ceza hukuku duayeni Avukat Celal Ülgen’e sordum; “Dileyen herkes dava açabilir. Eğer dava aynı mahkemede aynı hakim tarafından görülürse, en az bu miktardaki bir para her davacıya ödenmek zorundadır” yanıtını aldım.

***

Peki; bu karar Yargıtay’da bozulur mu?

Bozulabilir...

Eğer bozulmazsa Mehmet Cengiz yandı demektir:

50 milyon kişi dava açsa... Ödeyeceği para en az 400 milyar lira eder!

Ah; hepimiz şu davayı açsak da... Yargıtay da bozmasa!

Böylece yıllardır milletin a...na koyanlar, a...na koyulmanın ne olduğunu öğrenseler...

Bir daha da böyle büyük bir terbiyesizlik yapmaya cesaret edemeseler; ne güzel olur değil mi?

AYAZAĞA! (115)

Huber’i altı aydan fazla bir süredir işgal eden Abdullah Gül’e, bu kez Maslak’taki Ayazağa Kasrı verildi.

Hem de tam 49 yıllığına...

Ne ilginçtir ki, bundan yine bir tek bu sütunun yazarı ve okurları olarak biz rahatsızız!

Meclis ‘e baksanıza; bir milletvekili bile çıkıp konuyu gündeme getirmiyor!

Altı aydan fazladır süren Huber işgalini nasıl görmezden geldilerse; yaptığımız 100’üncü gün eylemine nasıl gelmedilerse... Yine aynı şeyi yapıyorlar!

Böyle yaparak aslında devlet malı yemeyi “normal” bulduklarını gösteriyorlar!

Sahi; üç ay sonra biz bu adamlara yeniden oy vereceğiz değil mi?

Sizi bilmem ama ben, “nah” veririm!

GÜNÜN SORUSU

2012’deki “Avukatlıktan Hakimliğe Geçiş Sınavı”na katılanların 58’inin kopya çektiği kesinleşmiş... İşin daha da korkuncu, bu arkadaşların tamamı bugün hakimlik yapıyormuş... Yani; adaletlerine muhtaç olduklarımız, hırsız çıkmış... Sorum size:

Tuz koktu; ne yapacağız?

SEN BÖYLE BİR HABERİ YAPABİLİR MİSİN VELİ?

Veli Toprak kardeşimin dünkü haberine göre genel seçimler nedeniyle görevlerinden alınacak üç bakanın yerine getirilecek isimler oldukça ilginçmiş...

Örneğin; İçişleri Bakanlığı’na, bundan 15 yıl önce aynı bakanlıkta Personel Şube Müdürü’yken, “irticacı” olduğu gerekçesiyle görevden alınan Sebahattin Öztürk getiriliyormuş...

İyi de Sevgili Veli; neresi haber bunun?

Unuttun mu; köpeğin insanı değil, insanın köpeği ısırması haberdir!

Son 13 yıldır devletin bütün önemli koltuklarına zaten “irticacılar” oturtulmadı mı? Şaşıracak ne var bunda?

Bence bu iktidar, Atatürkçü bir ismi önemli bir göreve getirirse asıl haber odur!

Peki; böyle bir haber yapabilir misin Veli?

Nerede...

O zaman... Bizim moralimizi daha da bozma kardeş!

NAKLEN!

Diyarbakır’da 21 Mart’ta düzenlenecek nevruz kutlamaları için hazırlıklara başlanmış...

Bu yılki sürpriz, İmralı’daki katilden canlı yayın yapılmasıymış!

Sizce iktidar, bu kadarına cesaret edebilir mi?

Bence eder!

Çünkü her zaman diyorum ya...

Yaptıkları, yapacaklarının teminatıdır...

Şu anda dudaklarınızdan dökülen sözleri duyuyor gibiyim.

Söyleyin; en azından rahatlamış olursunuz!

GÜNÜN İSYANI

Doktorları, Adana’da yaşayan ve lenf kanserine yakalanan 25 yaşındaki Sibel Gökdam’ın tedavi için Stockholm’e gönderilmesine karar vermiş... Bunun için, sevk raporunun Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanması gerekiyormuş... 15 gün önce Ankara’ya giden rapor, “Hasta gelsin” denilerek bekletilince, genç kadın ölmüş... İsyanım hâlâ “Sağlıkta reform yaptık” diye böbürlenen AKP’lilere:

Sibel’in kanında parmak izinizi görüyor musunuz?