Herkes enflasyona bakıyor ama!..
Dünyada ABD gibi enflasyon olmasını isteyerek para politikalarını belirleyenlerin yanında Türkiye gibi enflasyonun düşmesini bekleyenler de var. Bu durum gelişen ve gelişmekte olan ülkeler ayrımını gösterdiği gibi küresel ekonomik çelişkiyi de işaret ediyor.
FED faiz artırımına gitmedi. Sebebi enflasyon oranı düşük. Orta vadede yüzde 2 seviyelerine geleceği bekleniyor. Bu nedenle faizleri yüzde 0.25-0.50 aralığında tutarak değiştirmedi.
Merkez Bankası ise faiz indirimlerine devam edeceğini ancak enflasyon beklentilerine göre sıkı duruş sergileyeceğini açıkladı. Enflasyon tahminlerinde ise değişikliğe gitmedi. Enflasyon oranının 2016 sonu yüzde 7.5’e-2017 sonu yüzde 6’ya-2018 sonu yüzde 5’e düşürme hedefini vurguladı.
ENFLASYON ÇIRPINIŞLARI
ABD enflasyon oranının yüzde 2 olması için çırpınıyor. Biz yüzde 5’e 3 yılda düşürmek için çırpınıyoruz.
Bir kere enflasyonun sorun olarak görüldüğü oran yüzde 5 üzeridir. Ülkemizde enflasyon oranı yüzde 5’in çok üstünde olduğundan sorun var demektir. Cari fiyat düzeyinde toplam talebin toplam arzdan fazla olması anlamı taşıyan enflasyona sebep olan toplam talebi etkileyen üç faktör söz konusudur:
| Tüketim eğilimi. Kişilerin tüketme alışkanlıkları ve niyetleri. Bu denetlenebilir bir durum değildir.
| Reel sektörün gelecek hakkında bekleyişleri
| Faiz oranı
MERKEZ BANKAMIZ SIKIŞMIŞ DURUMDA
Devlet bu faktörden sadece faiz oranını denetleyebilir. İşte bu görevi de merkez bankaları yürütmektedir. Eğer toplam talep artırılmak isteniyorsa faiz oranları azaltılır. Talep azaltılmak isteniyorsa faiz oranları artırılır. Bizim Merkez Bankası’nın sıkıştığı nokta burada. Enflasyon oranı yüksek,bunu düşürmek için faiz oranlarını artırmak veya azaltmamak lazım. Öte yandan reel sektör tıkanmış durumda. Bu nedenle faizlerin aşağıya çekilmesi isteniyor. Yani talep artsın, şirketler, esnaf, yatırımcının işi gücü açılsın, diye ısrar var. Bu da enflasyonun artması veya azalmaması demek.Yani neresinden baksan kırk satır mı, kırk katır mı, belli değil. İşte arada kalan Merkez Bankamız ihtiyatlı ve sıkı duruşu devam ettireceğini vurguluyor. Ama küçük küçük faiz indirimlerini de yapacağı mesajını veriyor.
MÜTEAHHİTLER FAİZ İNDİRİMİ BEKLİYOR
Faiz indirimini en çok isteyen sektör inşaat sektörü. Eğer faizler inip de konut alıcı adayları konut kredisi alabilir duruma gelmezse anlı şanlı müteahhitler yıkılabilir. Miami’ye giden bile olabilir. Kadıköy bölgesinde çok yoğun olarak yapılan kat karşılığı işlerden müteahhitlere kalan daireler hiç satılmıyor. Büyük stok birikti. Çünkü müteahhitler belli seviyeye kadar inşaatı yaptıktan sonra satarak maliyetleri finanse etmeyi sistem olarak benimsemişler. Şimdilerde kimse konut satın almıyor veya alamıyor. Zaten bu söylediklerimiz de ucuz konut değil. Bir tehlike daha var; bu trenden yararlanmak isteyen herkes yüklenici olmuş durumda. Biraz parası olan inşaata giriyor. Bu da yıkımın ayrı bir sinyali.
Satışa arz edilen veya edilecek müteahhitlere ait on binlerce konut birikiyor. Bu canlı bir bomba. Faizler inse konut kredileri alınsa da bu kadar büyük stokları eritmek mümkün değil. Ciddi bir faiz indirimi enflasyonu ve dövizi artıracağı için bu sefer de bundan dolayı inşaat sektörü ve diğer sektörler etkilenecek.
Şu anda satış yapmak isteyen reel sektör enflasyonu umursamıyor. Gelecek gelirlerini ipotek altına alma pahasına faiz indirimi istiyorlar. Ezcümle ekonominin geldiği noktada faiz-enflasyon-döviz kıskacında kimse ne istediğini bilmiyor. Kısa vadede kazanç olsun da gerisi önemli değil, diyor...