19 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

‘Herkesin yeteneğine göre herkesin ihtiyacına göre’ (1)

Hakan Topkurulu

Hakan Topkurulu

Gazete Yazarı

A+ A-

Son söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Nihai hedefimiz gelirin “0” dağılımı. “0” iktisat teorisinde “Gini Katsayısı” hesaplamasındaki “0” olarak anlaşılmaktadır.

Gini katsayısına göre gelir dağılımı “0” ile “1” aralığında dağılır. “1” değeri, gelirin toplumda bir kişiye verilip toplumun diğer bireylerinin gelirden hiç pay almaması anlamına gelirken, “0” değeri gelirin toplumda herkese eşit dağıtıldığı anlamını ifade etmektedir.

Vatan Partisi’nin nihai hedefi toplumda üretilen gelirden herkesin eşit faydalanmasıdır. Başka bir ifade ile "Herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacına göre”, her bireyin yeteneğine göre üreteceğini ve her bireyin yeteneğine bakılmaksızın bu üretimden ihtiyacı kadar faydalanacağını söyler.

Bugün bu hedef bir ütopya olarak düşünülebilir. Gelişen teknoloji ve sosyolojik ilişkiler “kafa” ile “kol” emeği arasındaki farkı kaldırmaktadır. Bu gelişme bugün ütopya olan hedefi gerçeğe dönüştürecektir.

Bu hedefe ulaşmak öyle kolay değil. Çok engel aşmak ve çok emek harcamak gerekmektedir. İçinde bulunduğumuz çağda, tarihin tekerleğinin önündeki en büyük engel emperyalizmdir. Bugün emperyalist sistemin lideri ve en gerici gücü ise Amerika Birleşik Devletleri’dir.

Tüm dünya bu en gerici güç ile mücadele etmektedir. Bu gerici güç mağlup edildiğinde tarih tekerleğinin önündeki engel kalkacak, tarihin tekerleği bir sonraki engele kadar dönecektir.

En gerici emperyalist ile mücadele içinde Vatan Partisi ekonomi politikasının temel sloganı “Tasarruf, Yatırım, Üretim, İstihdam” dır.

Kısaca anlatımı ise hedef olan kalkınma ve refahı yakalamak için toplum önce tasarruf etmelidir. Yapılan bu tasarruf yatırıma dönmeli. Yatırım, istihdamı ve üretimi güçlendirmeli, artırmalıdır. Bu sonuçlarla birlikte üretilen toplumda adil olarak dağıtılmalıdır. Dikkat edelim “eşit” olarak değil “adil” olarak dağıtılmalıdır.

Bu temel slogan dahilinde Vatan Partisi sürekli olarak üreticilere yönelik çağrılar yapmakta, hedefler göstermektedir.

“Üretici Baş Tacı”, “Üreticilerin İktidarı”, vb. gibi üreticileri öne çıkaran bir söylem ekonomik hedefleri anlatırken sloganlaştırılmıştır.

Pandemi dolayısı ile sonlandırılmak zorunda kalınan “Üretim Devrimi Kurultayları” üretici ile canlı temas kurularak onların sorunlarının dile getirildiği toplantılardı.

KİM BAŞ TACI EDİLECEK?

“Üretici Baş Tacı” ise üretici nedir? Üretici kimdir? Kim baş tacı edilecektir? Mustafa Kemal’ler bu soruya İzmir İktisat Kongresinde cevap vermişlerdir. Kongreye 1923 yılında 4 sınıfın temsilcisi ayrı ayrı sınıflandırılarak çağrılmıştır. A) İşçi, B) Çiftçi C) Sanayici D) Tüccar.

Bu sınıflandırma ayrıca “Halk Sınıfları” deyimi ile formüle edilmiştir.

Vatan Partisi sanki kutsal bir kelime gibi sürekli “üretim” kelimesini öne çıkarmaktadır ve haklıdır.

Buradaki soru şudur? Ne üreteceğiz? Ve kimin için üreteceğiz?

Bugün Sayın Cumhurbaşkanı da Vatan Partisi’ne benzer bir sloganı kabul etmektedir. (İçinde bulunduğumuz Mehmet Şimşek dönemi buna dahil edilememektedir). “Yatırım, Üretim, İstihdam, İhracat”. AK Parti’nin bu sloganında tasarruf eksik (tolere edilebilir), ihracat ise anlamlıdır ve tek başına yanlıştır. Burada sebeplerini saymayacağım. Ancak bir çok hatalı yola girilmesine neden olmaktadır. Burada üretim hedefi ihracat olarak şekillenmektedir.

ÜRETİMİN İKİ HEDEFİ

Vatan Partisi’nde ise bu kısım, yani üretimin kimlere yapılacağı kısmı ikiye ayrılmaktadır.

Hedef üretim; iç piyasa ve ihracat olarak ikiye ayrılmaktadır.

Yapılacak beşer yıllık kalkınma planlarında her iki pazar birbirine paralel, iç içe yer alacaktır. Sonuçta bir şey üretiyorsak, o üretileni birileri tüketsin diye üretiyoruz. Üretip bir kenarda istiflemek için değil. Ya ihracat için ya iç piyasa için ya da her ikisi için üreteceğiz. Üretim ve tüketim, arz ve talep birbirlerinden ayrılmaz ikiz kardeşlerdir. Siyam ikizleri gibidir.

Vatan Partisi, üreticiye destek olarak sürekli çiftçi, sanayici ve tüccarı öne çıkarmakta ancak dördüncü üretici sınıf olan işçi-emekçiden bahsedilmemektedir. Evet bu eleştiriye nereden baktığınıza bağlıdır. Halk sınıfları içinde 3 sınıf üretici olarak öne çıkarılmakta, ana üretici olan emekçiler ise sözde üreticiler içine alınmakta ama arka planda sadece tüketici olarak tasnif edilmektedirler.

Hatta bu biraz daha abartılarak emekçilerin ücret talepleri, temel slogan olan Tasarruf, Yatırım, Üretim, İstihdam” dörtlüsünün başındaki tasarrufa ters düştüğü için emekçinin ücret talepleri tasarrufa ters ve göz ardı edilmesi gereken bir unsur olarak tasnif edilmektedir.

Peki, sanayiciye, tüccara ve çiftçiye ucuz kredi, ucuz akaryakıt vs. her türlü yatırım desteği verilecek. Peki dördüncü üretici sınıfa üretim desteği için ne verilecek?

NOT: Yazımız haftaya devam edecektir.

Vatan Partisi Üretim ABD İstihdam Yatırım