27 Aralık 2024 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İran'ın Askeri Başarısı ve Hipersonik Süzülme Araçları

Serdar Aliçavuşoğlu

Serdar Aliçavuşoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

1 Ekim 2024 tarihinde İran’ın İsrail’e düzenlediği saldırıyla birlikte “Hipersonik Füzeler" Türkiye ve dünya gündeminde yoğun biçimde konuşuldu. Öncelikle belirtmeliyiz ki İran’ın saldırısı büyük bir askeri başarıyla sonuçlanmıştır. Teknik açıdan ise, saldırıda kullanılan araçları Hipersonik Füze olarak değil, Hipersonik Süzülme Aracı olarak tanımlamak daha doğru olacaktır.

HİPERSONİK SÜZÜLME ARACI

Bir füzenin hipersonik tanımına girebilmesi için ses hızından en az 5 kat hızlı olması gerekmektedir. Ses hızına oranla tanımlanan bu hız değeri literatürde Mach olarak belirtilmiştir. Yani bir Hipersonik füze en az 5 Mach (saatte 6100 km) hızına ulaşmalıdır. Bu hıza ulaşabilmek için füze, süpersonik yanmalı “RamJet” motorları hava soluyan “ScramJet” motorları ile desteklenmektedir.

Literatürde, hipersonik hıza ulaşmış füze türü kapsamında iki tanım mevcuttur. Birincisi, atmosfer dışına bir roket tarafından taşınan “Hipersonik Süzülme Aracıdır (Hypersonic Glide Vehicles-HGV).” Süzülme aşamasında katı yakıt motoru ateşlenir ve hipersonik hıza ulaşır. İkincisi ise hipersonik hızda hareket eden seyir füzesidir.

Hipersonik Seyir Füzesi'nin (Hypersonic Cruise Missiles-HCM) motor teknolojisi tamamen farklıdır ve hava soluyan bir yapıya sahiptir. Bu motor teknolojisi, yakıtı çıkış kanalına kadar soğutup yanmanın tam çıkış noktasında tam verime ulaşmasını sağlar ve bu şekilde büyük bir itki gücü elde edilir.

Bu teknolojinin en önemli noktalarından birisi ısıya dayanıklı olmasıdır. Çünkü ses hızının 5-25 katı hız füze yüzeyinin aşırı ısınmasına neden olur. Ayrıca füzenin radara yakalanmaması için alçak irtifa atmosfer ortamında ilerlemesi, hava sürtünmesi kaynaklı korozyona dayanıklılığı gerektirir.

Bununla birlikte, yüzeyde oluşan ısıdan elektronik aksamın iyi yalıtılması, korunması gerekir ve hatta ısıya dayanıklı yarıiletken ve çip kullanılmalıdır. Bunu da kolay kolay hiçbir ülke size vermez; çünkü ileri fizik ve elektronik birikimi gerekmektedir. Tam da bu sebeple askeri yarıiletken teknolojilerinde ileri düzeyde olmanız ve dışa bağımlı olmamanız şarttır.

Hipersonik seyir füzesi motoru, hava soluyan bir motor yapısı olması sebebiyle bazı bölümlerin soğuk bazı bölümlerin ise yüksek ısı değerlerinde çalışmasından dolayı farklı ısı değerlerine dayanıklı olmalıdır.
Sonuç olarak hipersonik süzülme aracı ile hipersonik seyir füzesi arasında ciddi farklar vardır.

İRAN’IN İSRAİL’E MİSİLLEMESİ

Basında İran’ın tanıttığı Fettah-1 füzelerini incelediğimizde iki modülden oluştuğunu görmekteyiz. Birinci modül taşıyıcı roket ve diğeri ise hipersonik süzülme aracı. Birinci modül atmosfer dışına taşıyarak ikinci modülü fırlatır ve katı yakıt motoru çalışır. Bu şekilde serbest düşüş yapması gereken füze ek bir itki elde etmiş olur ve çok kısa zamanda çok yüksek hızlara ulaşır. Basına sunulan füzelerin düşüş görüntülerinden bunu net bir şekilde görebilmekteyiz.

Bunun yanında İran basının servis ettiği Fettah-1 füzesinin ön kısmında hava kanalları mevcut değil. Yani içeride kullanılan motorun hava soluma ihtiyacı olmadığı görülmektedir. Tüm bu verileri bir araya getirdiğimizde hipersonik hızda ilerleyen bu füzelere literatür ismiyle hipersonik süzülme aracı-HGV diyebiliriz.

İRAN’IN ASKERİ BAŞARISI

İran İsrail'e 200 füzelik bir saldırıyla ağır zararlar verdi. ABD, ilk gece saldırının etkisiz olduğunu ispat etmeye çalışsa da İsrail bile birkaç gün sonra gerçeği açıklamak zorunda kaldı. İran’ın ileri teknolojik silahlar üretme ve kullanma yeteneğine sahip olması askeri başarısını yaratan en önemli etkenlerden.

Bununla birlikte, saldırı planının çok iyi hazırlandığını belirtmeliyiz. Bir önceki dron saldırısından demir kubbe sisteminin çalışma şeklini çözmüş olan İran'ın birçok füzeyi savaş başlığı olmadan fırlattığı gözlemledik. Bu durum, savaş başlığı takılmamış füzelerin yakıt tanklarının çarpma esnasında küçük patlama oluşturmasıyla kendini gösterdi.

Ne yazık ki bu başarılı askeri hile, Türk basınında “İran’ın füzeleri patlamıyor” alaylarına konu oldu; ancak durum hiç de sanıldığı gibi değildi. O küçük patlamaları oluşturan füzeler hava savunma sistemini yanıltma amacıyla gönderilmişti, savaş başlığı olmayan füzelerdi. Gerçek hedeflere ulaşması gereken füzelerse o yoğun füze saldırısının içinde gizlendi.

Aydınlık’ta 04 Eylül 2024 tarihli “Köprüden önce son çıkış: Kürecik'e el konulsun” başlıklı yazımızda belirttiğimiz gibi İran’ın Rusya’dan aldığı elektronik harp sisteminin bu saldırıda kullanıldığı muhtemeldir ve bu da büyük bir askeri/stratejik başarıdır . Çünkü, söz konusu elektronik harp sistemleri içinde yer alan MURMANSK-BN Sistemi saldırı esnasında düşman radarında parazit oluşturabilme yeteneğine sahiptir.

İran, MURMANSK-BN Sistemi ile İsrail’e ve ABD destroyerlerine parazit yayarken bir yandan da füzelerini İsrail semalarına taşımıştır. Radarlara yakalanmadan İsrail semalarına ulaşan ve savaş başlığı olmayan bazı balistik füzeler Demir Kubbe’yi oyalarken savaş başlığı taşıyan bazı balistik füzeler ve Hipersonik Süzülme Araçları birer birer hedefleri vurmuştur.

HİPERSONİK SEYİR FÜZELERİNE SAHİP ÜLKELER

Hipersonik füzeler bu kadar gündemdeyken bu füzelere sahip ülkelere kısaca göz atmakta fayda var.
Analizimize güya dünya lideri ABD’den başlayalım. ABD de İran gibi HGV- Hipersonik Süzülme Aracına sahip. Atlantik sevdalıları üzülebilir ama ABD’nin hipersonik hıza ulaşmış herhangi bir seyir füzesi de yok.

Açık kaynak raporlarına göre ABD, Rusya’nın geliştirdiği yüksek hızlarda hipersonik seyir füzelerine nasıl karşı koyacağına kafa yoruyor. Uzay ortamında hipersonik füzeleri tespit edebilmek için sensör çalışmalarına ve hava soluyan motor çalışmalarına yoğunlaştığı gözleniyor. Sonuç olarak ABD ne hipersonik seyir füzesine sahip ne de Rusya’nın hipersonik seyir füzelerine nasıl karşı koyacağını biliyor.

Açık kaynaklardan edindiğimiz bilgilere göre, Kasım 2017’de Çin’in DF-17 adlı Hipersonik Süzülme Aracı-HGV testlerini başarılı bir şekilde tamamlamış. Bu alanda ilk çalışmaları yürüten ve başarıya ulaşan Rusya ise başardığı hipersonik seyir füzesinin gemi tabanlı olan “3M22 Zircon” sistemini tasarladı ve 2018’in sonunda testlerini başarıyla tamamladı. Bununla birlikte Rusya nükleer kapasiteli uzun menzilli bir hipersonik planör olarak tanımlanan “Avangard” sistemini başarıyla test etti ve 2019 yılında operasyonel seviyeye getirdi.

Sonuçta, dünya çapında “Hipersonik Seyir Füzesi-HCM” sistemine sahip tek ülkenin Rusya olduğunu görüyoruz. Çin, ABD, İran ise “Hipersonik Süzülme Araçları-HGV” sistemine sahip ülkelerdir. Aralarında Türkiye, Fransa, Hindistan, Avustralya, Almanya ve Japonya’nın da bulunduğu 20’den fazla ülkenin bu teknolojinin peşinde olduğu düşünülmektedir.

TÜRKİYE’DE DURUM

Savaşan ordumuzun askeri teknolojilerinin gizliliği nedeniyle kurumlarımızın açıklamalarının önüne geçmeden Türkiye’deki durumu aktarmaya çalışacağız.

TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE ) tarafından RamJet ve ScramJet motorları üzerinde çalışmaların yürütüldüğünü ve önemli gelişmeler sağlandığını biliyoruz. Türkiye’nin “Göktuğ” projesinin süpersonik ve hipersonik itki sistemlerini içermesi de bu konuda önemli mesafeler kat edildiği göstermektedir. RamJet itki sistemiyle Göktuğ projesinin 3-4 Mach seviyelere ulaştığı bildirilmiştir. Sonuç olarak Türkiye’nin hipersonik seyir füzesi projesi var mı dersek, evet var diyebiliriz.

Dünyadaki malzemeler en fazla 7-8 Mach hızına dayanabilmektedir. Özel alaşım ve özel kaplama yöntemleriyle bu seviye 20-25 Mach seviyelerine çekilebilmektedir. Türkiye bu alanda da kaynaklara sahiptir ve çalışmalara devam etmektedir.

Hipersonik seyir füzelerinin elektronik uydu haberleşme sistemleri için ASELSAN, yüksek ısılara dayanıklı askeri yarıiletken yapabilmek için TÜBİTAK-BİLGEM Yarı İletken Teknolojileri Laboratuvarı (YİTAL), savaş başlığı ve taşıyıcı roket sistemleri için ROKETSAN yeterli birikime sahiptir. Yani Türkiye bir kez daha "biz yaparız" diyecektir!

Bu tür çalışmaların zaman gerektirdiği unutulmamalı, ülke kaynakları buralara yönlendirilmelidir.
Yüksek teknoloji gerektiren projelerin uluslararası iş birlikleriyle daha hızlı ilerlediği ortadadır. Hipersonik teknolojisinde dünyanın en ileri noktasına ulaşmış Rusya, Çin ve İran'la "Asya Güvenlik Projesi" üzerine çalışılmalıdır.

Hiç şüphesiz ki emperyalizmi ve siyonizmi mahvedecek en etkili hamlelerden biri bu olacaktır. Bu süreç Vatan Partisi olmadan ilerleyemez. Emperyalizmin kafasına nasıl çuval geçirileceği konusunda tek deneyimli parti Vatan Partisi ve gençliğidir.

İran Füze Türkiye Çin İsrail