A+
A-
Hoş geldin Sarp Kuray!
Yayınlanma:
Bağlantıyı Kopyala
Celal Özcan müjdeyi verdi. “Şimdi çıktı” dedi. Telefonu Sarp Kuray’a uzattı. “Aydınlık’ı ziyarete geleceğim. Benim için çok güzel yazılar yazdınız” diyor, Sarp Kuray. Edirne F Tipi Cezaevi’nden tahliye olurken.
“Avrupa'da kalınarak ülkede devrimci mücadele, demokrasi mücadelesi yapılabileceğini hiç düşünmedim. Herhangi bir Avrupa ülkesinin gizli servisinin himayesinde veya onların vereceği izin kadar mücadele edeceğime yurduma dönerim dedim ve döndüm.”
Böyle diyordu Sarp Kuray, Sincan F Tipi Cezaevi’nde kalırken Aydınlık’a yazdığı mektupta.
68 kuşağının devrimci gençlik önderlerinden, 21 yaşında ODTÜ öğrencisi Taylan Özgür, 23 Eylül 1969’da İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Genel Kurulu’na katılmak için geldiği İstanbul’da Beyazıt Meydanı’nda arkadan vurularak katledildi. '68' kuşağı devrimci gençliğinin ilk şehitlerinden biri oldu. Katilleri 47 yıldır bulunamadı.
O yıllarda devrimci genç subaylara önderlik eden Sarp Kuray, Taylan Özgür'ün öldürülmesinden sonra bir bildiri yayımlamaya karar verdi. “69 Subay Bildirisi” olarak tarihe geçti, büyük etki yaptı. Dün gibi hatırlarım. SBF Basın ve Yayın Yüksek Okulu’nun öğrenci derneğinde, ‘69 Subay Bildirisi’ni çoğaltarak, dağıtmamızı!
‘ÜÇ İSİM VER’
Sarp Kuray, CHP'li bir aileden geliyordu, babası eski Ankara Valisi Enver Kuray, dayısı ise Yassıada yargılamalarının savcısı Ömer Altay Egesel'di.
“Subay Bildirisi” soruşturmasını yürüten askeri savcı, Kuray'a ailesini hatırlatıyor, “Seni kurtarmak istiyoruz” mesajını veriyor ve ondan “bu işin sorumlusu üç isim vermesini” istiyordu. Kuray savcıya “Size üç isim veriyorum” dedi ve bu isimleri sıraladı: “Bir, Sarp Kuray; iki,Sarp Kuray; üç, Sarp Kuray!” Bu ifade, Kuray'ın 12 Mart 1971 darbesi öncesi ordudan atılması için yetecekti.
7 YIL 10 AY
Sarp Kuray 4 Şubat 2009’dan beri cezaevindeydi. Yargılandığı "16 Haziran Örgütü" davası nedeniyle müebbet hapse çarptırıldı. Kuray’ın toplam yatacağı ceza, resmi müddetnameye göre 7 yıl 10 aydı. Ankara Batı İnfaz Hakimliği, Kuray’ın avukatlarının “denetimli serbestlik” talebini “örgütten ayrılmadığı” gerekçesi ile reddetti. Sarp Kuray’ın mahkum edildiği “örgüt” davasında Kuray’dan başka bir tek kişi bile tutuklu veya hükümlü değildi. “Tek kişilik örgüt”ten o kadar yıl hapiste kaldı, Sarp.
Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemde “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçlaması ile Ankara 11 Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan ve 5 yıl hapis cezasına çarptırılan Mehmet Ağar, cezasının sadece 1 yıl 4 günlük bölümü infaz edilmişken 29 Nisan 2015 günü tahliye edilmişti. Kuray’a bu hak tanınmadı.
Sarp Kuray dün tahliye oldu. Şimdi 71 yaşında. Kuray, 7 yıl 10 ay önce cezaevine girerken, Subay Bildirisi’nin son bölümünü hatırlatıyordu:
“Ne değişir, isterse kesilsin devrimcilerin başları birer birer. Oysa bir yasadır bu, mümkünü yok! Devrimciler ölür, devrimler sürer.”
Hoş geldin Sarp Kuray!
AKP ile MHP arasında iki pürüz
En önemli sorun, Cumhurbaşkanı’nın partisiyle ilişkisi konusunda yaşanıyor. Diğer pürüz ise cumhurbaşkanının hesap verebilirliği konusunda yaşanıyor. (Abdülkadir Selvi, Hürriyet, 28 Kasım 2016)
Fidel sizin olsun, Erdoğan bizim!
Bir yandan "emperyalizme diz çöktürmüş büyük lider" diye Fidel Castro'ya ağıt yak!
Öte yandan kendi ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanını "fena halde diktatör" diye Batı'ya şikâyet et! (Fahrettin Altun, Sabah, 28 Kasım 2016)
Fidel’in ardından
Tüm dünyada 68 kuşağında silinmez izler bırakan iki olay vardı: Küba devrimi ve Vietnam savaşı. Her iki olay da imkânsız gibi görünen bir işi başaranların, dünyanın süper gücüne boyun eğdirenlerin hikâyesiydi. (Ayşe Emel Mesci, Cumhuriyet, 28 Kasım 2016)
AB Türkiye için artık bir tehdittir
Dünyaya model gösterilen AB ortak aklı, PKK terör örgütünü ve mensuplarını, DHKP-C terör örgütünü ve mensuplarını, FETÖ ve mensuplarını, Türkiye karşıtı ne kadar örgüt ve isim varsa hepsini tereddütsüz kanatları altına alıyorsa, Türkiye'ye ile ilişkilerini bitirmiş demektir. (İbrahim Karagül, Yeni Şafak, 28 Kasım 2016)
Tek istikamet Meclis komisyonu
Milletin hizmetinde olan Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı milletin temsilcilerinin sorularına yanıt vermekten kaçarlarsa, milletten kaçmış sayılırlar… Akar ve Fidan için tek istikamet Meclis Komisyonudur. (Orhan Uğuroğlu, Yeniçağ, 28 Kasım 2016)