26 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

HTŞ ve Suriye’de yeni dönemin işaretleri

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

19 Temmuz’daki Tahran’daki Astana Zirvesi ve ardından 5 Ağustos’ta Erdoğan-Putin Soçi buluşmasının ardından Suriye’de yeni bir dönemin başlayacağına işaret etmiştik. Nitekim, bu toplantıların ardından Türkiye ve Suriye arasında “normalleşme” gündemi açıldı. İki ülkenin istihbarat teşkilatları arasında en üst düzeyde ve alt düzeyde görüşmeler yapıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, birden fazla defa “Esad ile görüşebileceğini” açıkladı. Dışişleri Bakanı, Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması ve ülkede istikrar için muhalefet ile Şam yönetiminin uzlaşmasını sağlamaya çalıştıklarını ifade eden açıklamalar yaptı.

O zamandan bugüne, Atlantik ile Avrasya arasındaki savaşın muharebelerinden biri olan Ukrayna cephesinde Rusya’nın atakları gerçekleşti. Bu süreçte Asya ülkeleri arasında ilişkilerin yeni bir seviyeye ulaşmasını sağlayan iki önemli Zirve daha oldu. 15-16 Eylül’de Özbekistan’ın Semerkant şehrindeki Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi ve son olarak 12-13 Ekim’de Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapılan Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK) Zirvesi. AİGK Zirvesi’nde, Konferans’ın uluslararası bir örgüte dönüştürülmesi kararı alındı.

Atlantik ile Avrasya arasındaki mücadelede sıcak cephe hattında bulunan Türkiye ve Rusya’nın liderleri bu toplantılarda bir araya gelerek önemli anlaşmalar yaptılar.

SURİYE İLE İŞBİRLİĞİ VE İDLİB

Normalleşme, hatta basına yansıyan bazı bilgilere göre Türkiye ile Suriye arasında PKK/PYD’ye karşı ortak operasyon seçeneklerinin tartışıldığı görüşmeler sürerken, sahada son bir hafta içinde İdlib, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı bölgesi merkezli olarak bir hareketlenme ortaya çıktı. Önce El Bab’da ardından Afrin-İdlib hattında Türkiye-Suriye normalleşmesine karşı çıkan gruplar ile Türkiye’nin desteklediği gruplar arasında çatışmalar başgösterdi. Ardından, İdlib vilayetinin büyük bölümünü kontrol eden Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) çatışmalara müdahil olarak Afrin şehir merkezine kadar ilerlemesi geldi. Son gelen bilgilere göre Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait birlikler Afrin şehir merkezine girdi.

PKK’DAN AL HABERİ

PKK, bu gelişmeler konusunda şimdilik sessiz. Fakat PKK yayın organlarında Arap basını kaynaklı bir haberin öne çıkarılması dikkat çekiyor. PKK’nın Suriye kanadının yayın organında atılan başlık şu: “Arapça basın: Erdoğan, HTŞ çetelerini Esad’la yakınlaşmak için kullanıyor”. Kaynak El Arap gazetesi. El Arap’tan yapılan alıntı PKK’nın karın ağrısını ortaya koyuyor: “Suriye’deki gelişmeyi takip edenler, Ankara’nın çıkarlarına göre olmasaydı Heyet Tehrir El Şam’ın bu kadar erken zafer kazanamayacağını, Erdoğan’ın ilk aşamada örgütün gücüne dikkat çekmek ardından ise HTŞ’yi ortak düşman yaparak Suriye başkanı Beşar Esad’la yeni bir sayfa açabileceğini söyledi. Gözlemciler, Türkiye’nin Esad’la yeniden diyalog kurma isteğini saklamadığını ve bunun için El Kaide’ye bağlı Heyet Tehrir El Şam’ı gözden çıkarabileceğini belirtti.”

İDLİB’İ ÇÖZMEK VE ABD İŞGALİNE ODAKLANMAK

HTŞ’nin çatışmalara neden müdahil olduğu konusunda birbirinden farklı görüşler ve kurgusal değerlendirmeler var. Bununla birlikte esas önemli olan, HTŞ’nin sahada bu ölçekte bir harekete girişmesinin, Türkiye-Suriye normalleşmesi ve Astana ortaklığı açısından kilit konu olan İdlib konusunun çözümü açısından bir anlam taşıyor olması. HTŞ’nin sözde hükümeti, ABD tarafından örtülü bir şekilde destekleniyor. Yine İdlib vilayeti sınırları içinde IŞİD kalıntıları ile Suriye’nin Şam, Hama ve Humus gibi birçok başka bölgesinden çıkartılan teröristler bulunuyor.

HTŞ’nin Zeytin Dalı harekat bölgesinde kontrol kurmasına Türkiye’nin izin vermeyeceği çok açık. Bu gelişmelerin ardından İdlib’deki durumu etkileyecek bir tablonun ortaya çıkacağını öngörebiliriz. Bölgenin terörden temizlenmesi, Astana ortaklarının son Tahran Zirvesi’nde mutabakat ilan ettikleri konuya, yani Suriye’nin kuzeydoğusundaki ABD işgali ve PKK yapılanmasına karşı ortak bir şekilde odaklanmasını sağlayacak.

Tahran Atlantik Avrasya ŞİÖ