22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Hukuk geri dönüyor mu?

Naci Beştepe

Naci Beştepe

Eski Yazar

A+ A-

Geçtiğimiz hafta üç önemli duruşma vardı.Ergenekon davasında; Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kararı, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tokattı. Baştan sona her satır yerel mahkemenin hukukla, adaletle ne kadar alakasız olduğunu gösterdi.
Özetle; Ergenekon diye bir örgüt yoktu, silahlı örgüt uydurmak için Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi saldırılarının bağlanması kabul edilemezdi, delillerin çoğu hukuka aykırı elde edilmişti, savunma hakkı ihlal edilmişti, yetki aşılmıştı. Neticede; ne usul ne esasta elle tutulacak yanı yoktu.

TOKAT KİME?
Yargıtay tokadı sadece 13. ACM’ye değildi; “Savcı bulun, delillendirin”, “Ben bu davanın savcısıyım”, “Ne istediler de vermedik?”, “Altından neler çıkacak bekleyin” diyenlere; Emniyetteki ortaklarına, medyadaki çığırtkanlara, siyasetteki teslimiyetçilere, dava bitmeden mensuplarını cezalandıran TSK komuta kademesine idi aynı zamanda. Güle güle yesinler. Sindirsinler.

28 ŞUBAT’TA MESUT YILMAZ DAMGASI
ODTÜ Bilirkişi Raporu ile bu davanın dijital komplosu olan 5 No.lu CD’nin sahte olduğu teyit edildi. Eski Başbakan Mesut Yılmaz çok açık ve net konuştu;
“Askerler; Refah-Yol hükümetinin düşürülmesinde cebir ve şiddet kullanmadı. Darbe tehdidi olmadı. Toplumdaki duyarlılık onlarda da vardı, yansıttılar.
Anavatan hükümetinin kurulmasında etkileri olmadı.
Cumhurbaşkanı Demirel görevi Çiller’e vermek istemedi.
Batı Çalışma Grubunu uygunsuz buldum ve kaldırttım. Onun yerine Başbakanlık Takip ve Koordinasyon Kurulu oluşturuldu.
Tesettürlülerin okuldan veya işten atılması konusunda askerlerden talep gelmedi.
Çiller, örtülü ödenek harcamalarını açıklamadı.
Parsadan’a 500 milyon verildiğini doğrulattım.
Çiller iki ihaleden dolayı Yüce Divan’a gitmemek için RP ile koalisyona girdi.”

MÜŞTEKİLER YILMAZ’DAN DA MÜŞTEKİ
Yılmaz’ın açılamaları müdahil-müşteki avukatlarını memnun etmedi.
Hayal kırıklığına uğradıklarını söylediler. Mağdur ve müşteki olmaya devam ettiler. Kinliler.
Meral Akşener, Şevket Kazan dahil pek çok eski bakan ve vekil de darbe suçlamasında bulunmamıştı. Dava düzmece, çöküyor.

ENSAR’IMA DOKUNMA
Ensar Vakfı hocası Muammer B. 10 erkek çocuğa tecavüzden yargılandığı davada tek celsede 508 yıla mahkum edildi. Pek güzel, adil.
Ya Ensar Vakfı’nın sorumluluğu? Tek celsede örtüldü.
Tek celsenin sırrı da buydu herhalde.

HUKUK DÖNÜYOR MU?
Balyoz, İstanbul Casusluk, Poyrazköy’den sonra Ergenekon’daki Yargıtay kararı da bağımsız ve adil yargı konusunda umutları yeşertti.
Ancak buz dağının gövdesi hala yerinde.
17-25’te AKP’ye dokunulanlar dışındakiler hala rahat.
Kumpas davaların savcıları, yargıçları, polisleri, medya tetikçileri, kurumlardaki elemanları hala duruyor.
Yetmedi bir de AKP yargısı oluşturuluyor.
Ensar sapığı davası gözümüze sokulan kanıttır.
Anlayacağınız, hukuk gelişe doğru ancak bir arpa boyu yol aldı.
Dönüşüne daha çoook var.
Yılmayacağız, isteyeceğiz, bekleyeceğiz...

PAZARTESİ İĞNELERİ
KUMARBAZ
Binali Yıldırım’ın oğlu kumar oynarken görüntülendi.
Gemicik, filocuk, haramcık, kumarcık...
DİN
İzmir’de, camiden Musevi vatandaşımızın ölümünün anonsu yaptırılmadı.
“İslam hoş görü dinidir” derler.
Uygulamaya gelince halt ederler...