İçimizdeki İrlandalılar
“Biz ne çektikse, müttefiklerimizin içerideki müttefiklerinden çektik” diyor, Bülent Esinoğlu. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye halkında ABD karşıtı duyguların yükselmesi, Erdoğan-Putin buluşması merkez ve “havuz” medyalarında tedirginliğe neden oldu. “Batı’dan mı kopuyoruz” kaygıları dile getirilmeye başlandı.Esinoğlu diyor ki, “Amerikancı darbeye rağmen kendini hala Amerika’nın yanında güvende hisseden kişi Amerikancıdır. En az Fethullah kadar tehlike ve tehdittir.”
Kuşkusuz bunların yanı sıra, gerçeği olgularda arayan yurtsever yazarlarımız da var. Tümünü yorumsuz olarak aktaralım.
Kim derdi ki…
Kim derdi ki, kendini BOP’un eşbaşkanı ilan etmiş Tayyip Bey Türk-Rus ilişkilerinin gelişmesinde yeni sayfa açacak gelişmenin mimarı olarak, Putin ile 9 Ağustos 2016 St. Petersburg görüşmesinde, AB ile ABD’yi kontrpiyede bırakacak?.. Batı karşısında Doğu’nun ağırlığının artmaya başladığı günümüzde, Batı artık “tek mümkün” değildir. (Ali Sirmen, Cumhuriyet, 11 Ağustos 2016)
Korktukları Avrasyacılık
Merkez medyadan muhafazakar medyaya kadar hepsi, Rusya ilişkileri konusunda nedense Erdoğan'ı uyarma ihtiyacı hissetti. İşin özü… “Aman ileri gitmeyin” dedikleri… Yani korktukları, Avrasyacılık! (Soner Yalçın, Sözcü, 11 Ağustos 2016)
Eksen kayıyor mu?
Türkiye’nin ekseni kayıyor mu?” tartışması bir tespitten ziyade bir terbiye etme tartışmasıdır. Türkiye ne zaman Batı’nın arzu ve siyasetinin hilafına bir girişimde bulunduysa, bu tartışma da hemen alevlenmiştir… Türkiye eksen değiştirmiyor ancak Batı ile yaşadığı güvensizlik derinleşiyor. (Galip Dalay, Karar, 11 Ağustos 2016)
O akademisyenlere bakın
Rusya ile Türkiye’nin kuzeyde geliştirmek istediği enerji ve ticari projelerini de engellemek için Rusya-Türkiye ilişkilerini dinamitlediler… Yazan çizen akademisyen, gazetecilere bakın bunların tümü bütün bu süreçte FETÖ’nün yayın organlarında yazmış ve buraya bağlı olarak mesleklerini icra etmişlerdir. (Cemil Ertem, Milliyet, 11 Ağustos 2016)
Rusya ile ilişkilerde yaz havası
Türkiye, Rusya, Çin gibi yükselen ekonomilerin aralarında geliştirecekleri yeni işbirliği ve entegrasyonlar, küresel güç dengesinin lehimize değişmesinin hızlanmasının da bir başlangıcı olmuştur… Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin'in St. Petersburg'da verdikleri fotoğraf ve arka arkaya sıralanan işbirliği konuları, batılı ülkeleri derinden sarsmıştır. (Erdal Tanas Karagöl, Yeni Şafak, 11 Ağustos 2016)
Amerika ve AB kalleş, Rusya kardeş
Türkiye'nin başına ne kötülük gelirse maalesef arkasından Amerika çıkıyor… Gelelim Rusya Federasyonu'na ki İstiklal savaşında Türkiye'ye büyük yardımlar yapmasını unutmadık… İşte bu gelişmeler Türkiye ile Rusya arasında kardeşlik ilişkilerinin yeniden ve daha sağlam temellerle kurulmasını sağlayacak. (Orhan Uğuroğlu, Yeniçağ, 11 Ağustos 2016)
Ey Batı yeni bir dünya kuruluyor
Batı sistemi dayandığı zeminin eridiğini, çöktüğünü herkesten önce görmektedir. Bizim batıcılarımız kabul etmese de gerçek budur… Nasıl kapitalizm, endüstriyel devrim, demokratikleşme süreçleri 19.yy’dan itibaren Batı'dan yükselerek gelmişse, bugün de Doğu küreselleşmenin uyarıcı dinamikleriyle yeni bir hamle yapmaktadır. Ey Batı biliyorsun yeni bir dünya kuruluyor! (Vedat Bilgin, Akşam, 11 Ağustos 2016)
Petersburg zirvesi
Ankara, “varlığını” tehlikede gördüğü için değil dostane ilişkilerin bölgenin tamamına olumlu yansıyacağına inandığı için Rusya’yla ilişkilerini güçlendiriyor. Rusya da Türkiye’yle işbirliği yapmadan bölgede rahata eremeyeceğini son bir yıldaki Suriye tecrübesiyle anlamış görünüyor. (Özcan Tikrit, Habertürk, 11 Ağustos 2016)
NATO kafa!
Yarı meczup bir vaizin kurduğu terör örgütü ile, Türkiye Cumhuriyeti'nin iç ve dış siyasetindeki temel çizgileri değiştirmesi mümkün değildir. Türkiye Rusya ile de dost ilişkiler kurarken, aynı zamanda NATO'nun önemli bir üyesi olarak kalacaktır. (Mehmet Barlas, Sabah, 11 Ağustos 2016)
'Rus ruleti'
Amerikan ihanetinin bölünme aşamasına getirdiği Türkiye'nin Rusya'ya birden bire bu kadar yaklaşması sonu intihara varabilecek bir "Rus ruleti" olarak görülebilir. Ancak, Tarihimizi "tek vatan, dek devlet, tek millet, tek bayrak" olarak yaşamaya devam etmek istiyorsak şu anda bu ölümü göze almamız gerekiyor! (Şükrü Alnıaçık, Ortadoğu, 11 Ağustos 2016)
Darbe değil 'matruşka!'
Darbeyi “matruşka” oyuncağına benzetmiştim… Ergenekoncuların, balyozcuların, “ulusalcıların” tek kulvarda yürümeleri darbeye matruşka karakteri kazandıran diğer bir etmen olmuştur. (Ömer Ağın, Özgür Gündem, 11 Ağustos 2016)
Ordudan fazla orducu parti!
Kaldı ki AK Parti iktidarının orduyu sivilleştirip yeniden yapılandırmasına, orduyu yöneten Genelkurmay karşı çıkmıyor. Öyleyse Doğu Perinçek’in Vatan Partisi niye ordudan fazla orduculuk yapıyor? (Lütfü Oflaz, Star, 11 Ağustos 2016)