İdam cezası geri döner mi?
Türkiye Barolar Birliği (TBB) adına iki değerli meslekdaşımla birlikte 45 ülkede kurulu ve bir milyondan fazla avukatı temsil eden Avrupa Barolar ve Hukuk Dernekleri Birliği (CCBE) toplantılarına katılıyoruz. Bu toplantılarda temsil edilen tüm ülkeler için geçerli olacak mesleki kurallar tartışılıyor ve ortak eğitimler yapılıyor. CCBE’nin son toplantısında Türkiye ile ilgili önemli bir karar alındı. Hatırlanacaktır ki 15 Temmuz darbe girişimi sonrası kamu oyunda darbe girişimcilerine idam cezası verilmesi kamu oyunda tartışılmaya başlandı ve Cumhurbaşkanı, “Eğer TBMM idam cezasınının yeniden ceza kanununa konmasını kabul ederse ben onaylarım” dedi. İşte bu duruş Avrupa’da çok olumsuz dalgalanmalara neden oldu.
YAŞAM HAKKI KUTSALDIR
Yaşam hakkı bütün uluslararası anlaşmalarda temel bir hak olarak kabul edilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yaşam hakkını, “asla geri alınamayacak en üst derecede temel bir insanlık hakkı” olarak belirlemiştir. CCBE idam cezasının kaldırılmasını insanlık onurunu koruyan ve küresel insan hakları kültürünün oluşmasını sağlayan önemli bir adım olarak kabul etmektedir. CCBE 31 Mart 2006'da aldığı bir kararla idam cezasını uygulayan tüm ülkelere çağrıda bulunarak bu cazanın kaldırılmasını istemiştir. CCBE bu kararı ile Avrupa Konseyi’nin Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi'nin idam cezasını kaldıran 13 No'lu Protokolü'nü imzalamayan üyelerine çağrıda bulunarak bu protokolü bir an önce imzalamalarını ve böylece Avrupa’nin idam cezasından soyutlanmış bir boyuta ulaştırılmasını istemiştir.
TÜRKİYE’NİN DURUMU
Türkiye Avrupa Konseyi’nin üyesidir. Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi'nin imzacıları arasındadır
olayısıyla bildirgenin idam cezasını kaldıran 6 ve 13. Protokolleri ile bağlıdır. Türkiye’de son idam cezası 1984 yılında uygulanmıştır. Türkiye idam cezasını 7 Mayıs 2004 yılında kaldırmiştır. Türkiye 2006 da Uluslararası Sivil ve Siyasi Haklar İkinci Seçimlik Protokolü'nü imzalayan 57. devlet olmuştur. Türkiye 21-23 Haziran 2016 da Oslo’da düzenlenen İdam Cezasına Karşı Dünya Kongresi'nde alınan kararları desteklemiş bir ülkedir. Bütün bunlar göstermektedir ki Türkiye’nin idam cezasının kaldırılması konusunda uluslararası taahhüdleri vardır ve eğer çağdaş, sözüne sadık bir ülke görünümünü muhafaza etmek istiyorsa bu taahüdlerine sırtını dönmemek zorundadır.
CUMHURBAŞKANININ SÖYLEMİ YANLIŞTIR
Cumhurbaşkanı'nın kamuoyu önünde seçmenin nabzına göre şerbet vermek için Meclis’in kabul ettiği idam cezasın yasasını oanylayacağını söylemesi yanış olmuştur. Cumhurbaşkanı'na düşen görev bu konu gündeme geldiğinde Türkiye’nin birçok uluslararası sözleşmeyle idam cazasının kaldırılmasını kabul ettiğini kamuoyuna hatırlatmak olmalıydı. Bir hukuk devletinde hükümetlerin uluslararası taahhütlerini hiçe sayarak rastgele kararlar alamayacağını, uluslararası hukuka saygılı olması gerektiğini kamu oyuna duyurmalıydı.
Bugün üyesi olmaya çalıştığımız Avrupa kamuoyu Türkiye’deki gelişmelerden, demokrasinin bu ülkede yaşatılıp yaşatılmaycağından kuşkuludur. Türkiye açık ve net olarak demokrasiye ve uluslararası hukuka bağlılığını ısrarla vurgulamalı ve bu ülkenin geleceğinden kimsenin kuşku duymasına gerek olmadığını uluslararası kamuoyunu inandırmalıdır. Türkiye bu çağda yalnız başına kalamaz ve yaşayamaz. Bu nedenle Türkiye idam cezasının yeniden kabulünü asla dile getirmemeli ve bu konuda söz söyleyenlere de bir çağdaş devletin uluslararası kurallara bağlılığını mutlaka hatırlatmalıdır.