11 Ekim 2024 Cuma
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Igor Stravinsky ve Hovardanın Sonu

Hayati Asılyazıcı

Hayati Asılyazıcı

Eski Yazar

A+ A-

Dünyaca ünlü Rus besteci Igor Fyodorovich Stravinsky (1882 - 1971), müziğin her dalında yaptığı besteleriyle tanınmaktadır. Rus müziğinin modern anlamda ortaya çıkışına öncülük etmiş bir bestecidir. Operalarından çok orkestra yapıtları ve özellikle bale müziğindeki çok önemli atılımlarıyla bale repertuvarına büyük değerler kazandırmıştır. Geleneğe yaslanmaktan kaçınmamıştır; Stravinsky'nin ilk yapıtları üzerinde sözgelimi Rimsky-Korsakov’un etkisi gözden kaçmaz. 1908 senesinde yazılan orkestra yapıtı ‘Scherzo Fantastique’i dinleyip bu besteden etkilenen Serge Diaghilev, Stravinsky'den bir bale müziği yazmasını istedi. Dönemine damga vumuş dünyaca ünlü bale yönetmeni ile Stravinsky, uzun yıllar sürecek bir işbirliğinde bulundu. Çünkü Diaghilev, Rus ve dünya balesini yönlendiren bir yönetmendir. Stravinsky'den geleneksel Rus halk masallarından ve müziğinden yararlanan çalışmalar yapmasını istedi. Stravinsky'nin Diaghilev için ilk balesi Ateş Kuşu (1910) ve Petruşka (1911) oldu. Bu çalışmalar bugünki Rus ve dünya bale repertuvarının vazgeçilmez klasikleri arasında yer almıştır. Bu iki çalışmanın ardından 1913 yılında Bahar Ayini balesi ile yeni bir başarısını ortaya koydu. Bu üç baleyi Rusya'da izledim ve modern müziği ile bale tarihine yenilikler getirdiğini gözlemledim. Stravinsky, bale yapıtlarının yanı sıra, opera alanında da derinliği olan besteler ortaya koydu. Birinci Dünya Savaşı sırasında İsviçre’de kaldığı sıralarda yazdığı beste, opera alanında derinliği olan ilk yapıtı Bir Askerin Öyküsü'dür (1918). Besteci bu yapıtının ardından The Flood, Mavra, The Nightingale, Oedipus rex, Perséphone, Renard, The Rake's Progress'i gerçekleştirmiştir.

THE RAKE'S PROGRESS

Mozart'tan etkilendiği bilinen The Rake's Progress (Hovardanın Sonu,1951), çağdaş müzikle bütünleşen bir operadır. Ülkemizde, The Rake's Progress'in Türkiye prömiyeri İstanbul Devlet Opera Balesi (İDOB) tarafından bu dönem gerçekleştirilmiştir (2017). Yine birçok operanın Türkiye'deki prömiyerlerini de İDOB'un gerçekleştirdiğini belirtmeliyim. Aytaç Manizade'nin özenli ve ayrıntılı yorumunu içeren opera kollektif bir başarı ile oynanıyor. Manizade'nin bu başarısını bizde oynanan birçok opera temsilinde görebiliyoruz. W. Hugh Auden ve Chester Kallman'ın birlikte yazdıkları libretto, müziğinden çok metin olarak Mozart'ın etkisini üst düzeyde anımsatır. İstanbul Devlet Opera Balesi'nin Süreyya Operası'nda gerçekleştirdiği prömiyer gecesinde (Gala biçiminde) orkestranın şefliğini genç sanatçı Can Okan yaptı. Ve sürpriz olmamakla birlikte, başarılı bir yönetimle gecenin görkemine yaraşır bir başarıya ulaştı. Paola Villa'nın koro şefliği gösteriye önemli katkı sağladı. Efter Tunç'un sahne tasarımı ile Ayşegül Alev'in kostüm tasarımı ve Yakup Çartık'ın ışık tasarımı operanın görkemine yaraşır düzeydeydi. Hareket ve devinimi tasarlayan Canberk Yıldız'ın başarısını da eklemeliyim. Oyuncu kadrosuna bakacak olursak; Kenan Dağaşan (Trulove), Gülbin K. Günay (Anne Trulove), Caner Akın (Tom Rakewell), N. Işık Belen (Nick Shadow), A. Peyman D. Yücelkan (Mother Goose), Ahmet Baykara (Sellem), Yücel Özeke (Keeper Of The Madhouse) yer alıyor. Bu seçkiyi gerçekleştiren yönetmenin kollektif başarıdaki payı dikkati çekiyor. Oyuncuların ses ve yorumları ile bu görkemli gösterinin sağlanmasında her birinin etkin olduklarını söylemeliyim. Mezzosoprano Aylin Ateş deneyimli sanat yaşamının doruğunda olduğunu bu rolüyle de gösterdi. Yorumu ve başarısı onun uluslararası düzeyde olduğunu bir daha kanıtladı. Yapıt, bir Stravinsky operası olarak görülmeye değer bir çalışmadır.