23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İki ay sahte cennet sonrası cehennem!

İsmet Özçelik

İsmet Özçelik

Gazete Yazarı

A+ A-

AKP’nin 24 Haziran’da seçim kararını, “ekonomik kriz” nedeniyle aldığı iyice netleşti. “Aşil topuğu”ndan vurulmamak için risk aldıkları anlaşılıyor.

“Yarın bugünden çok kötü olacak” görüşü genel kabul görüyor.

Başta inşaat olmak üzere bütün sektörlerden kötü haber geliyor. Birçok büyük şirket “yeniden yapılandırma” için kuyrukta. Ses getirecek ve piyasada paniğe yol açabilecek iflasların seçim sonrasına ötelendiği konuşuluyor.

Son Bakanlar Kurulu kararı da itiraf gibi. “Gayrımenkul sektöründeki gelişmeler dikkate alınarak” taşınmazların satışında KDV 10 puan düşürüldü. Süre de anlamlı. Neredeyse 25 Haziran’a kadar denenecekmiş. Ama ayıp olur diye 6 ay olarak belirlenmiş.

24 HAZİRANA KADAR İDARE

ABD’de mafyalaşmış finans çevrelerine verilen sözler tartışılıyor. Merkez Bankası da durumu idare etmek için çırpınıyor.

Şu anda bütün hesaplar 24 Haziran’a göre yapılıyor. “İki ay idare edelim sonrasına bakarız” deniliyor.

Diğer bir deyişle “İki aylık bir sahte cennet” yaratılıyor.

Ya sonrası: Halk için cehennem!

FAİZ ARTIŞI

Erdoğan faiz artışı için esip gürlüyordu. Kürsülerde Merkez Bankasına sert eleştiriler yapıyor ve “yanlış yapıyorsunuz, bu işi bilmiyorsunuz” diye bağırıp çağırıyordu. Arkasından da “Faizleri düşürün” şeklinde talimatlar veriyordu.

Ama tam tersi oldu. Merkez Bankası bırakalım faiz düşürmeyi, faizleri artırdı. Ama nedense Erdoğan’dan hiç ses çıkmadı.

Merkez Bankasının bu hamlesi bir hafta bile etkili olmadı. Döviz kurları, faizler kontrolden çıkmak üzere.

DEPREM

Erdoğan, “baskın seçim” için, “Depreme karşı önlem” ifadesini kullanmıştı. Şu anda sorunlar çözülmüyor erteleniyor. Ekonomistler, “Bu iş kansere benzer. Erken teşhis ve tedavi hayat kurtarır. Ama tedavide gecikilirse sonuç iyi olmaz. Ekonomi de aynı. Seçim nedeniyle halının altına süpürülen sorunların faturası yükseliyor” görüşünde.

Ekonomi iki ay dayansa bile sonrası vahim. AKP’li ekonomistler de aynı görüşte. Ekonomi bürokrasisi, “saldım çayıra, mevlam kayıra” havasında.

Seçim sonrası bu şişmiş faturayı kim ödeyecek?

AKP’lisi, CHP’lisi, Vatan Partilisi, İYİ Partilisi, MHP’lisi, ... herkes!

25 HAZİRAN SONRASI

AKP seçime kadar durumu idare etmek için herkese gülücük dağıtıyor. ABD’deki Şahinlerin son günlerdeki tavırları dikkat çekici. Türkiye-Rusya-İran işbirliği hedefte.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Türkiye’nin NATO için kilit önemini, “haritaya bakın anlarsınız” şeklinde açıkladı. NATO kendi çıkarı için Türkiye’yi seviyor(!)

Bölge yeniden ısınıyor. Bakalım önümüzdeki günlerde neler yaşanacak? ABD’den Türkiye ve bölgeye yönelik hangi hamleler gelecek? Herkesin seçim sonrasına göre hesap yaptığı anlaşılıyor.

SALAM POLİTİKASI

ABD ve İsrail geçen günlerde Suriye’yi yine vurdu. Özellikle İranlı askeri birliklerinin hedef alındığı görülüyor. Türkiye’nin İran’a tavır almaya zorlanacağı açık.

Siyasi kulislerde “AKP zorda. Ekonomide enerji birikmesi var. Sarraf davası sopası havada. AKP, ABD’den gelen baskılara boyun eğer mi? ABD’nin salam politikası etkili olur mu?” sorularına yanıt aranıyor.

Gelişmeler sadece içerde değil, dışarıda da dikkatle izleniyor. Pekin, Moskova, Tahran, Bağdat, Şam, ... radarlarını Türkiye üzerine çevirmiş durumda.

Yapılacak bir hatanın Türkiye’ye bedelinin tahminlerden çok ağır olacağı vurgulanıyor.

BAŞKA ÇARE YOK

Türkiye zor günler geçiriyor. 81 milyon milli bir dayanışma içine girmek zorunda. Aksi halde yaşanacakları düşünmek bile insanın içini karartıyor.

Türkiye seçim sathına girdi. Daha işin başındayız. Kürsülerde yapılan konuşmalara bakılırsa gerilim yükselecek.

Siyasilerin önce Türkiye’yi, sonra kendi geleceklerini düşünmek zorunda olduğu bir dönemdeyiz. Başta iktidar olmak üzere herkes sorumlu davranmalı.

Yoksa..!

İsterseniz bunu hiç konuşmayalım.

Türkiye’nin böyle bir lüksü yok!

Tek seçenek, milli bir hükümet.