23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 18°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İki yabancı

Soner Polat

Soner Polat

Eski Yazar

A+ A-

“Strangers in the night” Frank Sinatra’nın on yıllara meydan okuyan şarkısıydı. Dilimize “İki yabancı” olarak çevrildi. Aslında onlar iki yabancı! Ayrı dünyaların insanları... Birisi Kuzey, diğeri Güney kutbu! Aralarında gerçek anlamda hiçbir samimi bağ yok! Birbirleri için sarf ettikleri ağza alınmayacak sözlere bu köşe ve hatta bir kitap yetmez. Kısa bir kesit sunalım: Elazığ mitingi: “AKP milli servet ve kaynakları zimmetine geçirmektedir. Ekonomiyi ithalata bağlayan, kaçakçılığı teşvik eden, sıcak paracıları, faiz, rant ve silah lobilerini memnun eden AKP’nin...” Ya buna ne demeli: “... ‘HDP Meclis’e girmediği takdirde kaos olur!’ türünden bir beyanatım varsa ve sen bunu yer, zaman göstererek açıklayamıyorsan, alçaksın, şerefsizsin! Erdoğan sen nasıl bir Müslümansın, nasıl bir insansın?” Peki, Erdoğan, “Bahçeli’yi, aile çoluk çocuk bilmemekle suçladığında” nasıl bir cevap aldı: “Hiç şüphemiz yoktur ki zürriyet üzerinden siyaset yapanın zürriyetinden şüphesi vardır!”

İKİLİYİ BİR ARAYA GETİREN NEDİR?

Soru şudur: “Birbirine karşı bu kadar öfkeli ve önyargılı olan bu iki insanı bir araya getiren nedir?” Cevap kısadır: “Koltuk hırsı!” Bu basit menfaat ilişkisinin ardında ulvi temalar aramak beyhudedir. Aslında bu ikilinin siyasi yöntemleri de aynıdır. Birisi çaresiz kitlelerin kutsal dini duygularını, diğeri de milli duygularını istismar eder. Bu nedenle ekonomi politikalarının hiçbir yerinde ezilen kitleler yoktur. Çünkü fakirlik yoksa AKP ve MHP de yoktur! Her ikisi de gelişmelere bağlı olarak diğerinin sorumluluk sahasına girer. Ama bu geçişlerde daima AKP kazançlı çıkar. Çünkü Milliyetçiliği, “Türk-İslam Sentezi”ne indirgeyen MHP, bu ideolojik açmazı nedeniyle dağılma ve yok olma sürecine girmiştir. Şimdilik alınan tedbir AKP’ye iç güveysi gitmektir.

AKP, ABD VE FETÖ İLE BİRLİKTE ASKERİ VESAYETİ KALDIRDI!

Baskın seçim için sarıldıkları “vatan millet” söylemleri hiç de inandırıcı değildir. Çünkü ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz! Görünüşte Türk ordusuna ama gerçekte Türkiye’ye yönelik Ergenekon-Balyoz tertiplerinde bu ikilinin duruşu bellidir. CIA eskisi Henry Barkey’in, “AKP ile birlikte Türk ordusunu kafesledik!” sözü hafızalara kazınmıştır. AKP 23’üncü dönem Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt CNNTÜRK’te Ahmet Hakan’a açıkça itiraf etmiştir: “AKP, ABD ve FETÖ ile birlikte Türkiye’deki askeri vesayet sistemini kaldırdı.” Ve tarih bu itirafı kayıtlarına geçirmiştir.

Günümüzdeki antiemperyalist söylemlerinin de içi boştur. Stratejik donanımı olmayan ve vasatı aşmayan bir vizyona sahip bu ikiliden güneydeki savaşı zaferle taçlandırması beklenemez. Birisi komşu ülkelerdeki şehirlere plaka numarası vererek Türkiye’nin bölgesel işbirliği kapasitesini baltalamakta, diğeri Müslüman ülkelere yönelik Haçlı saldırısına alkış tutmaktadır.

SEÇİMİN HUKUKU YOK, KENDİSİ VAR!

Ortada bir büyük sorun daha var: Bu ikili kendilerini TBMM’nin bile üstünde görmekte, baş başa ülkenin kaderini etkileyen ama TBMM’nin yetki alanı için giren kararlar almaktadır. Ayrıca aldıkları kararlarda hukuki bir inceleme yapma gereği bile duymamaktadır. Cumhurbaşkanı adayı Dr. Sayın Doğu Perinçek her zamanki kuyumcu terazisi hassaslığı ve titizliği ile konuyu anayasal ve yasal boyutu ile masaya yatırmış ve görüşlerini Türk milleti ile paylaşmıştır. Sayın Perinçek’in tespitleri demokrasi ve hukuk açısından ortaya kapkara bir tablo çıkarmıştır. Muhalefet partileri bu görüşlerden istifade etmelidir.

“Biz hazırız!” diyen Yüksek Seçim Kurumu (YSK)’na soralım: Anayasa’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunu’nun 17’nci maddesi ve Anayasa’ya eklenen Geçici Madde 21/A’ya göz atma fırsatınız oldu mu? Buna göre Ekim 2017 sonuna kadar uyum yasalarının çıkarılması gerekmez miydi? Bir yıl geçmesine rağmen uyum yasalarından eser bile yok! AKP’li vekiller mışıl mışıl uyumuş! 100 bin imza ile Cumhurbaşkanı adayı olacak kişiler için ortada hiçbir düzenleme yok! Yani ortada seçimin hukuku yok ama kısa süre içinde seçim var! Türkiye bir hukuk devleti değil mi? Siz neye hazırsınız?

Tarih, kendilerini dev aynasında görenlerin yaşadığı hayal kırıklıklarının ceridesidir. Türkiye ikiden çok daha büyüktür.