İlhan İlhan
Çift başlı kartal oyuyor kendi yüreğini,
Boynunda on altı devlet arması,
Pençelerinde mazlumlar dünyası.
Utanç dalgası Anıt tepeye vurup dönüyor;
Ellerine, kollarına, dizlerine...
Kapaklanıyor yüzüstü, yerde sıcak kan,
Palaska utanıyor palaskalığından.
Yüzü kızarıyor sac zeminin:
İlhan İlhan!
İşkence kamyonu Amerikan Reo’su,
Nefes için dar, dayak için geniş.
Gizli talimattan hatırlatıyor reyis:
“Gencine oğlum! Gencine giriş!”
İniyor tekmeler ikili anlaşmalara uygun,
M-602’nin montaj kalbi inliyor:
İlhan İlhan!
İstekle çalışıyor aşağıdan dört İblis,
Pentagon askeri, ama Türkiye’de doğmuş.
Tekmeler göğsüne, şakaklarına...
“Vurmayın! Kızımı görmedin daha...”
Demir nalça nefret ediyor nalçalığından.
Mamak’ta kaburga kırıyor Homo habilis,
Postalların gözü kararıyor:
İlhan İlhan!
Hurafe çullanıyor üstüne Bursa Nutku’nun,
Sırtlan çeneleri yurtseverin sırtında;
Kapı boşluğuna kıstırdılar oğulu,
Koltuk altlarına, karnına, kasıklarına...
Bulamıyorlar Sol’undaki onuru.
İlkyaz Basımevinde kaynıyor hurufat,
Çiçek açıyor Şemdinli’de ayaz:
İlhan İlhan!
Coptan şişmiş bilekler, mormenekşeli.
“Ellerine yapıştır lan! Ellerine!”
Anımsıyor ağabey, Şilili Victor Jara’yı,
Aynı cellat kesmişti onun da iki elini,
Gitar çalmasın diye... sonra kurşuna dizmişti.
Birlikte söylemişlerdi 73’te Venceremos’u,
Giriyor içeriye stadyum senfonisi...
“Doğanın diyalektiği” çalıyor:
İlhan İlhan!
Çift başlı kartal yoluyor tüylerini,
Yakasında derin operasyon madalyası,
Pençelerinde kendi yavrusu.
Beş adet OF-9 dört yandan darp ediyor:
Sevdasına, hasretine, düşlerine...
Hukuk zemininde sıcak kan,
Tüze yüzünü yırtıyor:
İlhan İlhan!
İlhan bir kez daha düştü, kaldı öyle,
Gelir gibi oldu derin uykusu:
“Midem bulanıyor. Nefes alamıyorum!”
Birden, muzaffer diklendi kaldığı yerden,
Türküler, güller, alazlar yükseldi...
Toplanma davulu gümbürdüyor:
İlhan İlhan!
Not: 7 Kasım 1980 günü, Gladyo’nun yerli personeli tarafından, emperyalizmin bekası için dövülerek şehit edilen İlhan Erdost’un yurtsever anısına saygıyla.