‘İlk bombadan önce 8.5 milyar dolar geliyor’
"ABD ile varılan ekonomik mutabakatı dün AKP grubuna anlatan Devlet Bakanı Ali Babacan, ABD Başkanı George W. Bush’un Irak’a ‘vur emri’ vermesi durumunda Türkiye’ye hemen 8.5 milyar dolarlık köprü kredisi geleceğini söyledi."
"1991’deki Körfez Krizi’nde Türkiye’nin zararının 102 milyar dolar olduğunu hatırlatan Babacan, ‘’Eğer Türkiye bu operasyona destek vermez ve dışında kalırsa bir yıl içindeki zararı 26 milyar dolar olacak. Bu da Türkiye’nin milli gelirinin daha da düşmesi anlamına gelir’ dedi."
Bu haber 27 Şubat 2003 tarihli Hürriyet Gazetesinde haber yapıldı. 1 Mart 2003’te yapılan ve TBMM tarafından reddedilen 1 MART TEZKERE’sinden iki gün önce. ALİ BABACAN EKONOMİDEN SORUMLU DEVLET
BAKANI.DERVİŞ’TEN ÖVGÜLER
Şimdi Ali Babacan’ı tanıtan 10 Eylül 2019 tarihli BBC Türkçe’de yayınlanan bir yazı;
(Ali Babacan 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra iktidara gelen AKP hükümetinde ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı oluyor.) Yeni bakan, ANAP-DSP-MHP hükümeti döneminde Kemal Derviş tarafından başlatılan, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) taleplerine paralel ekonomi programını sürdürmeli mi yoksa sürdürmemeli miydi?
Öyle ki Kemal Derviş, 2014’te İtalya’da katıldığı bir konferansta, "2002-2007 arasında Ali Babacan yönetimindeki ekonomi kadrosunun para politikasında kurumların özerkliğini koruyan tavrına" övgüler düzecek ve "altın çağ" kavramını kullanacaktı."
"58 ve 59. hükümetlerde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini yürüten Ali Babacan’ın genel olarak neo-liberal anlayışa dayanan ekonomiyle ilgili stratejisi kabaca; kamu üzerindeki borç yükünün asgari düzeye çekilmesi, böylece uzun vadede kamunun borçlanma maliyetlerinin düşürülmesi, özel sektörün ise hem iç hem uluslararası piyasada kredi olanaklarına erişiminin önünün açılması üzerine kuruluydu."
BABACAN’DAN İNCİLER
Şimdi de kendi ağzından ne yaptıkları ve ne yapacakları ile ilgili bir söyleşi; 10 Eylül 2019 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan Ahmet Taşgetiren’in Ali Babacan ile yaptığı görüşme; "Aynı zamanda insan hakları, özgürlükler, çoğulcu demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi değerler de bizim hep savunduğumuz, inandığımız değerler. Bu ilke ve değerler bizim için dönemsel bir siyasi tercih değil. Bizim ahlaki ve toplumsal hayat ideallerimiz bunlar. AK Parti ile beraber bütün bu ilke ve değerleri hayata geçirmeyi amaçladık. Bunların uygulandığı süre içerisinde çok güzel başarılar elde ettik. Türkiye dünyada çok itibarlı bir ülke oldu."
"Toplumun bazı kesimlerinin özgürlük alanının oldukça daraldığı, temel haklar konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığı bir dönemdi. Toplumun bazı kesimlerinin baskı altında olduğu, ötelendiği bir ortamda AK Parti ortaya çıktı. Şimdi baktığımızda durum çok farklı. Yine bir özgürlük sorunu var Türkiye’nin. Yine bir temel haklar sorunu var. Ama bunların niteliği değişti. Daha farklı kesimleri de ilgilendiren sorunlar haline geldi bunlar. Ayrıca, Türkiye’nin bir adalet sorunu var. Bir ekonomi sorunu var."
"Türkiye’nin en önemli sorun alanları özgürlük, adalet ve ekonomi. Bizim bu konularda samimi bir şekilde çalışacağımıza insanlar inanıyor. Toplumsal araştırmalarda ekonomi daha ön planda bir sorun. Ama şöyle bir geriye çekilip gelecek açısından değerlendirme yaptığınızda, ekonomi iner çıkar ama, özgürlük ve adaletle ilgili konular çok yakıcı konular."
"Bir başka önemli konu da şu: Türkiye’nin halihazırda kurucusu ve üyesi olduğu uluslararası kurumlar var, parçası olduğu ittifak sistemleri var, tarafı olduğu anlaşmalar var. Bunlar birçok acı tecrübeden sonra devlet politikası olarak benimsenmiş, yıllarca süren müzakereler sonucunda elde edilmiş kazanımlar. Üstelik bunlar Türkiye’yi daha öngörülebilir bir ülke haline getiren unsurlar. Son dönemde ülkemizin bu kazanımlarının da risk altına girdiğini görüyoruz ve bu bizi tedirgin ediyor."
ABD’NİN KANLI PARASI
Bütün yazıyı buraya belge diye almam gerekecek. Buna da yer izin vermiyor.
Yazının başlığı aslında işin özü. Bu açıklamanın ardından çok zaman geçmeden yaklaşık iki milyon kişinin katkedildiği, Irak’lı kadınların ABD askerleri tarafından ırzına geçildiği, etnik ve dini olarak üç bölgeye ayrılmış bir Irak’la karşılaştık. Irak’a düşecek ilk bombadan Türkiye’nin payına düşen 8.5 milyar dolarlık kanlı para. Bu kanlı paraya imza atan, yüzlerindeki masumiyet, elleri partinin diğer elemanları gibi harama el sürmemiş görüntülü elemanlarının en başındakilerden Ali Babacan. Tayyip yıkılsın da kim gelirse gelsin diyen İstanbul, Ankara, İzmir’in eli sıcak sudan soğuk suya değmemiş, entel dantel, tuzu kuru tayfasının çok hoşuna gidecek. Zaten sevmeye de başladılar. Bakın bomba ve 8.5 milyar dolara "welcome" diyen bu şahıs şimdi ne diyor. İnsan hakları, özgürlükler, çoğulcu demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi değerler de bizim hep savunduğumuz değerlerdir. Irak’ta ABD tarafından öldürülenler herhalde insan değildi.
Daha fazla söze gerek yok. ABD tarafından tekrar boyanıp, makyaj tazelenip ortaya atılan AKP döneminin iki hükümetinde ekonomiden sorumlu bakanlık, bir dönemde de Dışişleri Bakanlığı yapan Ali Babacan’ın kuracağı partinin içinde olacağı hükümetin ekonomi politikasından Allah hepimizi korusun.
Ama, bazılarının Tayyip yıkılsın da ne olursa olsun diyerek, HDPKK, FETÖ ve ABD’nin elemanları ile kuracağı bir koalisyon....
Kimse çok sevinmesin zaten olamayacak.