29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İma -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Imaj (image), sadece görsel değildir, ama öyle sanılır. Elbette görüntü de değildir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “İmajımız yıkılır” derken, yıkılacak şeyin itibar ve saygınlık olduğunu düşünmüş olmalı. İtibar ve saygınlık, standart ilke ve kurallar ihlal edildiği zaman yıkılır. Borcunuzu ödemezseniz, emanete ihanet ederseniz, birine zarar vermek için ihbar ederseniz, iftira ederseniz, yalan söylerseniz, başkalarına saygı göstermezseniz, kibirli davranırsanız, önünüze gelen yasaları okumadan imza ederseniz tamamen yitirebilirsiniz.

***

İmaj olgusunda, işleminde, işinde iki uç vardır:

1. İmaj kaynağı;

2. Alımlayıcı.

İmaj kaynağı imaj yaratmaz; ama bir şey yapar ve yaptığı şey alımlayıcının kafasında (imgeleminde) bir şey (image, imge) yaratır.

1983’e kadar Türkiye’de, edebiyat âleminde, imgenin sadece görsel olduğu sanılıyordu. Varlık dergisinde Temmuz-Kasım 1983 tarihleri arasında “yazınsal imge”nin ne olduğunu anlattım. Dizi yazıyı, “Şiir ve Gerçeklik” (Son, 4. baskı: İmge Yayınları) adlı kitabımda “İmge ve Serüvenleri” başlığı altında yayımladım.

Buna göre 6 tür imge vardır. Beşi, beş duyumuzla (görme, işitme, koklama, dokunma, tatma) ilgilidir. Altıncı imge türü zihinsel’dir.

Cumhurbaşkanı Gül, imajı görsel ve zihinsel anlamda kullanıyor.

İmaj nazenindir

Cumhurbaşkanı Gül, katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşmada, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olarak, “İmaj yapmak için 10 sene uğraşırsınız, ama onu bir haftada yıkarsınız” demiş. Cumhurbaşkanı doğru konuşmuş, imaj pek nazenindir hemen yıkılır; çünkü imaj gerçek değildir, varsayımsaldır, görecedir, soyuttur, yakıştırmadır. İlkin bir şeyi imge yaratmak için yaptığınızdan, yarattığınızı sandığınız imaj, kumdan bir şato gibi bir saniyede bir dalgayla yıkılır.

Biz gene de Cumhurbaşkanı’nın söylediklerine kulak verelim:

“Parkla ilgili oradaki başlayan itirazların dinlenmesi çok önemliydi. Nihayette orada, yapılması düşünülen projeler askıya alınmış oldu. Mesajların dikkate alındığı gözüküyor.Hepimizin didinerek oluşturduğu büyük bir Türkiye imajı var. Bu Türkiye imajını hepimizin her yanıyla koruması lazım. Sokaklardaki gösterilerin muhakkak bitmesi gerektiğine inanıyorum. Dışarıda, büyük tereddütler olmaya başladı. Özellikle yatırımcıların. Hepimiz bu olaylarla ilgili sarsıntı geçirdik. Hepimizin alacağı dersler var. Artık hemen toparlanmamız lazım. Yoksa kendi kendimize zarar vermeye başlarız. Kolay değil. İmaj yapmak için 10 sene uğraşırsınız, ama onu bir haftada yıkarsınız. Türkiye’ye hiç haksızlık etmememiz gerekir. Noksanlar olabilir. İnsanların bir itirazı varsa şiddete başvurmadan dile getirmesi gerekir. Ama, bunu, illegal örgütlerin devralmasına müsaade etmemek gerekir. Sosyal medya üzerinden, kasıtlı verilen mesajlar varsa, paniğe neden olmamak için buna müsaade etmemek gerekir.” (Hürriyet, 19.06.2013)

***

Cumhurbaşkanı’nın yaptığı konuşma içtenlikten, gerçeklikten, hakseverlikten, doğruluktan uzak, son derece sinsice yapılmış bir konuşma. Koyu AKP tarikatı mensupları dışında kimse inanmaz. Çünkü Türkiye nüfusunun büyük bir çoğunluğu Bay Gül’ün Cumhuriyet’in Cumhurbaşkanı olduğuna inanmıyor. Çünkü alımlanan imaj böyle. Çankaya’ya oturduktan sonra Cumhuriyet aleyhine ne kadar yasa varsa hepsini şipşak imzaladı. Türkiye’nin yurtdışındaki imajını iki paralık eden alkol yasasını gözü kapalı imzaladı. Gezi Parkı isyanının çıkmasında bu yasanın da büyük payı vardı. Böyle bir yasayı imzalayan cumhurbaşkanına kim inanır? Ülkenin madenlerini yabancılara peşkeş çeken yasayı, Tevhid-i Tedrisat Yasası’nı yerle bir eden yasayı, 4+4+4 yasasını gözü kapalı imzalayan Bay Gül! Kim inanır?

Cumhurbaşkanı hiç kaygılanmasın, Türkiye’nin dünyadaki imajı Gezi Parkı gençleri sayesinde bin beş yüz, doruklarda geziyor. Türkiye, Atatürk döneminden bu yana hiçbir zaman bu denli itibarlı olmadı, saygınlık kazanmadı. Herkes bu gençlere imreniyor, herkes bu gençlere öykünüyor. Öncü oldular.

Çünkü, yedikleri bunca zehirli gaza, basınçlı suya, SS ve SA mezalimine karşın barışçılıklarından bir dirhem yitirmediler. Herhangi bir vandallık yapmadılar. İftiradır! Vitrin indirmediler. Lümpenler, çapulcular gibi yağmacılık yapmadılar. Yakılan arabaları kim yaktı? Polis faillerini bulursa, o zaman anlaşılacak!

Buna karşın polis 4 insanımızın ölmesine yol açtı, onlarca insanın gözünü kör etti, binlerce insanımızı yaraladı. Bunların kaçının sakat kalacağı belli değil.

Yıkılan, Türkiye’nin imajı değil; AKP hükümetinin uyduruk imajı...

Bu uyduruk imaj yıkılırsa yıkılsın ama Türkiye yıkılıyor.

***

Hürriyet gazetesinin aynı sayı ve sayfasında Tayyip Usta, “Polis ne yaptı, kurşun attı mı?” diye soruyor. Bay Cumhurbaşkanı’nın, AKP hükümetinin imajını kimin iki paralık ettiğini anlaması için kan ve süt kardeşinin bu cümlesini okuması yeter. “Polis şiddet uyguladı da ne yaptı? Biber gazı sıktı diyorlar; en doğal hakkıdır, sıkar... Polisimize çok teşekkür ediyorum!” dediğini de unutmayın. Bu sözler dünyanın bütün dillerine tercüme ediliyor artık. Eskimolar, Laponlar bile biliyor.

Bay Cumhurbaşkanı hiç kaygılanmasın: Dünya, Türkiye’nin entelektüel imgesiyle AKP tarikatı hükümetinin vandallığını birbirinden ayırmayı çok iyi beceriyor.

Ha, Cumhurbaşkanı, AKP tarikatı hükümetini ayakta tutan sıcak paranın kaçacağını imâ ediyorsa, bu, özgürlük âşıklarının umurlarında bile değil. Uğruna hayat ve sağlıklarını feda ettikleri özgürlüğün yanında, karşısında, “Para”dan söz etmek ayıptır, hakarettir!