'İmamoğlu-Babacan' modeli

İktidar seçimler 2023’te dese de,

Türkiye seçim atmosferine sokuluyor.

Bunun için her yol deneniyor.

Psikolojik üstünlük ele geçirilmeye çalışılıyor.

Bütün planları,

“Türkiye’ye gelen ekibin” yaptığı konuşuluyor.

“Ekonomi üzerinden baskı artırılacak.

İktidarın direnme şansı zayıf.

Bir süre sonra çözülme yaşanacak” deniyor.

EN GÜZEL YILLAR (!)

Kulislere yansıyanlara göre önümüzdeki süreç şöyle yönetilecek:

“Ak Parti’nin ilk yılları.

En güzel yıllar” propagandası yapılacak.

Ak Parti’den uzaklaşanlar,

‘İlk yıllar’ söylemi ile havuzlanacak.

İmamoğlu-Babacan ikilisi öne çıkarılacak.

‘Siyaset İmamoğlu’na, ekonomi Babacan’a’…

Bu formül gündeme sokulacak.

‘İkisi de genç’ teması işlenecek.”

BATICI SERMAYE

Batı ile yakın duran,

ABD ile doğrudan temastaki sermaye gruplarının da bu formüle sıcak baktıkları konuşuluyor.

Hatta açık destek verdikleri ifade ediliyor.

Toplantılarda sık sık,

“Başka seçenek yok” dedikleri belirtiliyor.

Her kritik dönemde aktif olan, ama perde gerisinde duran,

Ecevit Hükümetinin yıkılmasında rolü olan isim de faaliyetlerini artırmış.

Organizatör rolüne soyunmuş.

Baykal’a, bir milletvekilini işaret edip,

“Biz her zaman gelemeyiz.

Bize … üzerinden ulaşabilirsiniz,

Biz taleplerimizi onunla iletiriz.

Siz de isteklerinizi onunla ulaştırabilirsiniz.

Onu biz olarak düşünün” diyen işadamı da işin içinde.

O CHP’li şimdi çok etkili.

Genel Başkanın en güvendiği isimlerden biri.

Aynı “topraklardan” geliyorlar.

Parti kulislerinde,

“FETÖ kontenjanından” olduğu söylenir.

SORUMLU O!

Bir Ak Parti kurucusuna,

“İmamoğlu-Babacan” formülünü sordum.

Yanıtı şu oldu:

“Türkiye’yi bunlar mı kurtaracak.

Ekonomide yaşadığımız felaketin sorumlusu kim?

Ak Parti’de ekonomiyi hep o yönetmedi mi?

Onun döneminde gösterge faizi kaçtı?

Hazine yüzde kaçla borçlanıyordu?

Yüksek faiz, düşük kur.

Halkın deyimi ile ‘yeme de yanında yat.’

Yabancılar bayram etti.

Şimdi ekonomiyi kurtaracakmış.

Ben zamanında ona açıkça sormuştum.

‘Derviş’in politikalarını devam ettireceğiz’ demişti.

Babacan’la Derviş aynı.

Türkiye’de tarımı bitiren de,

Ekonomiyi duvara toslatan da onlar.”

GÜL’ÜN HAYALİ

Abdullah Gül.

Bu aralar gideni geleni çok.

Çok kızdığı, Cumhurbaşkanlığı sonrasında,

“Kendi ikbali için benim önümü o kesti” dediği,

Davutoğlu ile bile barıştı.

Çevresindekiler Gül’le ilgili şunları anlatıyor:

“Seçime daha uzun süre var.

Erdoğan’ın adaylığı net değil.

Çeşitli nedenlerle aday olmayabilir.

Erdoğan kaybederse sonrası hiç iyi olmaz.

İşte bu noktada Gül devreye girer.

Cumhur İttifakı adayı olabilir.

Babacan ve Davutoğlu da geri gelir.

Gül de devri sabık yaratmaz.”

Belli ki Gül’ün hayali geniş.

Gözü hâlâ Cumhurbaşkanlığında.

İddiaları Ak Parti eski İstanbul milletvekillerinden birine sordum.

“Bu bilgiler bana da geldi.

ABD ve İngiltere’nin (B) planı olabilir” görüşünde.

MI6 BAŞKANI

Kulislerde çok konuşulan bir isim daha var.

Richard Moore.

İngiltere Dış İstihbarat Servisi (MI6) Başkanı.

“Türkiye için önemli.

Önümüzdeki günlerin en kritik ismi” deniliyor.

Başkanı olduğu “MI6”,

BAE ile de yakından ilgili.

“MI6” hep sessiz ve derinden gider.

Türk siyasetinde hep kritik hamleleri oldu.

Bu aralar yine aktif.

Başındaki isim Türkiye’de büyükelçilik yaptı.

Türkiye’yi de iyi bilir.

Göreve başlar başlamaz,

“İngiltere için en büyük tehdit Çin, Rusya, İran” demişti.

Türkiye de bunlarla beraber.

Niyetini anlamak zor değil…