İngiliz Milletler Topluluğuna karşı Osmanlı Bakiyesi Devletler Birliği (2)
Geçen haftaki yazımda İngiltere’nin, sömürgelerinden çekildikten sonra o ülkelerle kurduğu münasebetleri kaleme almıştım. İngiliz Milletler Topluluğu Şartı, sözde demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi ortak değerleri tanımlamaktaydı.
Bu kuruluşun ana karar alma kurulu, iki yılda bir yapılan Milletler Topluluğu Hükümet Başkanları Toplantısı’dır (CHOGM). Bu toplantılarda, başbakanlar ve cumhurbaşkanları dahil olmak üzere İngiliz Milletler Topluluğu Hükümet Başkanları bir araya gelerek ortak ilgi alanlarını tartışmak için birkaç gün boyunca toplanırlar. 2022'de Ruanda'da yapılan en son CHOGM'den bu yana görevdeki başkan, Ruanda Cumhurbaşkanı Paul Kagame seçilmişti.
TANINAN HAKLAR
Bazı üye devletler, Milletler Topluluğu vatandaşlarına belirli haklar tanımaktadır. Mesela Birleşik Krallık ve çoğunluğu Karayipler'de bulunan bazı ülkeler, ikamet eden Milletler Topluluğu vatandaşlarına oy verme hakkı vermektedirler.
Milletler Topluluğu vatandaşları, diğer Milletler Topluluğu ülkelerinden konsolosluk yardımı alabilmektedirler. Özellikle, Britanya büyükelçilikleri ve konsoloslukları, kendi ülkeleri temsil edilmediğinde Milletler Topluluğu vatandaşlarına yardım sağlayabilirler.
Yine Milletler Topluluğu vatandaşları, Britanya acil pasaportları için başvuruda bulunma hakkına sahiptir. Avustralya, ülkede ikamet eden Milletler Topluluğu vatandaşlarına olağanüstü durumlarda kimlik belgeleri vermektedir.
İngilizce Konseyi'nin Yargı Komitesi, birkaç Milletler Topluluğu ülkesi için en yüksek temyiz mahkemesidir. Yargı Komitesi, Yeni Zelanda Krallığı'na bağlı Cook Adaları ve Niue dahil olmak üzere 14 Milletler Topluluğu ülkesinin en yüksek mahkemesidir. Milletler Topluluğu vatandaşları, Fiji Yüksek Mahkemesi'ne atanma hakkına sahip olup Mahkeme, diğer Milletler Topluluğu ülkelerinden hakimlere dayanır.
BRİTANYA ORDUSUNDA BİR PARÇA
İngiliz Milletler Topluluğu vatandaşları, Britanya Silahlı Kuvvetleri'nde görev alma hakkına sahiptirler. Britanya Ordusu'nun açıklamasına göre, "Milletler Topluluğu askerleri, Britanya Ordusu'nun yapısında önemli ve değerli bir parça olmaya devam edecektir."
Öte yandan Nepalli Gurkha askerleri, Milletler Topluluğu ülkesi olmamasına rağmen, uzun süredir Britanya ve Milletler Topluluğu güçleriyle beraber savaşmaktadır. Gurkha askerleri, Britanya Ordusu (Gurkha Tugayı), Hindistan Ordusu ve Kraliyet Bruney Silahlı Kuvvetleri ile birlikte, Singapur Polisi'nin Gurkha Kontenjanı tarafından da işe alınmaya devam etmektedir. Brunei'nin Gurkha Yedek Birimi'nin çoğu, Britanya Ordusu ve Singapur polisinden emekli askerlerdir.
‘IRK EŞİTLİĞİ’
1960’larda dekolonizasyon dalgasının ardından bu anayasal ilkeler, siyasi, ekonomik ve sosyal ilkeler çerçevesinde genişletilmiştir. 1961’de, ırk eşitliğinde saygı, üyelik için bir gereklilik olarak belirlenmiş ve bu durum, Güney Afrika’nın tekrar başvurusunun geri çekilmesine yol açmıştır.
1971 Singapur Bildirisi, tüm üyeleri insan hakları, eşitlik ve serbest ticaret ilkelerine adanmış olarak tanımlamıştı. Bu kriterler, 20 yıl boyunca uygulanamaz halde kalmış, 1991’de Harare Bildirisi ile bu ilkelerin dekolonizasyonun tamamlanması, Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Güney Afrika’daki apartheidin son bulması ile ilgili olarak uygulanması kararlaştırılmıştır.
İngiliz Milletler Topluluğu Savaş Mezarlıkları Komisyonu, 1,7 milyon Commonwealth savaş mağdurunu anmakta ve dünya genelinde 2 bin 500 savaş mezarlığını korumaktadır, bunlardan biri de Çanakkale'deki Anzak mezarlığıdır.
İngiltere’nin bu politikası Afrika'nın kolonizasyonu sırasında oynanan siyasi oyunlar, stratejik manevralar, manipülasyonlar ve sömürü ile karakterize edilmektedir. Bu siyasi oyunların mirası, Afrika'nın modern politikalarını, sosyal ilişkilerini ve uluslararası dinamiklerini etkilemeye devam etmektedir.
TÜRKİYE’NİN MUVAFFAK OLAMADI
Osmanlı Devleti’nin ise çekildiği topraklarda bir sömürge enkazı bırakmamış olmasına rağmen Türkiye’nin buna benzer bir topluluk kurmaya henüz muvaffak olamaması üzücüdür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kıta ülkeleriyle kurabileceği ilişkiler tarihi bağları işlemekle mümkündür. Bendeniz bunu Osmanlı coğrafyasından uzak bir ülkede Güney Afrika’da kurmaya muvaffak olduysam bu bağlar Osmanlı Devleti’nin idare ettiği topraklarda çok daha güçlü bir şekilde yapılabilir.
Şu bir hakikat ki, Afrika’ya gidip oranın yerli dilini öğrenen Osmanlı münevveri Ebubekir Efendi’nin bir torununun 160 yıl sonra o ülkenin önde gelen bir devlet adamı olarak Türkiye’yi ziyaret etmesi, sadece dünün tarihini ilgilendirmez, kıymeti bilinirse bugün kıta ile olan diplomasimizi de belirler!..