İngiltere... Sessiz ve derinden
18 Ekim’de, Türkiye ile ABD ve Avrupa Birliği arasında krize neden olan 10 büyükelçinin bildirisinde dikkatleri çekmişti. ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçileri, Türkiye’nin egemenliğini hiçe sayan bir ortak açıklama yayımlayarak Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istemişti. Bildiride, Birleşik Krallık çatısı altındaki Kanada ve Yeni Zelanda’nın imzası vardı ama İngiltere’nin yoktu.
ABD VE İNGİLTERE’NİN FARKI
Biliniyor: İngiltere’nin, “üzerinde güneş batmayan İmparatorluk” günleri çok eskide kaldı. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yavaş yavaş, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra da kesin olarak İngiltere’nin dünya patronluğu iddiasını ABD devraldı. Ama Hindistan’dan Afrika’ya, Avustralya’dan Batı Asya’ya, İngiltere’nin sömürgecilik tecrübesini ve kurduğu ilişkilerini unutmamak gerekiyor. Yaşlı kıtanın yaşlı sömürgecisi, ona göre genç ABD’ye göre sessiz, derinden ve sabırlı bir politika izleyegelmiştir hep.
Deneyimli diplomatlar, sık sık vurgular, “ABD’yi izlerken, İngiltere’nin politikalarını gözden kaçırmayın” diye.
SOYKIRIM YALANI AVAM KAMARASI’NDA
İşte buna bir örnek: Türkiye’nin çok hızlı değişen gündemi arasında gözlerden kaçan İngiltere’nin önemli bir eylemini, emekli Kurmay Albay Dr. Ömer Lütfü Taşçıoğlu hatırlattı. İngiltere, Ermeni soykırım iddialarını 9 Kasım 2021’de Avam Kamarası’nda oylayarak kabul etti ve bir sonraki oylamanın 18 Mart 2022’de yapılması kararlaştırıldı.
Yunanistan’ın 25 Ekim’de, ABD ve Fransa’nın ardından İngiltere ile savunma ve dış politika konularını da içeren geniş kapsamlı bir işbirliği anlaşması imzaladığını da geçerken belirtelim. İngiltere ve Yunanistan’ın gündeminde tabii ki, Türkiye’ye yönelik Atlantik tehdidinin yoğunlaştığı Doğu Akdeniz ve Kıbrıs da bulunuyordu. Londra’daki anlaşma imzasından sonra Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, bu konuları da ele aldıklarını açıkladı.
ATLANTİK ATAĞI
ABD Başkanı Joe Biden’ın 24 Nisan 2021’de, 1915 olaylarını soykırım olarak nitelemesiyle başlayan Türkiye’ye karşı Atlantik atağı hem Türkiye içindeki hem de dışarıdaki bütün kuvvetlerin devreye sokulmasıyla yoğunlaştırılıyor. Aydınlık’ın dünkü manşetinde yer alan Almanya’nın, Tessa Hoffman gibi meşhur Süper-NATO görevlilerinin güdümündeki Dersim sempozyumu da aynı atağın parçası.
TARİHLERİN ÖNEMİ
AB Türkiye Temsilcisi Karen Fogg, Türkiye’de kurduğu ağdaki adamlarına yolladığı e-postalarında, “Türk tarihinin hakkından gelmek lazım” diyordu. Emekli Kurmay Albay Dr. Ömer Lütfü Taşçıoğlu da, tarihteki önemli olayların yıl dönümlerine denk gelen emperyalist hamlelere dikkat çekiyor:
“Yabancılar bu tarih ve isim işine çok önem veriyor ve belli kararları belli tarihlerde ve belli isim taşıyan yerlerde alarak Türklerden rövanş alıyorlar. Örneğin Mondros Ateşkes Antlaşması’nı Limni’nin Mondros limanında demirli Agamemnon’un adını taşıyan savaş gemisinde imzalattırıyorlar. Agamemnon, Yunan ordularını Truva’ya savaşa götüren kral/komutanın adı. Truva’da Türk Komutanı Hektor’u öldüren ise Aşil. Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’un Fethi’nden 9 yıl sonra 1462 yılında Truva’nın kalıntılarının bulunduğu yere gelerek ‘Hektor’un öcünü aldık' demesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün ise Çanakkale ve İstiklâl Savaşından sonra ‘Truva’nın öcünü aldık’ ifadesi Truva savaşına işaret ediyor ve atalarımızın tarih bilincini gösteriyor. Atalarımızdaki tarih bilincinin yeni nesle de aşılanması gerekiyor.
“ABD ordusu askerimizin başına çuval geçirme alçaklığını kendi ülkesinin kuruluş günü olan 4 Temmuz’da yapıyor. Bununla da yetinmiyorlar ve Çanakkale’de 13 Mayıs 1915’te Goliath savaş gemisini torpido ile vuran Muavenet gemisini 2 Ekim 1992’de NATO tatbikatı sırasında yanlışlıkla ateşlendiğini iddia ettikleri güdümlü füzelerle kasten vurarak 77 yıl sonra gemi komutanı dahil 5 askerimizi şehit edip 22 askerimizi yaralıyorlar ve akıllarınca Goliath’ın intikamını alıyorlar.
“Neyse ki Türkiye de Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı dış sınırlarını 18 Mart 2019’da ilan etti.
“İngilizler soykırım kararı için oylama tarihi olarak Çanakkale’de rezil oldukları 18 Mart tarihini seçerek Türklerden rövanş aldıklarını sanıyorlar. Ayrıca tasarının İngiliz parlamentosunda oylamaya sunulduğu tarihin de Azerbaycan’ın Ermenistan’la imzaladığı ve Karabağ’ın tekrar Azerbaycan’a verilmesinin tescil edildiği ve aynı zamanda Azerbaycan’ın Devlet Bayrak günü olan 9 Kasım olarak seçilmesi tabii ki tesadüf değil.
“Yani İngiltere 9 Kasım ve 18 Mart tarihlerinde Ermeni iddialarını gündeme taşıyarak ve oylayarak aklı sıra Azerbaycan’a ve Türkiye’ye mesaj aktarıyor ve gözdağı veriyor.
“Birilerinin bu oyunu gördüğümüzü ve İngiltere’nin Çanakkale’deki İngiliz-Fransız yenilgisinin ve Karabağ’daki Ermeni yenilgisinin intikamını böyle politik oyunlarla almasının mümkün olmadığını, bu tür basitliklerin İngiltere’nin isminin başındaki Büyük ifadesi ile uyuşmadığını diplomatik bir dille bunlara hatırlatması lazım. Tabii bu görev öncelikle Türkiye ve Azerbaycan Dışişleri Bakanlıklarına düşüyor.”