26 Aralık 2024 Perşembe
İstanbul 10°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İngiltere’deki muhalefet liderleri aptal mı?

Mustafa Mutlu

Mustafa Mutlu

Eski Yazar

A+ A-

Başlıktaki sorunun yanıtını hemen vereyim:  

Evet; İngiltere’deki muhalefet liderleri geleneksel Türk siyasi geleneklerine göre, kesinlikle aptal! 

Neden mi? 

Anlatayım: 

*** 

Biliyorsunuz seçimler yapıldı: 

İktidardaki muhafazakârlar yine sandıktan birinci parti çıktı ve hükümeti tek başına kuracak sandalye sayısına ulaştı. 

2010’daki seçimlerde oyların yüzde 29’unu alan ana muhalefet durumundaki İşçi Partisi, yüzde 30,5’le ikinci sıradaki yerini korudu ve oylarını yükseltti. 

Geçen seçimlerde oyların sadece yüzde 3,1’ini alan Bağımsızlık Partisi de yüzde 12,6’yla büyük bir başarı elde etti. 

Liberal Demokratlar ise yüzde 23’ten yüzde 7,8’e gerileyerek seçimin tek gerçek mağlubu oldu! 

*** 

Hal böyleyken...  

Bu üç partinin lideri de seçim sonuçları açıklanır açıklanmaz, görevlerinden istifa etti! 

Neden? 

Dedim ya; aptallar! 

*** 

Liberal Demokratlar’ın liderine söylenecek söz yok;  

“kıvırma payı” kalmamış, açık bir yenilgi almış... 

Ancak diğer iki partinin liderleri, oylarını yükseltmişken istifa ediyor... 

Peki; gerçek neden benim dediğim gibi “aptal” olmaları mı? 

Elbette hayır! 

*** 

Asıl neden, gerçekten demokrat olmaları ve demokrasiye inanmaları... 

Bizim liderlerin her seçimden sonra yaptığı gibi, “Ama oylarımız binde 3 puan arttı” numa-rasına ihtiyaç duymamaları... 

Onurlu davranmaları! 

*** 

Tabii; bu “onurlu” davranışın en önemli nedeni, İngiliz seçmeninin tavrı... 

Her ne kadar oylarını yükseltmiş olsalar da vaat ettikleri oyu alamayan liderlerini istifaya zorlamaları... 

Peki; bizdeki “lider yanaşması” fanatik partililer ne yapıyor? 

Goygoy! 

“Aman ağam, gitme paşam...” 

Sonra sonuç belli: 

Kronik yenilgi ve kendisini geliştiremeyen bir siyasi yapı... 

*** 

Baykal kaç kez yenildi?  

Eminim, sayısını hatırlayanınız çıkmaz...  

Peki; kaset skandalı patlamasaydı, o koltuğu bırakır mıydı? 

Tabii ki hayır! 

Ondan sonra gelen Kılıçdaroğlu’nun aldığı seçim yenilgileri bile bir elin beş parmağına ulaştı! 

Bir kez, “İktidar olamazsam istifa ederim” dediğini duydunuz mu? 

Hayır... 

Yerel seçimlerden sonra sözüm ona seçimli Kurultay’a gitti ama... Yeniden gelmek için! 

Devlet Bahçeli deseniz, ha keza... 

Koltuğa zamk sürmüş; sonuç ne olursa olsun kalkmıyor! 

*** 

Şimdi bazı CHP’liler e-posta gönderip soracak: 

“Seçimde başarısız olursa, Doğu Perinçek de Vatan Partisi Genel Başkanlığı’ndan istifa etmeli mi?” 

Ne ayrıcalığı var?  

Kesinlikle etmeli... 

Demokrasinin raconu bu! 

Seçmenine, ekibine vaat ettiği oy oranına partisini ulaştıramazsa; o da istifa etmeli!  

Gerçek demokrasilerde liderler değil, partiler ve ideolojiler önemlidir. 

O ideolojiyi kim yükseltiyorsa, oyları kim artırıyorsa, halk kimi istiyorsa; o devam etmeli... 

*** 

Kısacası... İngilizler sandığa gitti; onların muhalefet liderleri özellikle bizim gibi demokrasisi az gelişmiş ülkelere ders verdi... 

Tabii; almasını bilirsek...  

156+16! 

Huber’i 7 ay 3 hafta boyunca işgal eden ve bana tam 156 yazı yazdıran Abdullah Gül, şimdi de 16 gündür sorduğum iki basit soruyu yanıtlamıyor...  

Yanıtlayana kadar sormaya devam edeceğim: 

Bir: Kanlıca’daki evi alacak 20 milyon lirayı nereden buldunuz? 

İki: Huber’de yapılan masrafları ödediniz mi? Makbuzları gösterir misiniz? 

GÜNÜN SORUSU 

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Alo 190 Fetva Hattı”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinde Kuran’la miting meydanlarında propaganda yapmasıyla ilgili olarak şu fetvayı vermiş:  

“Bunu yapan tüm Türkiye’yi yöneten bir Cumhurbaşkanı... Siyasi parti yapsa o zaman ‘Dur’ deriz!”  

Sorum Diyanet İşleri Başkanı’na: 

Bu fetvayı Kuran-ı Kerim’in hangi ayetine dayanarak verdiniz? 

SOMA’DA İSYAN GÜNÜ!  

Manisa’nın Soma İlçesi’nde “en az” 301 madencinin hayatını kaybettiği 13 Mayıs 2014’teki facianın yıldönümüne sadece üç gün kaldı. 

Şehit aileleri bugün saat 13:00’te, Soma’daki Ege Linyit İşletmeleri’nin önünde miting düzenleyerek bir yıldır yaşadıkları zulmü haykıracak. 

AKP iktidarı bu ailelere onlarca söz verdi ama birkaç göstermelik yardım dışında hiçbir sözünü tutmadı. 

Soruşturma ve yargılama aşaması, halktaki “Adalet, yine tecelli etmeyecek” duygusunu ne yazık ki haklı çıkaracak şekilde seyrediyor... 

Kısacası bugün Soma’da olalım, olmayalım; kalbimiz o mitingde atacak! 

O mitingdeki isyan; hepimizin isyanıdır! 

GÜNÜN İSYANI 

Seçimler yaklaştı ya; oy kaybetme paniği yaşayan AKP propagandada sınır tanımıyor. Son olarak Kocaeli Devlet Hastanesi Ek Hizmet Binası’nın temel atma töreninde gündüz vakti havai fişek atıp, yüksek volümlü müzik yayını yapmışlar... Tören alanının hemen yanındaki onkoloji bölümünde yatan kanserli hastalar, tören bitene kadar sıkıntılı anlar yaşamış... İsyanım bu görgüsüz siyasetçilere: 

Allah’tan korkun!