22 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İnşaat çeliğinde ithal tehlike

İsmail Hakkı Pekin

İsmail Hakkı Pekin

Eski Yazar

A+ A-

İnşaat çeliğinde fiyatların yükselmesi özellikle küçük ve orta ölçekli müteahhitlerin tepkisine neden olmuştu. Hükümet aldığı kararla inşaat çeliğinde yüzde 30 olan ithalat vergisi önce yüzde 10’a indirdi. Fiyatların düşmemesi üzerine 2018 yılı itibarıyla inşaat çeliğinde gümrükler sıfırlandı. Bu karar yerli çelik üreticileri tarafından tepkiyle karşılandı. Dün İstanbul'da bir basın toplantısı düzenleyen Çelik İhracatçıları Birliği, kararı çelik sanayine vurulan bir darbe olarak nitelendirdi.

GİRDİLER ZAMLANDI

Toplantıda konuşan Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, fiyatların iç pazarda değil dünya ölçeğinde arttığına işaret ederek, şu bilgileri verdi: “Elektrot, ferro alyaj, refrakter gibi üretimde kullanılan sarf malzemelerinde ve hurda, kömür gibi hammaddede yaşanan artışlar üretim maliyetlerini yükseltiyor. Ton başına hurdadan kaynaklanan 135 dolar, grafit elektrottan 50 dolar, ferro alyajdan 4 dolar ve refrakterden 1.5 dolarlık ek maliyet ortaya çıkmıştır. Bu yükselişlerin inşaat çeliği fiyatlarına yansımaması mümkün değildir.”

MALİYETE ETKİSİ ÇOK AZ

İnşaat çeliği fiyatlarındaki artışa karşı veryansın eden müteahhitlerin yüksek kâr marjlarından fedakarlık etmeye yanaşmadıkları halde düşük kâr marjları ile çalışan ve dönem dönem zarar etmeyi göze alan çelik sektörüne yüklenmeyi seçtiğini belirten Namık Ekinci, şunları kaydetti:

“Son bir senede inşaat çeliğinde yaşanan fiyat artışlarının inşaat projelerinin satış maliyetlerindeki etkisini araştırdık. Araştırmada baz aldığımız İstanbul Kartal ve İskenderun’da metrekarede kullanılan 50 kilogram inşaat çeliğinin toplam satış fiyatındaki payı yüzde 1.5 ve yüzde 4.6’ydı. Son bir senede inşaat çeliğinde yaşanan fiyat artışlarının etkisi ise Marmara’da yüzde 0.3 ve Anadolu’da ise yüzde 1 olmuştur. İnşaat sektörünün ana giderlerden biri olan vergi, harç, izin belgesi vb. giderler kısmı ciddi bir pay oluşturmaktadır. Arsa payı ise yüzde 35 ile yüzde 70 arasında değişiklik göstermektedir. Bu oran ortalama yüzde 55 seviyesindedir.”

YOK BÖYLE BİR KAR!

Tüm bunlara karşın günün sonunda inşaat firmalarının kârlılıklarının yüzde 45 ile yüzde 70 arasında değiştiğini ve inşaatta Türkiye’deki kâr oranlarının dünyanın hiçbir ülkesinde olmadığını belirten Namık Ekinci, Şu örneği verdi: “Türkiye’de inşaat şirketlerinin kâr oranı ortalama yüzde 50 iken ABD’de yüzde 9. İnşaat çeliği üreticisi ülkemizde yüzde 5.5 kâr marjı ile üretirken ABD’li inşaat çeliği üreticisi yüzde 14 kâr ile üretiyor.”

DÜNYA TERSİNİ YAPIYOR

Alınan bu kararla çelik üreticisinin dampingli ürün ithalatına karşı savunmasız bırakıldığını vurgulayan Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı Namık Ekinci, “İnşaat çeliği ithalatındaki vergilerin kaldırılması, Türk çelik sektörünü dampingli, teşvikli ve standart dışı üretim yapan ülkelerin tehdidine karşı açık hale getirmiştir. İthal inşaat çeliğinin deprem kuşağında yer alan ülkemizin standartlarına uygunluğuna yönelik tam bir kontrol mekanizması bulunmuyor. Denetimler yapılmadan ithalata izin verilmesi yapı güvenliğini ve vatandaşlarımızın canlarını tehlikeye atmaktadır.İthalat, fiyatların düşmesine çare olmayacaktır. Çelik fiyatları küresel piyasalarda belirleniyor ve Türk müteahhitleri şikayet etseler de dünyanın en ucuz ve kaliteli inşaat çeliğini kullanmaktadır” dedi.

Bir sektörü korumaya çalışırken Türkiye sanayinin bel kemiği olan başka bir sektörün zarar görmesinin kabul edilemez olduğunu dile getiren Namık Ekinci, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm dünya haklı ya da haksız gerekçelerle yerli üreticisini koruyup gümrük duvarlarını yükseltirken Türkiye’nin inşaat çeliğinde gümrük duvarlarını sıfıra indirerek sektörün dış tehdit ve baskılara açık hale getirilmesi sanayimize vurulan önemli bir darbedir. Dampingli ürün tehdidine karşı savunmasız kaldık. Bu karardan sadece çelik sanayi değil Türkiye sanayisi ve istihdamı son derece olumsuz etkilenecektir. Sanayicilerimiz büyüyüp ihracat odaklı ve döviz kazandırıcı faaliyetlerden ziyade hayatta kalma ve pazar payını koruma çabasına girecektir. Bu da öncelikle sektörde istihdam ettiğimiz direkt 40 bin, dolaylı olarak 250 bin insanımızı olumsuz etkileyecektir.”