Yandex
23 Nisan 2025 Çarşamba
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

İnsanı yaşat ki devlet yaşasın

Mehmet Yuva

Mehmet Yuva

Gazete Yazarı

A+ A-

Ne muhteşem tespitlerdir: İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. Devleti yaşat ki millet yaşasın. Devleti yönetenler fakir (hadi biz ona normal zenginlikte diyelim) ölsünler ki millet zengin yaşasın. İnsanlar ya yaratılışta ya dinde kardeştir. Bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine bu hasret bizim. Ya hep beraber ya hiçbirimiz. İnsanı yaşatan, yücelten ve mest eden, devleti yani idareyi kuran ve koruyan, mülkün temeli adalet olduğuna müdrik Âlimler, üreten, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür insanlar, filozoflar, aksakallılar, erenler, pirler, şairler, seyisler (idareciler, siyaset erbabı) bir medeniyet projesi inşa ettiler.

İnsanın ırkına, dinine, mezhebine, meşrebine, yakınlığına, uzaklığına binaen karar vermediler. Liyakati esas aldılar. İnsana, millete ve devlete fayda sağlayanları baş tacı ettiler. Cesarete, dürüstlüğe, adalete, rahmete kıymet verdiler. Bu hasletleri ödüllendirdiler. Tekelciliği tüm kötülüklerin kaynağı olarak idrak ettiler. Tekelciliğe, mutlak hegemonyaya tamah edenleri Allah’a şirk koşmakla eşit tuttular. Sevgi ve mal paylaştıkça büyür temel itikadının tohumunu ektiler, şeceresinin meyvesini hep birlikte yediler. Ama ve lakin insan merkezli Mübarek Şecere yalnız değil. Sadece onun meyvesinden beslenenlerin dünyasında değiliz. Onu yalnız bırakmayan, zıttı olan aslında var olmasına yarayan Melanetlik Şecerenin meyvesinden beslenenlerin de alemindeyiz.

SAFFIN SAVAŞI

Zira kötülük olmasaydı iyi olanı nasıl idrak edecektik? Gece olmasaydı gündüzün kıymetini nasıl bilecektik? Şer olmasaydı hayrın faydasını nasıl öğrenecektik? İnsan olmasaydı İblisi nasıl tanıyacaktık? Saffın Savaşı iki sınıfın, safın savaşıdır. Bir tarafta medeniyet projesini inşa etmek ve korumak isteyen insan, öbür tarafta tekelci hegemonya hedefleyenlerin hizmet ettiği insanı insanlıktan çıkaran iblisin projesi. Parçası olduğumuz ve hatta merkezinde yer aldığımız Bereketli Hilal Coğrafyasını medeniyetler beşiği yapan en temel fikriyat, ya hep beraber ya hiçbirimiz felsefesini bir tunç yasası olarak kabul etmeleri ve uygulamalarıdır. Melanetlik Şecerenin meyvesi tekelci olmanı, tekelci hegemonya için çırpınmanı tavsiye eder. Bunun sana kudret, saltanat, zenginlik, saygı, itibar, vakarlık sağlayacağını, buna ulaşmak uğruna tüm habis araç ve yolların mubah olduğunu enjekte eder.

TEKELCİLİK MEDENİYET KURAMAZ

Tekelcilik sana hanedanlıklar, devletler ve hatta imparatorluk kurmanı sağlayabilir. Şan, şöhret, kudret, şatafat ve devasa zenginlik sunabilir. Ama ve lakin bir medeniyet projesi olamazsın. Devletin insan gibi bir hayat çizelgesine sahip olduğu fikriyatı da yabana atılamaz. Doğar, büyür, zirve yapar sonra gerileyerek tarihi misyonunu tamamlar ve ölür. Bir medeniyet projesi sonucu inşa edilen devletlerin de barbarların saldırıları, sirke misali içinde üreyen kurtların kemirmesi ve nefsin taşıdığı “habis” tamahlara meyil sonucunda yıkıldıkları maruftur. Ama ve lakin baki ve daim olan, İnsana yakışır tek devlet medeniyet projesini söylem ve eylemde tüzük, program ve temel amaç edinmiş olan devlettir.

Daha bariz örneklerle arz edelim; Saddam’ı Irak’ta, Kaddafi’yi Libya’da, Esad’ı Suriye’de yıkan en önemli sebep medeniyet projesinden uzaklaşılmasıdır. Saddam döneminde Irak varlıklıydı. Eğitim, hastaneler ucuz veya bedavaydı. Üreten bir ülkeydi. Ancak medeniyet projesinin en önemli prensibi olan insan ve millete zarar vermediği sürece, üretene, sanayiciye, esnafa, çiftçiye hizmet ettiği sürece fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür, itikadı hür bir millet inşa edemedi. Yapıcı eleştiriye dahi tahammül edilmedi. Övülmek, alkışlanmak ve pohpohlanmak teşvik edildi. Askeri-siyasi-finansal gücüne itimat etti. Gelir gelmez Suriye’ye Mısır’a düşman oldu. İran’a saldırdı, yıllarca savaştı. Eski müttefiki ve dostu Körfez Arap ülkelerine saldırdı, Kuveyt’i işgal etti.

NAMUSLULAR CESARETLİ OLMALI

İsrail, ABD veya İngiltere şüphesiz ki Irak’ın, Libya’nın, Suriye’nin parçalanması ve yıkımında başat aktörlerdir. Şüphesiz ki sahip oldukları askeri kudret ve teknolojik imkânlar herhangi bir ülkeye ciddi yaralar açar. Şüphesiz ki, bu güçlere direnen cephenin birlik ve beraberliği sağlayamamış olması, direniş cephesini yalnız bırakmış olması, bencil davranarak sıranın kendisine gelmesini bekliyor olması şer cephenin zaferine zafer katmıştır. Hani demiş ya Abu Zer El-Gaffarı, namuslular en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır. Namuslular namussuzlar kadar cesur olamadıkları için şüphesiz ki büyük bir facia ve bedel ödenmiştir. Ancak kapısız, penceresiz, iç cephesi yumuşak, korkuyla yetişmiş, yalaka edebiyatıyla terbiye edilmiş kalenin çökmesi daha kolaydır. Ve bundan mütevellit Asurların, Babillerin, Sümerlerin, Akadların, Gılgamış’ın medeniyet projesinin yurdu Irak Saddam döneminde bir medeniyet projesi olamamış ve yıkılmıştır. Benzer hikâyeleri medeniyet projelerin anavatanı olan Suriye’de de yaşadık. Yunan ve Roma medeniyetlerinin kaynağı olan Şam bugün en karanlık dönemlerini yaşıyor. Libya’da da şahit olduk.

2011 ÖNCESİ VE SONRASI

Ancak gelenlerin iblisin şer projesinde askerler olması gidenleri aklamıyor. Gelenlerin azılı katil ve medeniyet düşmanları olması gidenleri medeniyet proje sahipleri yapmıyor. Aksine gelenlerin gelmesine imkân sunan koşulları yaratan, medeniyet projesini koruyamayan ve geliştirmeyen başarısız idareciler yapar. Netanyahu Filistin’de, Lübnan’da, Suriye’de istediği gibi cirit atıyor. Ancak bu kudret bir medeniyet projesi inşa etmiyor. Etmediği için de bir gün Hitler gibi anılacak. Şimdiki Türkiye de bir medeniyet projesi olmaktan uzaktır. 2011 öncesi Erdoğan saltanatı ve Türkiye’sini bugünün Türkiye kefesi ile kıyaslayın. Yarar-zarar muhasebesi yapın. Hangi dönem Sayın Erdoğan ve Türkiye’nin hayrınaydı?

Bundan en çok on sene sonra belki de çok daha yakın bir zamanda Sayın Erdoğan’ın saltanatı son bulduğunda 23-25 yıllık iktidarı nasıl anılacaktır? Devletin partizanca yönetilmediği söylenecek mi? Liyakat ve ilim erbabına ehemmiyet verildiği savunulacak mı? Tarıma, esnafa, üreticiye, sanayiciye zenginlik kattığı iddia edilecek mi? Türkiye’ye bir medeniyet projesinin mimarı mı yoksa Türkiye’yi faciaya sürükleyen projenin mimarı olarak mı anılacak? Bu muhkem sona gelmeden insanı yaşatın ki devlet yaşasın. İnsanın ırkına, dinine, mezhebine, meşrebine, yakınlığına, uzaklığına binaen karar vermeyin. Liyakati esas alın. İnsana, millete ve devlete fayda sağlayanları baş tacı edin. Cesarete, dürüstlüğe, adalete, rahmete kıymet verin. Bu hasletleri ödüllendirin.

Tekelciliği tüm kötülüklerin kaynağı olarak idrak edin. Tekelciliğe, mutlak hegemonyaya tamah edenleri Allah’a şirk koşmakla eşit tutun. Sevgi ve mal paylaştıkça büyür temel itikadının tohumunu ekin, İnsanı, devleti ve milleti rahmet ve medeniyet şeceresinin meyvesi ile besleyin. NATO ve emsali örgütlerden, devletlerden medet ummayın. Bu projenin askeri olarak ne kadar medeni, demokrat, özgürlükçü ve insan sevgisiyle dolu olduğunuzu iddia etseniz de bir medeniyet projesi inşa edemezsiniz. Bir medeniyet projesi olarak doğan İslam’ı tekelci hegemonya ile katleden Muaviye ve ecdadına hitaben konuşan torun Hz. Ömer Bin Abdülaziz’in nidasıyla noktalayalım: Bugüne kadar hayır işledinizse yeter olsun, yok eğer şer işledinizse o da yeter olsun.

İsrail ABD İngiltere Irak Libya Suriye